30 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #16 ♥THE END♥


16. Son gün, yazı yazdığın, aynı sorulara birbirinden farklı cevaplar okuduğun günler nasıl geçti, sana iyi geldi mi? Meydan okuma nasıldı merak ettim. 

Evet bir meydan okumanın daha sonuna geldik :)

İlk önce Ezgiciğime sonra da bu meydan okumaya katılan bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim. İnanılmaz keyifliydi...

Son günlerde okumakta ve yazmakta sıkıntı yaşasam da en azından yazma kısmını alnımın akıyla tamamladım. Okuma kısmını bu hafta sonu boşluklarımda halledeceğimi ümit ediyorum...

Karantina günlerinde yazı yazmak, farklı yorumlar almak ve iletişimde olma hali çok iyi geldi bana... Canlandığımı hissettim. Herkesin gönlüne ve klavyesine sağlık ♥

Hepinizi kocaman öpüyor ve sevgilerimi gönderiyorum.

Sağlıkla kalın :)


29 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #15


15. Distopik hikayeleri aratmayacak günlerdeyiz. Biraz bu ruh halinden sıyrılmak gerek. Senin ütopik hikayen ya da  dünyan nasıl olurdu bilmek isterim.


Yaşadığımız bu günler beni farklı isteklere ve farklı düşüncelere sevk etti sanırım...
Benim ütopyam bir nevi eski köy hayatı...
Üretim yapan, ihtiyaçlarını takas usulüyle karşılayan...
Paranın, statünün hiç bir halta yaramadığı...
Ellerinle, ruhunla, sevgiyle çalışıp ürettiğin...
Çevrende seninle aynı duyguyu paylaşan insanların var olduğu...
Dış dünyayla sınırlı bir bağlantı kurduğun...
Öğrenen ve öğrendiğinin en iyisini yapmaya çalışan insanların köyü...

İşin zevk kısmına gelecek olursak; bir ucunda deniz, bir ucunda orman olmalı bu köyün...
Her bahçede mis gibi çiçekler...
Akşamları birlikte kurulan sofralar ve şen kahkahalar...
Tüm günün yorgunluğunu attığın sıcacık sohbetler...

İnsan başka ne ister ki ♥

16 gün 16 yazı meydan okuması #13 / #14


13. Öğrenmek çok kıymetli, bilgiye giden yol ise herkes için farklı. Senin öğrenme yolların nedir, çok merak ediyorum.



Öğrenmeyi seviyorum... Ahhh bir de hafızam kuvvetli olsa...
Bazı konularda seneler öncesine dönebilirim ama bazı konularda da 2 saat öncesindeki konuyu hatırlayabilirim... Ya hafızam bilgileri seçiyor ya da işime gelenleri daha çok önemsiyorum bilemiyorum :)

Ben yazarak ve görerek öğrenen gruptanım sanırım... O sebeple mümkün olduğunca not almaya çalışırım... Eskiden ansiklopedi karıştırırdım ama şimdilerde buna pek gerek olmuyor... Öğrencilik yıllarımda dönem ödevlerini bu sebeple çok severdim... Yazmak ve ansiklopediler aynı yerde buluşabiliyordu bu ödevlerde...

Son dönemlerde belki de eskisi kadar not almadığımdan bazı şeyleri unutuyorum. Öğrendiğimi bir şekilde pekiştirmem lazım çünkü... Pekiştirmediğimde unutuyorum... Bak şimdi yazınca farkına vardım, ben zor öğreniyormuşum yahu :)))


14. Bugün bir robot tasarlıyor olsan, tasarım robotunun hangi özellikleri olsun isterdin?



Ahahahaaaa :) Benim robotum kesinlikle zeki olmalı... Siri'yi dövecek boyutta hatta :)))
Düşünme yetisi vermek istemezdim, sonra benim saçma isteklerimi gerçekleştirmez 😆

Araba kullanmasını isterdim robotumun... Acil durumlarda bana yardımcı olabilsin diye...

Konuşmayı bilmeli mutlaka... Ama böyle mıy mıy mıy iç çürüten bir ses tonuyla değil... Gayet seri ve enerjik ♥  Hatta benimle dedikodu pardon bilgi paylaşımı yapsa şahane olur :)))

Hatta her türlü tamirattan anlasa hayatımı kurtarır ♥

Hatırlar mısınız Jetgillerin bir Rozi'si vardı... Bak ben direkt o robotu bile kapabilirim :))


28 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #12


12. İşte cevapları ile ağız sulandıracak bir soru; eğer günleri bir yemeğe benzetseydin, haftanın günleri hangi yemekler olurdu?

Günler ve yemekler :) Düşündürücü ama keyifli bir soru olmuş bu... Ben bu soruyu yanıtlamak için corona öncesine dönmek istiyorum müsadenizle... Eski normal günlerimizdeki rutinlerimize göre yanıtlamak  benim için en kolayı ve en güzeli olacak...

Pazartesi kesinlikle güzel bir sebze yemeği olurdu... Kışsa ıspanak olabilir mesela ya da karnabahar ♥ Çünkü ben sadece Pazarları evde olabildiğim için hafta içine yemek stoğu yapabiliyorum. Hafta başlarım genelde sağlıklıdır ;)


Sebze yemeklerine devam etsek de çorba ilavesi olur bizde mutlaka... Nedenine gelince Salıları genelde çok yoğun olurum ve çok konuşurum o sebeple boğazımı yumuşatacak bir şeye ihtiyacım olur yemek sırasında... Böyle rutinleri seviyorum ben... Salı kesinlikle çorba


Çarşamba günü her şeyden az buçuk olduğu bir gün... Sebze yemeği, çorba, bir sebze yemeği daha... Ama bu yemekleri ev halkına kakalayacak bir güç lazım bana... Karbonhidratın dayanılmaz gücü pilav devreye girebilir mesela bugün ♥


Perşembe bizde Oytun genelde alarm verir... Hoş Çarşamba da vermişti aslında ama ben bugüne ötelemiştim onu 😉 Perşembe = makarna/köfte ikilisinin günü olabilir bence ;)


Cuma Oytun'un kursu var hoş olmasa da benim evde yemek yapmaya takatim yok artık... Hem belki akşam gezmeye bile gidebiliriz kurs sonrası.. İş çıkışında lahmacun şahane oluyor... Hem çabuk hem pratik ;)



Ve kutsal Cumartesi ♥  Balık gibi lezzetli bir gün ♥


Pazar'ın istisnasız en büyük güzelliği uzun uzun yapılabilen kahvaltı değil mi... Kahvaltıdan başka bir isim takılamazdı bence bugüne ♥



16 gün 16 yazı meydan okuması #11


11. Sosyal medyanın 3 iyi 3 kötü özelliği hakkında konuşalım mı bugün ?

Güzel bir konu ♥ Özellikle şu aralar sosyal medya canavarlığımız artmışken :)


Bu konuda çok yenilikleri takip eden biri olmadım. Çok uzun süre facebook hesabı açmadım mesela, direndim. Ne zamanki Oytun anaokuluna başladı ve anaokulu öğretmeni facebook üzerinde aktivitelerini paylaşmaya başladı, ben de mecburen dahil oldum... Twitter'a girme sebebim gezi olaylarıydı.. İnstagram da uzun süre inat ettiklerimdendi mesela... Sonra merakıma yenik düştüm :D
Hoş bu mecralara girmemle birlikte müptelası olmam da ayrı bir ironi ama burayı şimdilik pas geçelim hahahaaa :)))

Şimdilerde aktif olduğum bir instagram var bir de canım blogcum zaten ;)

Sosyal medyanın bana pozitif katkılarından bahsetmek istiyorum ilk önce...

Doğru kullanıldığında öğreticiliğin ve ilham vericiliğinin olduğunu düşünenlerdenim... Özellikle bloglardan o kadar güzel şeyler öğrendim ki... Yeni öneriler aldım, bazen bakış pencerelerimi değiştirdim, bazen hatalarımı gördüm, bazen de kendimi tebrik ettim... Ve en önemlisi birçok konuda yalnız olmadığımı hissetmek en keyiflisiydi...

Her zaman derim ben doğaçlama bir anneyim diye... Kitapları çevirip bu nasıl olmalıymış, ne yapmalıyım diye hiç öğrenen bir birey olamadım maalesef... Bu tarz bana uygun değildi çünkü... Ama sosyal medya annelerinin deneyimleri benim için farklı bir boyuttaydı... O büyük fenomenlerden bahsetmiyorum tabi ki... Doğallığıyla, öngörüsüyle bana kılavuz olan bir çok insan oldu... Ben ve anneliğim bu durumdan pozitif olarak etkilendi diyebilirim...

Sosyal medyanın bir güzelliği de zaman kaybını önlemesi... Ama tabi doğru kullanmayı başardığımda... Yoksa bu pozitiflik hemen negatifliğe keskin bir dönüş yapabiliyor... Normalde araştırırken zaman kaybedebileceğim bir çok şeye kısa zamanda ulaşabilmek harika bir duygu.....

Bak bu zaman mevzunu negatifliklerde de değerlendirebiliriz... Bazen oradan oraya o kadar çok atlayıp asıl odaklanmam gereken şeyden uzaklaşabiliyorum ki... Tam zaman kaybı işte... Bu konuda kesinlikle sınırlamacı olmam gerekiyor kendime...

Sosyal medyanın çok kullanılır olmasıyla birlikte bilgi kirliliği de oluşmaya başladı maalesef... Herkes her konuda âlim gibi maalesef... Hmmm o öyle değil böyle, hmmmm bu böyle değil şöyle diye ahkam kesen o kadar çok insan var ki... Kirli bilgilerden arınmak bazen çok güçleşebiliyor :/


Bir de tabi -mış gibi yapmak, -mış gibi yaşamak durumları var... Sahtelik almış başını gidiyor... Bazen birbirinin kopyası insanları görmek inanılmaz derecede bunaltıyor beni... Bir ara yeni nesilden ümidimizi kaybetmemiz de bu nedenle olmuştu sanırım... Olabildiğince tartışılabilir bir konu...

Neyse lafı fazla uzatmayayım artık... Ne onlu ne onsuz olamadığımız bir mecra der kapatırım bu konuyu 😀








16 gün 16 yazı meydan okuması #10


Meydan okumadan oldukça koptum. İnternetle ilgili problemim vardı ve ancak çözülebildi...
İlk önce gecikmiş maddelerin hepsini bir yazıya toplayayım dedim ama bu sefer de yazmak zamanımı alacak ve daha da gecikeceğim. Peş peşe, yazabildiğim kadar yayınlamanın en iyisi olacağı kanaatine vardım. Dolayısıyla bugün art arda yazılar gelebilir o sebeple...

Şimdi gelelim kaldığımız yere;

10. Bugün bir şarkı listesi yapalım. En sevdiğin film müziklerinden oluşan bir liste şahane olur. 


Leon / Shape Of My Heart


Bodyguard / I Will Always Love You


Dirty Dancing / Time of my Life


Grease / You're The One That I Want



Sister Act / Oh Happy Day


Butch Cassidy and the Sundance Kid / Raindrops Keep Falling On My Head

İlk aklıma gelenler bu şarkılardı... Bu filmleri de zamanında çok severek izlemişimdir hatta...
Zamanda yolculuk gibiydi bu madde benim için... Yeniden izlenebilecek bir sürü filmi hatırladım ♥

24 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #9


9. Sandviç sevenlerden misin? Kendi uydurmuş olduğun efsane sandviç tarifini vermek ister misin? Ne de olsa sandviç candır! Ama senin efsane yemeğin başkaysa, onun tarifini ver. Nasıl olsa tarif deneyecek bol bol vaktimiz var.



Sandviçgillerden hiç olamadım... Benim için ekmek arası peynir-domates. Sonradan sonradan masumiyet kazansın diye marul da koymaya başladım ama çıtır çıtır ekmeğin içinde marulun işi ne diye boşverdiğim de olmuştur :)))

Hal böyle olunca efsane değil ama benim çok sık yaptığım ve de çok sevdiğim bir tavuk tarifi var. Sizi o yazıma ışınlayayım ;) tık tık

Hayırlı ramazanlar diliyorum herkese, sofranızın bereketi bol olsun ♥


22 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #8


8. 24 saatini bir çizgi film kahramanı ile geçirecek olsan bu hangi kahraman olurdu? Onunla neler yapmak isterdin ? Maceralarını çok merak ediyorum. 


Samantha benim çocukluk arkadaşım... Burnunu kıvırışına oldum olası hasta olmuşumdur :))

Sabah bir kalkmışım ki uçabiliyorum hem de burnumu kıvırta kıvırta... Evin içinde gezinirken teker teker tüm işleri bitiriyorum hemencecik...  Dolaplar yerleşmiş, camlar gıcır gıcır, yemekler pişmiş, hatta marketten eve havadan uçarak geliyor alışveriş listem... Kapıda yıkayıp yıkayıp alıyorum içeriye....

Missss missss....

Kahvemi yapıyorum hemen bir burun hareketimle ve evimin önüne uçsuz bucaksız bir yeşillik getiriyorum... Güneş de içimi ısıtıyor üstelik... Güneş gözlüklerimi takayım hemen...

Hayaller ve hayatlar...
Bak çamaşırlar benim asmamı bekliyor makinede hahahaaaa :)))
Hadi ben kaçar anacım, akşama kadar kurusun da belki Samantha'ya ütüyü yetiştiririm :)))))





16 gün 16 yazı meydan okuması #7


7. Hangisini tercih edersin? Gün doğumu ya da gün batımı ?


Bunun tercihini yapmak benim için güç...

Gün batımının romantik kızıllığını çok severim çünkü.. Hele bir de denize doğru batıyorsa keyfime keyif katar... Adım adım gece yaklaşıyordur artık... Bir battaniye gibi örtecektir çirkinlikleri... Işıl ışıl lambalarla takıp takıştıracaktır, süsleyecektir üstüne...

Ama yaşadığımız bu süreçte benim yeni gün doğumlarına ihtiyacım var en çok... Gün doğumu demek yeni bir başlangıç benim için... Tazelenmek, ferahlanmak, temizlenmek...

Apaydınlık uyanacağımız gün doğumlarına sevgili dostlar... Maviliklere...

Sevgilerle ♥









20 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #5 / #6


Pazar pazar ne işin vardı da meydan okumayı aksattın Şebo demeyin bana... Dün ve bugün hızlı bir yaşam var bizim evde... Halbuki dün sabaha oldukça sakin başlamıştık ama benim biraz düzenleme işlerine kalkışmamla birlikte ortalık karman çorman oldu... Bugüne bile sarktı hatta... İşten arta kalan zamanlarıma sıkıştırmaya çalışsam da bitmedi :))) Baktım ki meydan okuma bugünde gümleyecek, otur Şebo yaz, vicdan azabı bari çekme dedim kendime ve yazımın başındayım işte ;)

5. En son ne zaman kayboldun? Hikayesini anlatsana?

Hangi birini anlatayım anacım hahahaaaa :))
Ben arabayla çok sık kaybolurum... Hep bir kestirme yol  bulasım vardır ve o kestirme yol benim hayal ettiğim yol hiç olmaz.... 


En son sanırım pazara gitmeye çalışırken kendimi şehrin bir ucunda bulmuştum :)) Halbuki git bildiğin yoldan değil mi? Yön duygum yoktur ama ben gelişmiş olduğunu iddia ederim hep :))) O anda bana ulvi bir ışık geliyor ne yapayım :)) Huyum kurusun...

Arabada yanımda insan varsa hiç belli etmem üstelik, yiğitliğe ... sürdürmeyeceğim ya :))) Şebo nereye deseler de istifimi hiç bozmam, bir arkadaşa bakıp çıkacağım hemen rahatlığındayımdır..... Anneme hele hiç belli etmem, kadının şekeri yükseliyor :)) En son havaalanına giderken Kemalpaşa yoluna sapmıştım hahahaaaa :)))

Anlaşalım; bu meseleyi siz sormadınız ben de söylemedim ;)

6. Son günlerde sana ilham veren ne okudun, izledin, gördün ya da dinledin? İster listele, ister tek tek anlat. Senin yaratıcılığına kalmış.

Direkt yaşıyorum desem :)))
Evet bu madde benim için bir itirafname gibi olacak sanırım...

Ben bugüne kadar hep çalıştım... Haftanın 6 günü bilfiil... Arada tabi ki kaçamaklarım oldu, tatillerim oldu, kafa izinlerim oldu... Ama bu hiçbir zaman 1 haftayı geçmedi...

Hep yapmak istediğim çok şey oldu... Gezilecek yerlerim, örülecek örgülerim, okunacak kitaplarım, yapılacak işlerim, ayağımı uzatıp yapılacak keyiflerim, yeni projelerim, izlenecek filmlerim.... Milyon çeşit şey sayabilirim burada....

Ve hep dedim ki yetişemiyorum... Yetişemiyorum yahuuu... Tam gün çalışmak kolay mı sanıyorsunuz... Yok olmuyor.... Evde oturaydım.... Amuda kalkaydım... Gün 48 saat olaydı... Gibi gibi... Yine milyon çeşit serzeniş yazabilirim buraya...

Ve dolu dolu 1 aydır evdeyim... Tamam evden çalışıyorum, boş oturmuyorum tabi ki... Ama işyerindeki gibi yoğun bir tempo değil bu evdeki çalışma şekli... Daha güne yayılmış, saatsiz, koşuşturmasız bir çalışma... Üstelik Cumartesi - Pazar olabildiğince boş...

Hadi diyelim ki ilk 15 gün endişeler, kaygılar, evde çalışma düzeni oturtma, yaşanan olayları kabullenme, önlem alma gibi olaylarla yoğun geçirdim... Ya son 15 gün...

Hani evde olsan yapacak bir sürü şeyin vardı Şebo diye çokça soruyorum kendime... Kitap ehhh, film/dizi ucundan azıcık.... Evi düzenleyeydin bari, yeni ilham geldi yapıyorum ya azıcık azıcık... Zilyon tane yarın işin, üstüme gelme darlanıyorum... 

Yaptıklarım ve yapmadıklarım... 
Yapabildiklerim ve yapamadıklarım... 
Sorun ne iş ne de zaman aslında...
Çözüm benim... Çözüm odaklı değil bahane odaklı bir tarz benimsemişim bunca zaman...
Bu yeni zorunlu yaşam halim benim bazı konularda kendimi anlamaya, çözmeye vesile oldu anlayacağınız...
Ama bazı şeyler de şıp diye değişmiyor tabi ki... 40 küsür senelik bir alışkanlık, bir yapışma hali mevcut...
Değişecek, çözülecek, su akacak yolunu bulacak...
Diyeceklerim bu kadar...
Hepinize hoşça akşamlar diliyorum ♥





18 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #4


4. Evindeki nostaljik ya da antika bir objenin fotoğrafını hikayesi ile bizimle paylaşmak ister misin?


Annem de babam da meraklıydı fotoğrafa... Hatta babam güzel de fotoğraf çekerdi...
Bizim çocukluğumuzdan bir sürü fotoğrafımız vardır o sebeple... Annem bir sürü albüm yapmış bize... Bir de öyle sadece bir albüm değil... Toplu bir resmimiz mi var mesela... Bir bana, bir kardeşime bir de kendilerine tab edip yerleştirirmiş albüme...
O sebeple ay bu foto bende kalsın, ay o foto sende mi kavgası hiç vermedik... Herkesin albümü belli :))

Fotoğraf kavgası vermedik vermesine de fotoğraf makinesinin kavgasını verdik ahahahahaaa :)))


Bu gördüğünüz fotoğraf makinesi bizim çocukluğumuzun fotoğraflarını çeken makina değil aslında.... Hemen hemen aynısıydı ama bizimki de...

Bu fotoğraf makinelerinin alameti farikası 36 lık filmi ikiye bölerek 72 foto çekmesi... O zamanlar film çok pahalı, çocukluğumdan hatırlıyorum... Haliyle bu makinenin 36 lık filmle 72 poz çekmesine annemler tav olup o dönemde yurt dışında yaşayan bir arkadaşlarına sipariş etmişler....

Tabi yıllar ilerleyip yavaş yavaş dijitale geçmeye başlayınca annem de o zamanlar yeni güzel sanatları bitirip fotoğrafçılığa adım atan kuzenime vermiş... Benim soracağımı hiç düşünmemiş hahahaaa :)) Halbuki iki kızı da eskicidir ama bunu nimetten sayacağımızı hesaplayamamış kıyamam :))

Benim bir gün aklıma düşüp de anne bizim makine nerede dememle birlikte jeton düşmüş ama bizimki uyanıktır hemen kıvırtmış; dolaplara bakmak lazım diye :))) Gel zaman git zaman bizim makinenin aynısından bir arkadaşında bulmuş ve onu almış :))) Bana verirken anlattı yaptığını hahahaa :))

Kendi makinemiz yerine seviyorum işte ben de bu kızımı... Arada film koyup foto çekiyorum hatta...
Öyle aaa olmadı yenisini çekeyim demeden, koklaya koklaya kullanıyorum pozlarımı :))

Eeeee eskiden de öyle değil miydi? Fotolar tab edildiğinde bazen o fotoğrafı çektirdiğimizi unuturduk bile :)))

Mutlu hafta sonları herkese ♥

17 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #3


Gece 12 olmadan yetişip inşallah yayınlayacağım bu yazımı...
Tam da günümde renklerden bahsedeceğim galiba bugün :)) Neden böyle dediğimi şimdi anlayacaksınız ;)
Evet konumuz neydi ?

3. Bugün kendini hangi renk hissediyorsun?

Öyle bir gün geçirdim ki bugün siyahından kırmızısına, sarısından yeşiline, mavisinden grisine her renktim sanırım... Rengarenk, inişli çıkışlı.....

Sabah maviydim mesela... Bir ara turuncunun üretkenliğini kullandım.... Yeşilliklerle sarmalandım...
Ve bu aralar bomba gibi dolanan ergenimin pimini çektim sanırım :))) Booommmm 💣


Bu ateşli kırmızının sonunda herkes mevzilerine çekildi.... Ya savaşmaya devam edecektik ya da elektriğimizi farklı yerlerde atacaktık...

Ben topraklanmayı tercih ettim :) Kahvenin sakinleştirici etkisinin rengi ne olabilir ki? Maviyi bozmuştum artık, pembe çok hayalperest kalır benim durumum için... Bak bilemedim şimdi....

Topraklama işlemim bitince sosyal hayatımı devreye soktum... Oldukça enerjiktim bence... Mor uyuyor galiba bu halime ♥ Bir sürü görüntülü arama yaptım... Dost seslerini duymak daha da iyi geldi...

Eve misafir almıyor olmanın sokağa misafir almayacağız anlamına gelmediğini kızlarla sokakta kahve içerek ispatladık heheeee :)) O yarım saatlik sokak molası ile bak şimdi toz pembenin en güzel halindeyim...

Evet yazıyı 12 den önceye yetiştirdim.... Pembiş pembiş iyi geceler o zaman size :)





16 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #2


2. Şu sıralar evde en sevdiğin köşen neresi? Orayı özel kılan nedir? 

Evde en uzun geçirdiğim zamanlar... Hatta bu dönemde evimle yeni tanıştım bile diyebilirim...

Çamaşır asmak dışında balkona çıktığımı çok hatırlamıyorum mesela... Ki evin ince uzun da olsa hem ön hem de arka tarafında iki kocaman balkonu var.


Evet böyle bir manzaram yok :))
Hatta uzaktaki dağlara doğru yandan yandan bakmazsam yeşillik bile gördüğüm söylenemez...
Ama şu aralar özellikle ön balkonumu çok seviyorum...
Koydum bir tabure... Boş kaldıkça atıyorum kendimi o tabure üstüne... Hele bir de güneş varsa değmeyin keyfime ♥

Hayaller kuruyorum hatta... Burayı camla kapatsam, kış bahçesi yapsam...
Tüm çiçeklerimi sıralasam buraya...
Güzel bir masa, üzerinde yine çiçekler... Rahat koltuklar ♥
Hafta sonu kahvaltılarımızı yaparız...
Akşam çaylarımızı içeriz mis gibi...
Açarım camları yaz geceleri, kitabımı serin serin okurum.....

Hayallerin sonu yok 😉


15 Nisan 2020

16 gün 16 yazı meydan okuması #1


Meydan okumaların prensesi Ezgicik çok güzel bir meydan okuma başlatmış yine...
Sorular şahane, renkli ve her telden..
O sebeple katılmamam imkansızdı...
Hem rutine giren bu günlerimizde bize de eğlence olur azıcık ♥

Evet ilk gün konumuz  şöyle;

1- Belki aramıza yeni katılanlar vardır ya da olacaktır. Önce birbirimizi tanıyalım. 
Karantina döneminden önce neredeydin nasıl bir yaşam şeklin vardı, şimdi neredesin ne yapıyorsun, günlerini nasıl geçiriyorsun, neler değişti hayatında bu süreçte? 


Bendeniz Şebo efenim... Bildiğiniz üzere oğlumun anılarını biriktirmek üzere açtığım bu blog benim hayat alanım haline geldi...  Dolu dolu 11 yıldır blog yazıyorum... Arada meşguliyetlerimden sessizleşsem de mutlaka kürkçü dükkanıma geri dönüyorum sanırım. Burası en rahatladığım ve en mutlu olduğum yerlerden biri çünkü...

İşim sigortacılık ve haftanın 6 günü çalışıyorum normalde... İş harici de sokaklarda olmaktan ya da arkadaşlarımla birlikte olmaktan çok büyük keyif alıyorum. Oğlum da benim gibi gezenti... Sosyal hayatımız kendimize göre aktif yani...

Ve hayatımıza virüsün girmesiyle birlikte bizim de hayatımızda kaçınılmaz değişimler oldu...



Her şeyden önce ben evden çalışmaya başladım. İlk başlarda bu olayı sevsem de sorumlulukları çok farklı evden çalışmanın. Mesai saatleri içerisinde esnek çalışamasam da mesainin sona ermesi kavramı yok oldu maalesef. İnsanlar malum evde otururken canları sıkılıp benim şu işim şöyle miydi gibi kel alaka bir saatte ulaşabiliyorlar... Ve bunu engellemenizin imkanı yok... Eskiden sistemlerimize evden ulaşamadığımızdan bu meraklanmaları sormak için mesai saatlerini bekliyorlardı...
Buna da şükür diyorum yine de... Çünkü şu ortamda evden çıkmamak benim için çok büyük bir nimet şu an...

Bu dönem içinde başlarda feci psikopatlaşmıştım... Haber izlemeyi bırakıp gündemi sınırlı takip etmeye başlayınca biraz olsun rahatladım... En azından göğsüme oturan öküzü yolcu etmeyi başardım.
Oytun ise uzaktan eğitime alışmaya çalışıyor ve benim yönlendirmelerim olmazsa telefon ve PC başında saatlerini çöpe atabilir durumda. Dürtmediğim sürece odasından hareket etmiyor maalesef...
Bu durumu daha yeni yeni çözmeye başladım... Belirli saatlerde ödev veriyorum, kitap okumasını sağlamaya çalışıyorum, ve benimle dizi izlettiriyorum hahahaaa :)) Bu sebeple La Casa'ya bile başladım ki ben bu diziyi izlemeyeceğimden çok emindim :)))

Evde olmakla ilgili herhangi bir sıkıntım yok an itibariyle... Hatta zaman yetişmiyor bile diyebilirim... Boş kaldıkça evdeki işleri halletmeye çalışıyorum bu arada...

Mutfak dolaplarımı elden geçirdim mesela... Oldukça uzun zamanımı aldı bu iş... Hepsini yıka temizle kaldır derken bitti şükür... Şimdi de kendi gardırobuma el attım ama henüz yarısı hallolmuş durumda... O da biter yakında inşallah maşallah...

Çok film izleyemesem de dizilere sarmış durumdayım bu evde olduğum süreçte...
Arada da bir bebe battaniyesi dürtüyorum elimden geldiğince...
İlk başlarda hiç kitap okuyamıyordum... Anlamıyordum okuduğumdan... Şükür ki son günlerde kitap okumayı da beceriyorum...

Market işlerini 15 günlük rutinlere bağladım. Annem evde yalnız olduğu için onunkileri de ben hallediyorum. Toplu alışveriş feci halde yoruyor beni ve dışarıya çıktığım için ekstra geriliyorum. Sonraki yerleştirme, temizlenme kısmından hiç bahsetmiyorum bile... Hepimiz çıldırıyoruz bu konuda biliyorum... Yeniden hatırlamaya gerek yok bu süreci :)

Bizde durumlar bu şekilde...
İnşallah en yakın zamanda bu süreci atlatıp hayatımızı biraz daha normalleştirebiliriz ümidindeyim.
Sağlıkla kalın canlar ♥






9 Nisan 2020

30 Gün Şarkı Meydan Okuması Bölüm #2


Bu akşam yemekte nohut var ♥ Şimdi koydum düdüklüye... Yanına da bir bulgur pilavı yaptım mı tamamdır bugünkü akşam menüsü.... Yanına da turşu koyarım azıcık, turşumun son demleri artık... Koklaya koklaya yemek lazım :)))

Yemeğim pişedururken ben de azıcık şarkılarıma devam edeyim ;)

Nerde kalmıştık...

8- Hak ettiği değeri görmemiş bir şarkı;

Güler Özünce / Öyle Olsa

Sanırım 2018 de çıktı bu şarkı.... O günden bu yana müptelasıyım... Patlar demiştim hatta ama patlamadı :\
Mutlaka dinleyin, bu günlerde bu pozitiflik iyi gelecek ♥
Klibi de ayrı bir şahanedir üstelik :)

9- Adı 3 kelimeden oluşan bir şarkı;

Eda Baba & Üner / Gözlerine Göz Değmiş

Açtım listelerimden birini ilk gözüme çarpanı seçtim ♥
Huzur dolu bir ses Eda Baba....

10- Dinlediğin son şarkı (dürüstlük arkadaşlar :));

Fırat Şahverdi / Zır Deli

İnstagramda denk geldim bugün pek hoşuma gidince izlemelere doyamadım :))


11- Aşk hakkında bir şarkı;


Jehan Barbur / Selvi Boylum Al Yazmalım

Bu şarkıdan âlâ şarkı olabilir mi bu maddede benim için....
Filmini ayrı severim zaten... Enstrümantal şarkısına bence şahane sözler eklenmiş... Bu halini de çok sevdim ben ♥

12- Dinlemeye utandığın bir şarkı;

Ajdar / Çikita Muz

Alın size kulaklarınızın pasını silecek bir şarkı hahahahaaaaa :)))
Ben dinlemeye utanmam ama o bu şarkıyı yaptığına ilerleyen yıllarda utanmış mıdır bilmem :))))))))))


13- Playlistinde karışık modda çalan ilk şarkı;

Can Gox / Ah Be Ah


Listeyi açar açmaz ilk şarkım olur kendileri...
Cem Karaca'ya benzer sesi... Güzel coverları da vardır hatta...
Severiz kendisini ;)

14- Birinin bilmene vesile olduğu bir şarkı;

Gülinler / Teker Teker

Güzel bir sese denk geldiğimizde bak bunu dinledin mi diye atarız birbirimize biz kızlarla... Bu şarkı da son dönemde mesajlarıma düşenlerden.... Hem solist yeni hem de şarkı benim için...


15- Film soundtrackinden bir şarkı;

Berlin / Take Mey Breathe Away

Şebo yıllar öncesinden bu şarkı nereden aklına geldi derseniz Haziranda Top Gun filminin ikincisi vizyona girecekti... Aklıma düştü işte :)) Arabın derdi kırmızı pabuç :))










6 Nisan 2020

Mart instaları ♥


Geçen ayın başlarında henüz evde değilmişiz...
Rutin hayatımız devam ediyormuş...
Ne güzel ♥
Eski güzel günlerimize bir an evvel dönmek umuduyla hepinize kocaman sevgilerimi gönderiyorum ♥


Dünya 🌍 
Niyet senin için olsa da asıl kendimiz, çocuklarımız, gelecek nesillerimiz için farkına varmak zorundayız... 

Herkes kendine de dünyaya da iyi davransın artık 🙏

Dünya saati 
Işıklarımızı kapattık
 Kitabımızı okuduk
İyi geldi şu günlerde
Bu sene toplaşamasak da
Çok olup sarılamasak da
Şu günleri atlatıp daha nice kitaplar okuyacağız 


Kahvem kıymetli ♥



Zor günlerde güzel günlere dair umudumu yeşerten bir an ❤️ 
Güzel günler göreceğiz çocuklar ✌️ 

Sene 2015 / İstanbul
Bu sene dergi almadığımı da hatırladım bu fotoyu görünce 
Corona gitsin hayat devam etsin



O kadar alışmışım ki 2 kişilik kahve yapmaya...
Karantina günlerinin başlangıcında kuşlara da çoookkk gavveee içirdim ben :))




Bir tarafta gidenler, diğer tarafta kalanlar... 
Bir tarafta var olup yok olanlar, diğer tarafta yok olup var olanlar... 
Endişeler, kurmacalar, kaygılar... 
Kahve iyi gelecek, iyi... 

Kahve kokusu iyidir
İyileştiricidir 
Hem belli mi olur
Endişeler yeni umutlara bırakır kendini belki



Uzun zamandan beri TV seyretmemeyi başarıyordum ki 
örgü örmeye başladım 
veeee kaçınılmaz son uzun uzun bakışmalı dizi izliyorum 😂😂😂😂 

Şebonun hobileri 
Bu dalgacıkları örmeyi seviyorum 
Deniz  gibi, Ege gibi ❤️



Sene 2006 ❤️ 
Ben yaş almışım sadece, sen büyümüş... 
O zaman peşindeymişim şimdi tepende 😂😂😂 

Yakışıklı Oytunum 
Zalimsin zaman 
Eski fotoğraflara dalmayı seviyorum sanırım



Gelişimlerini ve değişimlerini izlemek o kadar keyifli ki... 
Severler mi acaba diye tavsiye ettiğimiz tango onların yaşamlarına nüfuz etmeye başladı sanırım 😍 
Bizden çok onların iyi ki demesi ise tam bir şenlik ruhuma 🥳🥳🥰

Yakışıklı Oytunum, güzel Zeynebim 
Tango
Daha yolun başında olsalar da bence çok iyi kıvıracaklar bu işi
Bir de bana öğret dediğimde Oytun paşa kıvırmasa burnunu
Tadından yenmeyecek


Kadınlar günümüz kutlu olsun efem ♥



2 Nisan 2020

30 Gün Şarkı Meydan Okuması Bölüm #1


Sevgili Öneri Makinası başlatmış bu etkinliği... 30 gün yerine toplu olarak bir kaç bölümde yapacağım ben... Tek tek paylaşırsam belli bir süre sonra serebilirim çünkü ;)

Başlayalım o zaman....


1- Bu ay keşfettiğin bir şarkı;

Büyük Ev Ablukada / Çıldırmıcam

Bu günlerde keşfettiğim bir şarkı bu... Tam da bu günlere uygun sanki ;)


2- Seni tarif eden bir şarkı;


Ayşegül / Gaydırı Gubbak Cemilem

Ay ne biliyim ben yahu :))) En iyisi ben size eğlenceli bir şarkı yollayayım bu maddede... Hayde eller havaya bakalım :)


3- İsminde yemek adı geçen bir şarkı;

Nazan Öncel / Aşk Beklemez

Bir zamanlar ben bu şarkının hastasıydım. Misafir ol gel bana, börekler açarım sana diye çığırırdım hahahaaa :) Dolayısıyla ilk aklıma gelen bu şarkı oldu ♥


4- Tüm sözlerini bildiğin bir şarkı;


Leman Sam / Rüzgar

Öyle çok şarkı sözlerini bilmem. Ucundan ucundan nakaratları ezberlerim, sonrası laylaylom :)) Ama nedense Leman Sam şarkılarını genelde ezbere bilirim ve kolay kolay unutmam... Bu şarkılardan biri de bu....


5- İyi bir zevkin olduğunu kanıtlayan bir şarkı;


Hüsnü Arkan & Kardeş Türküler / Güvercin

İyi kime göre iyi? Kötü kime göre kötü?
Bu şarkı o sebeple tam bu maddenin yanıtı değil...
Ancak bu aralar sevdiğim bir şarkıyı paylaşabilirim dedim ben bu maddede...


6/7 - Adı küçük harflerden ve adı büyük harflerden oluşan şarkı;

Bu iki maddeyi de anlamadım ben. O sebeple pas deme hakkımı kullandım :)

Bu günlük bu kadar olsun benden, kendinize iyi bakın ♥