16 Ağustos 2012

şimdiden...

Yoğundum ve hala yoğunum aslında...
İşleri yoluna haline sokmam gerekirken yepyeni işlerle uğraştım bol bol...
İnşallah bugün hepsini tamamlayacağım, ümid ediyorum yani....
Birde grip olmuşum bu havada zoru başarıp...
Kötür kötür öksürükler içinde dayak yemiş gibiyim...

Düğün bahanesi ile uzak yerlere yol alma zamanı da geldi çattı...
Cumartesi yola çıkacak olan ben henüz valizim bile hazır değil...
Üstüne ütü yapmam gerekiyor bol bol, valizi hazırlayabilmem için...
Onuda halledeceğim inşallah, yoksa valize tıkıştırsamda hay allah kırışmış mı desem oralarda :)))

Şimdiden hepinizin bayramını kutluyorum. Ailenizle, sevdiceklerinizle mutlu mutlu bir bayram geçirmeniz dileğiyle kocaman öpücüklerimi gönderiyorum hepinize...

Mersin'den güzel anılar, güzel fotolarla döneceğim inşallah....
10 gün sonra görüşürüz :)

8 Ağustos 2012

Siyah Süt / Elif Şafak




Zor gitti ne yazık ki...
Sürüklemedi...
Merak ettirmedi...
Ve haliyle süründü elimde...

Hamileler ve loğusalar kesinlikle okumasın kanaatindeyim...

Belkide loğusalığımda, hamileliğim döneminde kendimle savaş vermediğimden ve herhangi bir depresyona girmeyişimden çok içine almadı bu kitap beni...
Evet saçım başım kusmuk içinde dolaştığım çok oldu ama ölüyorum ben demedim... İçimden parmak kadınlar hortlamadı...



Ama şunu itiraf ediyim... Parmak kadınlar çok başarılı konmuş yerlerine... İçses izdüşümü olarak çok güzel anlatılmış...
Sırf bu sebepten okumak için zorladım kendimi...
Yalın bir ifade var kitapta aslında ama dedim ya konu beni cezbetmedi galiba...

Bu sebepten okuyum okumayın gibi bir yorum yapmayacağım bu kitap için... Ama şiddetle diyorumki loğusalar ve hamileler uzak dursun... Depresyona eğilimli bünye kesin depresyona girer kanaatimce..

6 Ağustos 2012

......

Dün denizde oğluşla ufka doğru gidebilir miyiz diye yarışırken, sana kim öğretti anne yüzmeyi diye sordu.
Babam dedim, çok iyi yüzerdi deden senin dedim...
Keşke bana da Ahmet dedem öğretseydi dedi, şaşırdım...
Neden dedim...
Senin kadar iyi yüzdürürdü beni çünkü dedi...
Ben öğretiyorum ya dedim...
Unuttuğun şeyler vardır senin de dedi..

Dün gece yatağımıza yattık, başımızı pencereye verip perdeleri sonuna kadar açtık...
Oytun biliyor musun, yarın dedenin doğumgünü dedim...
Yıldızları o yüzden seyretmek istemiştim zaten dedi bilmiş bilmiş...
Biliyormuydunki sen dedim..
Bilmiyordum ama dedem bu akşam söylerdi bana mutlaka, parti yaparlardı belki dedi...
Nasıl parti dedim...
Yıldız arkadaşları ile mum söndürürler belki dedi...
Belki dedim...
Yıldızları seyrederek daldık uykuya..

Ve bugün...
Sen doğmuştun ama şimdi yoksun...
Masal gibi sanki...
Bir varmış, bir yokmuş...
Varmışla yokmuşun arasına sığdırılan koskoca eksik kalmış bir hayatla...

İyi ki doğmuşsun babam...
İyiki o eksik kalmış hayata bize verdiğin kocaman sevgiyi sığdırmışsın...
İyi ki sahip olduğumuz tüm erdemleri öğretmişsin bize...

Seni çok özledim babam......

2 Ağustos 2012

oytunsal sorunlar..


Ben derim ahhh ahhhh, o der ben senden daha ahhh ahhhh :))
Benim paşamında kendine göre dertleri var... Ona göre çok büyük...
Ciddi ciddi çözümler düşünüyoruz... Çözüm bulsana anne diyor..
Bakalım hayırlısı...

Bacaklarımızdaki sarı tüylerimiz yavaş yavaş kumrala dönmeye başladı. Uzun uzun inceliyor kıl köklerini :)
Annneee bu kıllar neden çıkıyor....
Hoppaaaa :) diyemiyorsun tabi açıklıyorsun, her insanda var vıdı vıdısını ediyorsun...
Sonra benimkini inceliyor... Ama sende yoookkk...
Bu sefer kadınsal ve erkeksel farkları açıklıyorsun yine vıdı vıdı vıdııı diye... İlerleyen dönemlerde sakalının çıkacağını, hatta daha da kıllanabileceğine hazırlıyorsun yine vıdı vıdı vıdı...
Sonuç;
Offffffffffff yaaaaaaaaaaaaaaaa, ne varsa biz erkeklerde var zaten...
BEN KILSIZ BİR HAYAT İSTİYORUMMMM.......

Tabi canım tüm dünyanın kahrını siz erkekler çekiyorsunuz, yazdım paşam bunu kenara :)

Diğer bir sorunumuz saçlarımız...
Geçen haftadan bu yana saçlarımızı arkadan topluyoruz...
Stili olsun istiyormuş... Pehhh pehhh peeehhh, stilini yerim senin...
Yine saç toplanan bir gün..
Off anneeee şu kuyruğum varya böyle dimdik yukarda olsun istemiyorum, aşağı doğru sallansın istiyorum ben...
Uzadıkça aşağı doğru inecek, ama zamanla olacak diyince yine isyan bayrağı :)))
Offff o tüyler bacaklarımda çıkacağına, saçlarımı iteleyip uzatsalar yaaa...
OFFF ANNE SAÇIM NE ZAMAN AŞAĞI SALLANACAK...............

Çeke çeke uzatırız oğlum merak etme, en büyük problemin bu olsun senin...

Bakalım daha neler göreceğiz ilerleyen günlerde :))

1 Ağustos 2012

50 İlk Öpücük

Ben bu sıralarda hafıza problemli filmlere taktım :))

Yine başrolde hafıza kaybı yaşayan bir kızımız var (Lucy). Kazanova erkeğimiz (Henry Roth) ise uzun süreli ve yerleşik bir aşkı ilk defa yaşıyor. Kendisi seviş/bırak tarzını oldukça benimsemiş durumda çünkü..

Filmdeki morslara bayıldım ben... Espriler oldukça güzel...
Annoşumla kahkahalar attık bol bol... Duygulandık...
Her gün yeniden başlayan aşkı hissetmenin tadına doyulamadı...

Sonuçta bu film kesinlikle izlenir tabi hala izlemeyen kaldıysa :) İzleyin izleyin evdekilere kızın sen benim için ne yaptın diye hahahaaa :))

Ben bu filmi daha önce izlemişim aslında, ama tamamen unutmuşum... Kardiş izledin evet diye bağrınınca bana hmmm olabilir dedim ve tekrar izledim. Milyonlarca kez izlenebilir bir filmmiş hakikaten :))

Ufacık bir not: Nilhan'cım kulaklarını bol bol çınlattım filmi izlerken  ;)