24 Temmuz 2014

Sıcacık bir film / Dedemin İnsanları


Bazı şeyleri zamanında yapamazsam beklerim de beklerim...
Elim gitmez bir türlü...
Ha bugün ha yarın derim olmaz bir türlü...
Mesela "incir reçeli" filmini hala izlemedim ben...
O kadar çok var ki böyle ismini sayabileceğim film...
Hani izlemeyeni dövüyorlar ya ben falaka kısmına kalıyorum galiba :))


İşte o listenin başlarında yer alan bu filmi nihayet cümbür cemaat izledik ev ahalisiyle...
Bazı yerleri tekrar tekrar geçerek hemde...

Film mübadele yıllarında göç yaşayan bir dedenin 70 li yıllardaki yansımasıyla Ege kıyılarında geçiyor...
Neden bilmem ama o mübadele yıllarındaki göç hikayeleri hep yüreğimi burkmuştur... İzlerini, geçmişlerini bırakarak mecburen yola dökülmek zorunda kalmaları... O eski topraklarına özlemleri...
İşte bu filmde de Mehmet Bey (Çetin Tekindor) fevkalade bir şekilde o hissi boğazınıza düğüm olarak vermiş....

Torun Ozan'ın kahramanı dede Mehmet Bey... Kahraman olmayı da haketmiyor değil hani...
Bol bol güngörmemiş küfürleri saydırsalarda ailece sıcacık bir aile...
Aralarındaki ilişki, saygı, sevgi ahhh dedirtiyor eski zamanlara....
70 kuşağının kendine has kokusu filmin ruhuna da işlemiş...

Hele bir sahne var...
Yaşlı bir teyzemiz ahiretlik bohçasını almaya gelmiş manifaturacı Mehmet Bey'e...
Koptuğum andır.....
Eski gelenek ve göreneklerimiz nede güzelmiş...
Her bir ayrıntısı tek tek düşünülmüş....
O incelik...
Şimdilerde o inceliklerden ne kadar uzaklaştığımız tokat gibi suratımızda :(

Bolca ağladığım, hönkürdüğüm ama çokca da özlem duyduğum bir film oldu bu benim için...
Aile kavramı perçinlenmiş en güzel haliyle...
O yıllara ait olma hissi, isteği...
Çok çokkk çokkk SEVDİM ben bu filmi...

İşte böyle...
Hazır bayramda yaklaşıyorken ailenizle birlikte sıcacık, mutlu, huzurlu bir bayram diliyorum hepinize...
Uzun yıllardan sonra ilk defa ben bu bayramı bayram gibi yaşayacağım galiba...
Hepinizi sevgiyle kucakladım...
ŞEKER TADINDA BAYRAMLAR ♥ ♥ ♥






21 Temmuz 2014

hafta sonu şıptırması :)


Başlık bulamadım :)
Türkçe katliamı yapmış olabilirim kabul ediyorum...
Bugün içimden böyle geldi napıyım :)) İdare ediverin bu özürlüyü...

Bu hafta sonu gezmedim, dolayısıyla bu postu rahat rahat okuyup yorumlara ama biliyor musun ben şu ruh halinde huzurun dibine vuruyordum gibi misillemeli cümleler kurabilirsiniz...
Atış serbest vallahi....
Vurun Şebo'ya :))

Yazlığa bir girişim birde çıkışım vardı sadece durum bundan ibaretti vallahi :)))

Neyse konumuz bu değil....

Konu kısaca "anam ağladı" deyimidir...

Evde 3 kadın Cumartesi sabahı yaylım yaylım yayılırken evin anası tüm kuralları bozup temizliğe kalkışırsa, diğer 2 kadın da vayyy efendim sen bize vicdan yaptırıyorsun ile başlayan bir gazlamaya kendi kendilerini kurban ederlerse ne olur...

Sabahın en nadide zamanlarından gecenin körüne kadar tüm hırsını temizlikten çıkartan 3 kadın olur evde...
Artık perişan bir halde sinirlerini atınca da 2 koca kadın annelerine ithafta bulunarak, kaçan gazlarının ne derecede yıpranmışlığa sebep olduğunu izah etmek için "Bugün anamızı ağlattın yani teşekkürler" derler...

Bu durumu kaldıramayan evdeki Oytun böceği koştura koştura gelir ve ne dese beğenirsiniz....

"Anneanne, anneanne seni kim ağlattı ???????? "

Bizde ne sinir kaldı ne de keder tabiki :))))
Deyimlere hala düz mantık kuran bir oğluş varsa evde durum budur :))))


En güzel haftalar sizin olsun efem.... Ben bişiycikler istemiyorum :)))

17 Temmuz 2014

Bozcaada aşkına ♥ devam edelim...


Yorulmadınız değil mi?
Bozcaada yormaz öyle...
Sükuneti sarar böyle tenha günlerde....


"Akvaryum Koyu" denizaltı güzellikleriyle vede sakinliğiyle göz kamaştırıcı...
El değmemiş "henüz"... Ve de değmemesini ümit ediyorum...
Denizgözlüğünüzü takın ve bir balığın peşine takılın...
Bakalım nerelere götürecek o küçük balık sizi...


Paşam keşifte her zamanki gibi...


Buranın denizi ayazmaya göre biraz daha sıcak...
Tabi bu rüzgarın yönüne göre değişebiliyor...


Sahil şeridinden dolaştık adayı...
Her köşesi ayrı bir güzel...
Hatta kekik bile topladık...
Mis gibi kokusunu çeke çeke.....


Artık sokakları gezme zamanı....
Aynı binalara her seferinde tekrar tekrar hayran kalınır mı ?


Her kapıda farklı hayaller kurabilir mi insan...

Bir gün....
Evet bir gün....
Hani şu baykuşlu numara gibi....
Kapımın kenarında Şebonun evi de yazarmı ki....
Hatta belki de bir not "Kahvem var en sohbetlisinden" diye....
Kimbilir....
İlk siz davetlisiniz ama kahveye unutmayın ;)


Arnavut kaldırımlarında seke seke...
Sardunyaların, hanımellerinin kokusunu çeke çeke...
Yürüyelim olur mu?

Hepsi el emeği, göz nuru tezgahtakilerin...
Hepsi ince ince işlenmiş...

Renkli gözlü kargası meşhur adanın birde...
Şarabı, tabiki üzümü...
Çiçek Pastahanesinin bademli sakızlı kurabiyeleri...




Her sokak ayrı hikaye....


Akşamları hareket beklemeyin buralarda...
cıscıstakdatak yok....


Ama sıcacık sohbetler var....
Keyifli kahkahalar....
Ilık bir rüzgar....
Rengarenk insanlar var...

Ahhhhh Bozcaada ahhhh...
Şen aşkın ayrı bir halisin....


16 Temmuz 2014

Bozcaada aşkına ♥


Geçtiğimiz günlerde Bozcaada'daydım... Ama ancak sizi götürebiliyorum...
Hazır mısınız ?
Yanınıza öyle fazla birşey almanıza gerek yok...
Aman fotoğraf makinenizi unutmayın...
Gerisi boş...


Geyikli'den feribotla yarım saatte ulaşıyoruz Bozcada'ya....

"Tanrı Bozcaada'yı insanlar uzun ömürlü olsunlar diye yaratmış." demiş Bodrum'lu tarihçi HEREDOT....
Fazlası var, eksiği yok....
İnanın...


Yine gezemedim ben bu kaleyi biliyor musunuz?
Siz fırsat bulursanız mutlaka gezin ama.... Ben bir dahaki sefere bıraktım yine :(


"Ayazma Plajı" sabahın ilk ışıkları ile ayağımızın altında...
Kumu altın sarısı.... Denizi masmavi....
İlk burada aşık oldum ben Bozcaada'ya...
Sonrası her seferinde perçinleme...


Hemen dibindeki kayalıklar sanki el değmemiş bakir kasabanın kalıntıları gibi...
Muhteşem bir his....


Kah plajın kenarındaki kum tepelerinden devriliyoruz...
Kah denizin sakinliğini ruhumuzda hissediyoruz...
Kah  yeniden yeniden Bozcaada sen aşkın farklı halisin diyoruz...


Çok şanslıydık bu sefer aslında....
Her geldiğimizde iğne atsan yere düşmezdi buralarda...
Ama şimdi sakinliğinin keyfini sürüyoruz...
Aklınızda bulunsun Haziran ve Eylül adanın en güzel dönemleri sakinlik arayanlara....
Havalar güzel giderde Ekim'e kalırsanız tadından yenmez hatta...

Şimdi hızlanma zamanı...
Hemen duşumuzu alıp batı burnunda günbatımının keyfini çıkartacağız....


Muhteşem değil mi ?
Ahhh birde o iyot kokusunun eşliğinde seyre dalsanız....
Rüzgar güllerinin ucunda antik çağlardaki adıyla Tenedos, şimdiki adıyla Polente feneri küçücük gözükse de adanın sembollerinden... Yürüyerek uca kadar ulaşma imkanınız var...
Adanın tüm enerjisi bu rüzgar gülleri tarafından sağlanıyor...


Gittiğimizde henüz saat sekizdi...
Tek deli bizmişiz derken, tam teçhizat gelenlerle doldu birden uçurum kenarı...
Şayet imkanınız varsa kapın sandalyenizi, masanızı... Tabiki birde şarabınızı...
Bu güzelliğin keyfini çıkartın sizde...
Birdahaki sefere ben burada masa donatırım en pötikarelisinden hemde ;)


"Çın çın bir gökyüzü gördüm ben
Gözlerini yere indirirken

Birlikte bırakmıştık orda
Ah orda
Yıldızları çılgın Bozcaada
Tenedos'ta

Ta nerelere geldi
Martılar peşimizden"
Arif DAMAR


Yarın devam kaldığımız yerden adaya....



1 Temmuz 2014

Güle Güle Haziran....


Temmuza hoşgeldin, sefalar getirdin derken instagram seçmecelerini de şıptırıveriyim dedim....
Takip etmek isterseniz burdan efem... 
sebboytun



Bu kum manyaklığının sonu nereye varacak inanın hiç bilmiyorum... 
Allahtan buradan dönerken gümrükten geçmek zorunda değilim :)))) 
Kalpli taşımı da buldum...
Olay tamam...


Bozcaada'ya aşık olduğumu söylemişmiydim daha önce....
Yorucu bir haftanın ardından ilaç gibi geldi

Çok uzun zaman olmuştu yolda kitap okumayalı.. 
Özlemişim... 

Buda duygumuzun veda gecesi selfiesi...
Seni özleyeceğiz....



Hafta sonunuz musmutlu olsun.... 
Kahkahanız yüzünüzden eksik olmasın... 
Bu karikatürün evlendiğim aya denk gelmesi kaderin bir oyunu mu bana yoksa :)))

Biz karnemizi aldık, hediyemizi de :))) 
Başlasın tatilllll !!!!
Eskiden biz diye cümleler kurasım var ama anlamaz ki yeni nesil ergenus :)

Su içme özürlüsü olarak bugün çiziktiriyorum.... 
Yoksa bu vücut susuzluktan geberecek... 
Bu uygulama tutarsa alkali suya geçiş yapıcam inşallah maşallah.... 
30 bardak çay içene kadar 8 bardak su iç Şebo :)))

Fincanın asaletine gel :)))) 

Bugünlük de bu kadar der, kaçarım ben arkadaş...
İş güç beni bekler....