25 Ekim 2010

dinazorumuz, tefalimiz, koltuk sevdamız... başlığa bak hizaya gel hahaaa :))

Önceki postlarımın devamı niteliğinde bir yazı yazmak isteyince biraz ortaya karışık gibi bir durum olacak ama idare edin artık :))

İlk konumuz mutfağımın şu anda baş elemanı maharetli kızımız tefal actifry...
Acaba soru işaretleri ile aldığım kızımdan inanılmaz memnunum arkadaşlar :)
İlk merak edilen patates kızartması dimi :)) Çeşitli usüllerde denedim. 1 kaşık yağ ile evet 1 kg patates kızarıyor bu doğru ilk önce bunu söyliyim. Çıkan sonuç oldukça hafif hatta çok hafif :) İlk önce haşlanmış patatesmi acaba bile diyebiliyorsunuz pişman pişman. Tariflerde 35 dk gibi bir süre veriyordu sonuç bu...
İlk denemeden tatmin olmadığım için 2. denememde süreyi biraz daha uzattım 45-50 dk kadar. Çıkan sonuç çıtır çıtır fresh patatesler. Yine hafif ama daha çıtır çıtır ki bu tadı sevdim mesela.
3. denememde yağ miktarını 2 kaşığa çıkartarak kızarttım yine süreyi uzatarak. Bildiğimiz patates kızartması en alasından :)) Patates kızartmasında alıştığım tadı bırakamam diyenler için :)
Kabak, biber kızartmalarıda enfes çıktı....
En sevdiğim yönü ise en ufak kızartma kokusu yok, diğer fritözler gibi buhar yok, temizlemesi kolay vs vs....
Konudan çıkan ana fikir kesinlikle tavsiye edilir :)))

Gelelim bizim minik dinazor konusuna.....


Minik dinozorumuz ilk çatladığında işte aynen böyle bir görüntüdeydi. Gözler kapalı, eller büzüşmüş gerçek bir miniş gibi yani :)) Suda kaldıkça büyüyor düşüncesi ile geçtiğimiz Cumartesi gününe kadar beklettik minnoşumla sabırla... Dürttük arada ama gelişimine zarar vermedik herhalde hahaaa :)))
Sonuçta 1 karıştan fazla büyümedi dinazorumuz. Silikona benzer bir malzeme ancak bizim için oynamaya çok müsait değil gibi sanki. Biz dinazorlarımızı eğiyoruz, büküyoruz, çeşitli deneylerde kullanıyoruz :)) Çok eğilip bükülmeye pek müsait değil gibi sanki. Ama yumurtanın kırılmasını beklemek, gözlerinin yavaş yavaş açıldığını görmek, kuyruğunun çıkmasını beklemek bizim minnoş için oldukça güzel bir deneyimdi. Herşeyin şıp diye olmadığını anladı en azından :))) Canlı olmadığını anlaması biraz hayal kırıklığı yaratsada minnoşumda yinede sonuçtan memnun. Hatta gizli gizli konuşuyormuş minnoşumla hahahaaaa :)) Aralarında sırmış...

3. konumuz benim koltuk sevdam :)) Yepyeni bir konudur kendileri hahahaaa :))
Hani geçen sene anlatmıştım ya okullar açılırken sınıf temsilciliği-okul aile birliği ne varsa balıklama daldım diye.... Dün okul aile birliği genel kurulumuz vardı haliylede okul aile birliği başkanı seçimleri.... Bızıklasamda koltuğum pek sıcakmışki vazgeçemedim hahaaa :))) Şimdi anlıyorum politikacıları dermişim üstüne bir de...
Amanın ne çok koltuk sevdalısı varmış :) Liste veremezsin diyenler, neden böyle oldu diyenler, komplo var diyenler, çıkıp bu okula kendimi adarım diyenler hahaaa :))) Sonuç: Listemi tüm itirazlara rağmen oylamadan pozitif çıkarttım, başkanlığımı onaylattım, arkadaşlarımı onaylattım tabi bu arada 1 fire verdim ama onuda kazanırız tekrar :)))
Amma velakin biliyorum ki dün fısıltılı konuşmaların tamamında biz vardık.
Ohhhh sefam olsun hahaaaaa :)))

Amma uzun bir post oldu. Sonuna kadar okuyanlara kocaman alkış :)))
Şimdilik bu kadar bizden...
Herkese iyi haftalar diliyorum kocaman öpücüklerle...

19 Ekim 2010

hayatın kendisi böyle böceğim, sorun ödevlerde değil :))

Birkaç gün önce hoplaya zıplaya oynarken kedilerle,





















Topu topu 6 kelimelik hafifletilmiş adresini ezberlemek zor geldi...
100 kez söyledin sonra unuttun....
Kafama bişeyler oldu ne oldu anlamadım diye mızlandın...


Sonuç ezberledin....
Ama ben 2 gündür offff durumdayım...


Bu ödevler çok zor diye sen yakınırken bende bu hayat çok zor diye ağlayacağım bundan sonra... Demedi deme....

14 Ekim 2010

bir dinazorumuz doğacak ne mutlu bize hahaaaa :)))

Dün markette görür görmez saldırdı bizim miniş :)
Ay dur nasıl birşeymiş derken evde yumurtayı suyun içine koyarken buluverdim kendimi :)
Şimdi yumurtanın çatlamasını bekliyoruz sabırla...
Gece kaç defa uyandı kaç defa yumurtanın başına gitti çatlamadınmı sen diye sordu sayamadım...
İçinden gerçek bir dinazor çıkacağını sanıyor ne kadar oyuncak çıkacak desek de...
Onu ne kadar uyarsamda sanki kımıl kımıl oynayan bir hayvan çıkacak hissi bende de uyanmıyor değil hani :)  Sanki kuluçkaya yatırmışsında civciv gibi bir dinazor çıkacak hissi geliyor bünyeye :)) Ben böyle hissediyorsam minnoşum nasıl hissetmesin değil mi...
Bakalım nasıl çıkacak minnoşumun dinazoru :))

Yine tarihe bir dialog daha not edelim :))

Oytun : Anne biliyormusun Zeynep benimle arkadaş olmak istemiyor artık.
Anne: Neden bitanem ?????? (kimbilir ne yapmışsındır diyen bir içses eşliğinde )
O..: Ona ben Yağmurla evleneceğimi söyledim de ondan
A..: :)) Başka bir sebebi olması lazım bence...
O..: Yok anne başka sebebi. Ben ona Yağmurla evleneceğimi söyleyince oda bana sen Yağmurla evlenirsen bende Efe Berkle evlenirim dedi yaaaaaa.... Seninlede arkadaş olamam dedi sonra bana.... Anne lütfen Efe Berkle evlenmesin Zeynep, lütfen ama....
A..: :))))

Annesinin kuzusu ne Yağmurdan vazgeçiyor nede Zeynepten :)) Ama Zeynepimiz dişli çıktı, bakalım ikna edebilecekmi bizim maymun iştahlıyı....

12 Ekim 2010

iş, iş, iş dedi bir haftada sıkıldı :)


Anneannemiz Ankara'da hastahanede olduğu için bizim minik böcek mecburi ofis hallerinde. İlk hafta laylaylom modunda gelirken şimdi oflamalarda puflamalarda :)
Biraz oyun, biraz ödev, biraz boyama derken zaman geçirse de ayaklarımı uzatamıyorum derdinde....
Eeeee varmı ayaklarını uzatıp keyif yapmak gibisi :))
Dilimi ısırıyım kriz yaşamadan saatleri deviriyoruz, şükür...

Bu haftayıda geçirelim inşallah anneannemize kavuşacağız.... Beklemek çok zor diye diye....
Minnoşumun ömrü beklemekle geçmiyormu zaten. Anneyi bekle, babayı bekle, anneanneyi bekle, oyuncak gününü bekle... Bekle allah bekle :))

Şimdilik bizden havadisler bundan ibaret...
Arkası en kısa zamana :))

7 Ekim 2010

kış geldi mi ne ???


Geçtiğimiz hafta sonu serin sulara atlarken şimdi hırkalara büzüşmüş oturuyoruz. Soğuklar erken bastırdı bu sene gibi geliyor bana. Yada henüz kışa hazırlanamamış psikolojimin de bahanesi olabilir tabiki...

Neyse hoş gelmiş safa gelmiş diyelim bari :))


Gezinirken yine ucuz ucuz sticker bulup yazlığımızın girişini de süsleyiverdik.
Bayıldım bu sarmaşığa...
Neden 1 tane daha almadım diye hayıflanmaktayım hatta :))
Neyse bulurum buralarda da belki...



Yaklaşık bir senedir ağzımın sularını akıtan bu becerikli kız benim artık :)))
Henüz denemedim bugün akşam deneyeceğim ama harika kızartmalar çıkartacağıma inanıyorum :)
Bu arada kısa bilgi burdan edindim becerikli kızımı. Gayet süper avantajlı bir alışveriş oldu. Demedi demeyin sonra ;)


1 Ekim 2010

tarihe bir not daha :)

Benim minik böceğim dün kendi kendine banyo yapmış. Ne büyük olay değil mi? Pehhhh :))
Tarihe düşülecek not tabiki bu değil....
Sırtımı sabunlamayı ben bile beceremiyorum konuya uygun lifler olmasa :))
Ama benim akıllı mı akıllı hatta sivri zekalı oğluşum sıkıştırmış duşakabinin arasına lifi; duşakabine sürtünme yoluyla aşağı yukarı yaparak sırtını da güzelce sabunlamış hahahaaaa :))
Pratiklik konusunda beni bir kez daha şaşırttı böylece....

Bu arada bu konu niye mışmış anlatıldı. Yine herzamanki gibi konuya şahitlik kısmı anneannemize kısmet oldu da ondan :)))

İyi hafta sonları efendim şimdiden herkese...