6 Ekim 2016

Yaz gezmelerinden; Gökçeada


Yazın gezerken fırsat bulup yazamamıştım...
Hayli geriye dönük bir yazı olacak ama olsun :))

Gezi yazılarını yazarken fotoğrafları düzenlemek çok zamanımı alıyor. O kadar çok fotoğraf çekiyoruz ki elemek, düzeltmek bir hayli meşakkatli...
O yüzden de biraz geç kaldım...
Affınıza sığınıyorum efem :))

Taaa hazirandan kalma bir hafta sonu kaçamağı bizimki...
Daha önce de gitmiştim, hatta anlatmıştım şurada , şurada ve şurada
2012 senesinden bu yana çok da fazla değişmemiş aslında... Ufak tefek bazı detaylar haricinde...
Sakin şehir "cittaslow" tarzını benimsemiş olduğundan belki de...
Bilemiyorum...

Bu arada "cittaslow" nedir, ülkemizde başka nereler var derseniz buraya bir uğrayın... Çok sık bilgi güncellemesi yapmasalar da ara ara uğrar seyrederim ben birbirinden güzel kentleri..



Eğer hangi köyleri gezeceğinizi tam olarak bilirseniz kendi kendinize gezebileceğiniz bir ada Gökçeada. Ancak araba şart... Bazı köylere, koylara minibüs vs yok maalesef...
Tabelalar güzel noktalara yerleştirilmiş, dolayısıyla rotanızdan şaşmanız çok mümkün değil...
Doğaçlama yapmak isterseniz de dönüp dolaşıp aynı yere geleceksiniz nasıl olsa :)))

Adanın etrafında tam tur dolaşmanızı kesinlikle tavsiye ederim... Farklı kaya oluşumları, farklı koylar, farklı yollar... Zevkli bir seyir... Keçiler tabi ki sizi hiç yalnız bırakmıyor bundan emin olabilirsiniz :))


Adanın en güzel köylerinden biri Zeytinli köyü...
Ruhban okulu geçen sefer gittiğimizde eğitim hayatına başlamamıştı, artık başlamış...
Hafta sonu olması sebebiyle kapalıydı, içini yine göremedim...
Hoş gezmeme izin verirler miydi onu da bilmiyorum işin açıkçası...

Rum halkının yoğun yaşadığı köylerden birisi burası... İrili ufaklı bir sürü işletme var...
Ama buraya gelip kahve içip, sakızlı dondurma, sakızlı muhallebi yemeden asla geçmeyin...


Bu sefer Madamın yerini boş yakalayabildik...
Enfes bir kahvesi var...
Muhallebi yemek istediğimizi söyleyince yan işletmeden getirdiler, özellikle vişne reçelinin tadı inanılmazdı...
Satıyor musunuz diye sormadığıma deliler gibi pişmanım...


Adriadaras Çeşmesi dedikleri eski çamaşırhaneleri...
Halı vs yıkarken kullanıyorlarmış hala arada ama bana çok kullanılıyor gibi de gelmedi...


Köyün sokaklarında gezerken pembe kurdeleli bir minnoş bulduk :)))
Küçük paşayı bıraksam kuyruğuyla bayağı bir haşır neşir olacaktı... Tırnaklanmadan ciciş yaptık şükür ki :))))


Gezgin anaların, gezgin çocukları bunlar :)))
Benimkinin sokakta gıkı çıkmazdı hiç, şükür ki Ardenimin de gıkı çıkmadı gezme hallerimizde...
Gezerken mutlu olan çocuklarla seyahat etmek hakikaten ayrı bir zevkli...
Kardeşimle şanslıyız o sebeple...
Arada mıkırdanmıyorlar mı tabiki oluyor...
Nazar boncuğu diyorum ben ♥


Zeytinli köyünden sonra istikamet seyir tepesi..
Yapay bir gölet Uğurlu Göleti... Sulamada kullanıyorlar..
Eşsiz bir manzara...
Ama inanılmaz rüzgarlı...



Keçiler heryerde :))
Siz onları seyrediyorsunuz zannediyorsunuz ama asıl onlar sizi seyrediyor :))
Nerden çıkacakları hiç belli değil...
Tepeköy burası...


Adanın en ünlü şarapçılarından Barba Yorgo hem Tepeköyün hem de adanın simgelerinden...
Sessiz bir köy...
Sokaklarda sessizce gezdik bizde...

Bu arada aklınızda bulunsun her sene 15 Ağustos'ta Meryem Ana Panayırı düzenleniyor Tepeköyde. Çok kalabalık ve çok eğlenceli bir panayır olduğu söyleniyor...
Bir ara bu panayırı da deneyimlemek lazım aslında...


Dönüşte hemen Pınarbaşı tabi ki...
Yüksekçe bir tepe...
Manzarası ve kına taşları yüzünden ziyaret edilmesi gereken bir yer...


Kınataşı dedikleri bu işte...
Aslında sonradan farkettim ki çevremizde birçok yerde var bu kayalardan...
Ama bilmeyince taş deyip geçiyoruz işte :))
İşlem basit; hafif su döküp bir taşı kayaya sürtüyoruz... Macun gibi bir tabaka oluşuyor...
Onu sürdüğünüzde alın size kına...
Korkmadan istediğiniz kadar sürebilirsiniz... Kalma süresi çok fazla değil, maksimum 1 gün... Hatta o kadar bile değil :)))

Kınataşıyla o kadar eğleşmişiz ki büyük çınar ağacının fotoğrafını çekmeyi unutmuşum bu sefer :)
Çevrede bir sürü ceviz ağacı da var...
Zamanına denk gelirseniz toplayın hatta...
Taze ceviz yemenin keyfi bir başka ;)


Bak yine bir keçi kardeş :))
Yalnız kovboy gibi ahahahaaa :))
Demiştim size, her yerdeler ve sizi takip ediyorlar :))

Adanın keçisi meşhur olunca sütü ve peyniri de bol miktarda...
Özellikle keçi tulumunu denemenizi tavsiye ederim...
Peynir konusunda çok tutucu olmama rağmen oldukça sevdim ben...
Keçi tandır bulursanız da kaçırmayın...

Şimdi biraz ara...
Çok yakındaaaaa, azz sonraaaaaa
ahahahaaaa :)))
Devamı gelecek :)))
Bekleyin :)))

Reklam almadığıma da dua edin :))))

26 yorum:

  1. seni çok iyi anlıyorum benim de bu yaz gezilerim var hala yayınlayamadım :) bozcaadaya gitmiştim geçen sene gökçeada ile kardeş adalarmış gibi geliyor bana :) kısmetse ilerde buralara da gideriz inş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kardeş adalar evet :)
      Gökçeada 'da güzel ama Bozcada'yı hiç bir yere değişmem :)))
      İnşallah bir gün siz de gidersiniz.

      Sil
  2. Merak ettiğim bir yer, ne güzel oldu bu yazı. Gitmek istediğimde dönüp bakarım , sağolasın Şebo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senden çok süprizli geziler bekliyorum zaten :)))
      Öperim kocamanından ♥

      Sil
  3. Ne güzel yerler..
    Gökçeada yı gezecek olursam bu yazıyı tekrar okumalı, çok hoş, faydalı anlatmışsın :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir nebze dahi yardımcı olabilirsem çok mutlu olurum :)
      İnşallah gezersin sen de.
      Sevgiler ♥

      Sil
  4. Gökçeada'ya hiç gitmedim ne kadar güzelmiş. Sakızlı muhallebi çok severim, afiyet olsun canım. Ne iyi etmişsiniz, fotoğraflar da harika. Bak bak doyamadım.
    Sevgilerimi bıraktım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evde yaparsan sakızlı muhallebiyi vişne reçeliyle bir dene Müjde...
      İnanılmaz bir karışım oluyor :))

      Ben de kocaman öptüm seni ♥

      Sil
  5. Ben de bayramda oradaydım.Çok da güzel anlatmışsınız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler :))
      İnşallah bayramda sizde güzel gezebilmişsinizdir...

      Sil
  6. Hep gitmek isteyip ertelediğim yer. Hafta sonu yetmezmiş gibi geliyor, birkaç gün olsa daha iyi olur deyip uygun zaman kolluyorum.
    Benim de bütün yaz fotoğrafları duruyor nerdeyse. Yazmaya kalksam önümde koca bir sıkıntı onlar:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir kaç gün olursa evet tadından yenmez Semi :)) Dağınık bir ada ve gezilecek çok yeri var...

      Ben de ucundan başladım bakalım yaz gezilerini toparlamaya ama tamamlayabilirmiyim emin değilim :)))

      Sevgiler ♥

      Sil
  7. Adaların havası çok başka oluyor. Huzurlu :)

    YanıtlaSil
  8. Ablam Gökçeada'da çalışmıştı bir zaman. Görev aldığı süre boyunca kış aylarındaki yalnızlıktan şikayet etti durdu. Tam benlikti oralar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak evet tam senlik buralar...
      O keçileri sen ne güzel beslersin, civarından ayrılmazlar vallahi :))
      Ve eminim bize hergün ayrı bir macerayla dönerdin :))

      Kışın evet çok tenhadır, tahmin edebiliyorum. Yazın da çok eğlenmelik bir yer değil aslında... Sadece biraz kalabalıklaşıyor o kadar..

      Sil
  9. Çanakkale / Gelibolu'luyum ve Gökçeada'yı hiç görmedim desem!:)) Gezip görmediğim yer kalmadı buraya da her yaz plan yapıp hep başka yere gittik:))) Çocuklara gelince nasıl alışırsa öyle davranıyorlar. Benim oğlumun da gezerken gıkı çıkmaz. Fotoğraflar harika! İnşallah bu yaz gideceğiz:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen burnumuzun dibindeki şeyleri daha kolay erteliyoruz. Ulaşılması kolay olduğu için belki de...
      İnşallah bu yaz sizde gezersiniz :)
      Sevgiler ♥

      Sil
  10. Off yaaa... Var ya hala gidemedim ben. Benim çocuklarım bu tarz gezileri hiç sevmiyolar. Yürümeyi hiç sevmiyorlar. Hala şehitlikleri ve Bozcaada' yı göremedim. Ühühü....
    Harika anlatmışsın. Siz varsınız neyseki azıcık tadına bakabiliyoruz böylece. Devamını bekliyorum :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yürümeyi sevmeyen çocukla çok mümkün değil haklısın. Onları yürümeyi sevdirebilsek keşke :) Adım başı ödül tutar ama biz batarız o ayrı ahahaaa :))

      İnşallah senin de gönlünce gezebileceğin günler gelir, büyüdükçe farklılaşabiliyor biliyorsun. Belki severler ;)

      Sil
  11. Şeboo sen ve gezilerin yok mu? seninle hiç sıkılmaz insan. Peşinden sürüklenip gezmek istiyorum gittiğin yerleri.

    YanıtlaSil
  12. İş yoğunluğundan kafayı yediğim anda bloğounu açıp okuduğum için pişman değilim
    Ama içimde uyandırdığın kaç bu diyarlardan duygusu beni mahvetti Şebnem'cim :-)
    Vişne reçelini okuyunca istemsiz olarak hayli sesli yutkundum

    Yaşanacaklar listem gittikçe uzuyor

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O resmi her gördüğümde yutkunuyorum Kadriye.
      Gel beraber kaçalım bu diyarlardan seninle... Bir karavanla yaşamak nasıl da güzel olurdu :)))

      Sil
  13. Of Şebooooo... yazı bitirirken sanki başlamışız gibi içim açıldı bu fotoğraflarla ;( o ısırmalık minnaka ısırıklarımı yolluyorum burdan :) kına taşına şaşırdım, bilmiyordum. Yeni bir şey öğrendim.
    Gezmeniz, keyfiniz bol olsun, darısı başımıza ;)
    Minik minik uğruyorum, ne zamandır aklımdasın :) sevgimi göndermeye geldim. Umarım tel izin verir göndermeme ;)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgin geldi kocamanından :))
      Kına taşını bende gökçeadada öğrendim, halbuki hep gözümüzün önündeymiş :)

      Ben de sana kocaman öpücüklerimi yolluyorum güzellik ♥

      Sil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)