23 Mayıs 2014

kısa bi tatil....


 1 haftalık kısa bir ara sevgili blog dostları...
Yeni yeni yerler görüp, taze deneyimler edinip, enerji biriktirerek yeniden aranızda olacağım inşallah....

Hepinizi kocaman öpüyorum...
İyi hafta sonları sizinle olsun...
♥ ♥ ♥ ♥

16 Mayıs 2014

#soma


Hala inanamıyorum yaşananlara...
Vicdan olgusunun yitip gittiğine inanamıyorum...
Kader diyenlere inanamıyorum....
Bu işin fıtratı ne? İnanamıyorum....
Hala ben/sen kavgası yapanlara inanamıyorum...
O atılan tekmeye inanamıyorum...
Maksimum sayılarda kapatırız diyenlere inanamıyorum...
Hala kin ve öfke saçanlara inanamıyorum....
Bir mezar taşını çok gören bilince inanamıyorum...

İnanamıyorum...
Hiç birşeye inanamıyorum....



13 Mayıs 2014

Kahperengi....


Hande Altaylı' nın bu romanını çok uzun süredir okumak istiyordum aslında. Ama bir türlü kısmet olmamıştı...

Üstüne dizisi çekilince hah dedim kaldı kitap... Ben dizisini izliyim bari :)

Merhamet'i de fanatik bir şekilde keyifle izledim... Hele son dönemlerinde Sermet-Deniz aşkı beni benden aldı :) Final öyle bir finaldi ki amannn dedim noluyor, böyle olmamıştır herhalde...
Finalindeki tatminsizliğimden dolayı kitabı acaba daha mı doyurucu olur düşüncesiyle, bi koşu kitabına başladım :))

Anlayın işte doyamadım bu serüvene :))

Dizi yada filmini izledikten sonra neden kitap okunmuyor meselesine gelince;
Dizisini izledikten sonra kitaptaki karakterleri hayal edemiyorsunuz, dizideki oyuncu hep gözünüzün önünde... Benim gibi fanatik boyutunda izlediyseniz hatta her mimiği bile hatırınızda... Kitaptaki duruma uymuyorsa hatta kafanız çokça karışıyor...

Hep sonunu biliyorum nasılsa diye düşündüm ama bu kitapta öyle olmadı....
Kitaptaki Irmak, Irmak değil.... Sermet yok kitapta... Dolayısı ile benim keyif aldığım didişmelerde...
Daha biçok şey...

Konuyu uzatabilmek için bir sürü yan karakter, detay, bolca da dalavere eklenmiş.... Diziyi mi anlatmaya başladım ben ne :)))

Hande Altaylı'nın dilini sevdim... Bazı yerlerde kurgu hatası yapıldıysa da insanı sıkmıyor... Zaman olarak eski/yeni dönüşümü başarılı şekilde kurgulanmış... Özellikle eski "Yaslıhan" dönemlerini daha çok sevdim...

Gelelim finale....
Ben yine boynu bükük kaldım :))
Diziden tamamen bağımsız (hoş kitabın tamamına yakını diziyle çok ayrıydı) bu final de beni doyurmadı...
Bendemi bişey var yoksa bu finaller uymamış mı inanın bilemedim :)
Bilen varsa beri gelsin ;)

Bu arada dizi izleyipte kitabı okumaktan vazgeçenlere derim ki okuyun, pişman olmayacaksınız :))

Hoşça ve dostça kalın :)


9 Mayıs 2014

psikopat kıtır ergen iyi hafta sonları der :))


Bi tarafım hakikaten manyak :)
Bunu da bugün tescillemiş bulunmaktayım...
Gururluyum sayın blogdaşlar :)))

Sabah sakin sakin bindim pamuğuma, işe geliyorum...
Ama nasıl keyifliyim... (niyetim bugün bunu yazmaktı aslında)
Şarkılar söylüyorum....
Burda çarşı dediğimiz topu topu 3 caddenin birine itina ile girmişim...
İlerliyorum...
Yol tek şeride düşüyor...
Hiç problem değil...
Benim şeridim açık...
Sağ şerittekiler düşünsün dimi ama :)))

Herifin teki sağımda tacizde...
Ama hiç önemli değil...
Burun farkıyla öndeyim...
Yol vermek istesem de -ki istemiyorum- imkanım yok :)))
Amaninnn ne güzel değil mi?

Herif dedim ya az önce sağ şerittekine...
Altındaki cüsseli siyah aygıra güvenerekten tak bir hamle -ki aygır diyorum, kendisi arazi tipi bişey...
Anammmm !!!!!
Direksiyonu kırmak zorundayım... Sürtecek manyak yoksa...
Kaldırımın tepesine çıkıyorum...
Hayır sürttürsem ben haklıyım ama pamuğuma daha yeni boya koruma attırdım yahu :(((

Büyük zevkle geçti herif öne...
Hadi diyorum bozma edebini Şebnem...
Hırtla hırtlaşma...

Ama şeytanın bacağı yok ki kırasın...
Adamla aynı otoparka giriyoruz...
Benim sakin kalmam imkansız artık...
Arabadan büyük bir ihtişamla inen herife laf çakıyorum aklımca " başına kuş kondumu, mutlumusun"
Herifcioğlu ne derse beğenirsiniz... evet çok mutlu oldum...
Yok artık sakin hiç kalamam...
Başlıyoruz laf dalaşına...
Şeytan diyor çık herifin tepesine çak ayakkabının topuğunu !!!
Ama lanet olsun bende topuklu ayakkabı yok ki...
Babet ne kadar canını acıtabilir ayı postlu mahlukatın...

En son cümlem " aldım plakanı "
Evet herif muhtemelen benimle dalga geçti :)))
Ama ne zamana kadar....
Vuslat çok yakın tıurınınımmmmmmm :))

Gelirsin ofise...
Bulursun adamın bilgilerini plakadan (ben sigortacıyım bu arada söylemişmiydim)
Çarşısı 3 caddeden oluşan avuç içi kadar şehirde tüm sigortacılar birbirini tanır...
Alırsın meslektaşından numarasını :)))
Ararsınnnn büyük zevkle...
Sayarsın hatırı sayılır lafları ve sonuna da eklersin "arabanı çizdiler galiba "
Adamın dehşetle nefes alışını hissedersin telefonda :))
Çat kapatırsın telefonu...
Ve büyük zevkle hayal kurarsın otoparka nasıl koştuğunu :))))

Bazen psikopat olabiliyorum kabul ediyorum :)))
O kadar kusur kadı kızında da var dimi ama ;)

İyi hafta sonları efem....

Bu arada arabayı falan çizmedim :))))))))






7 Mayıs 2014

üç minik pirinç tanesinin bize ettiği....



Geçtiğimiz hafta sonu bir yayınevinin Türkiye genelinde sınavı vardı.
Öyle çok sınav sınav koşuşturmaktan yana değilim, ancak deneyim kazanmasını da istiyorum...
Heyecanını yenmeyi öğrensin, test tekniğini geliştirsin, bıdıdabıdı işte :))

Sınava gitmeden önce de anneanneye uğramamız gerekti, nüfus cüzdanımızı almak için...



Anneannemiz sınava gidiyor ya paşaya 3 tane minik pirinç yutturmuş, Allah zihin açıklığı versin oğlum demiş, öpmüş, koklamış göndermiş....
İşte sorunumuz da burda başladı bizim...
Arabaya bindi surat beş karış...
Bir panik anlatıyor ama sormayın gitsin...

"Anneannem pişmemiş 3 tane pirinç yutturdu bana...
Bide okunmuş dedi üstelik...
Pirince nasıl okuyorlarki...
Sınav sorularınının cevaplarını mı okuyorlar ki...
Karnım ağrıyor, herhalde pirinçten...
Offff sırtımda ağrımaya başladı...
Galiba buda pirinçten...
Kaburga kemiğimde sanki bi sertlik var...
Pişmediği için orayamı gitti acaba...
Hıdıdabıdıdabıdı..........................."

Hiç susmadı :)))
Verdiğim yanıtları dinlemedi bile....

Birde Zeynep'imiz var bizim... Onuda aldık, sınava götürmek için...
Zeynep arabaya biner binmez onada aynı nağmeleri anlatmaya başladı... Susmadan...

Zeynep; bende bir kere okunmuş su içmiştim dedi...
Bizimki sakinleşti hemen...
Karnın ağrıdımı senin de dedi hemen...
Saçmalama Oytun diye birde azar işitti. Dua okunmuş su hiç karın ağrıtır mı?
Bizimki bir daha bu konuyu açmadı ahahahahaaaaaa :)))

Neymişşşş.....
Çok bilmiş Zeynep hıdıdabıdı Oytun'un hakkından gelirmiş :))
Ben ne desem dinlemeyen Oytun'un hakkından bacak kadar boyuyla Zeynep çokbilmişliğiyle gelirmiş :))))



6 Mayıs 2014

IG/Nisan zamanı gelmiş :)


İnstagram Nisan seçmeceleri ile yine burdayım...
Ne çabuk geçti bu Nisan, yine zamana yenik düştüm bu ay..
Ama olsun ;)
Mayısta açıkları kapatırım ben....


Büyükada'da fayton turu şahane ♥
Pembe kapıların ardında beyaz panjurlu evim olsun benim de, 
Dileğimi ahanda diledim :)))


Kargalarla sohbet etmeye başlamıştı ki ağzını açıp pirelerle maça başladı... 
Yol halleri, gezme halleri işte :)


Succulentlerim çiçek açtı.... Hemde ilk defa ♥


Kafa çok şişince kapı itina ile kapatılır ve kısa kaçamak yapılır :)))) 
Şşşşşşşştttttt sessiz olun, kimse duymasın 


Bende anasının kuzusuyum ama :))) 
Bu selfie işi anneme göre ablak surat fotosu...
Başkada bişi değil :))))



Proje proje dedi anneyi kandırdı sonucunda dürbünlü silah çıktı... 
O kadar çok uğraştı ki ses edemedim....
Bu ne demek oluyor sen istersen alma, ben bi şekilde yaparım... 
Bi arada legolardan yapıyordu bu işi :)))


Dil pabuç kadar demiyomuydum size... İşte ispatı :))))))))


Hava soğuk ama çiçeklerime baktıkça içim ısınıyor benim ♥♥♥♥ 


Edirne usulü ciğer muhteşem... 
Mmmmmmmm :))) 


Yakışıklımla öğle yemeği keyfi yaptık. 
Bu yaşa gelmiş bi waffle yememiş zaten :)))) 
Nasıl olur da bu lezzetten bunca zaman kusur kalmışmış.. 
Evde yediğin kreplere ne oluyor dedim, onlar ayrıymış waffle başkaymış :))))

Salı sallanmadan iyi haftalar efem ;)
Bu arada İG adresim sebboytun ;)