Yeni bir haftadan selamlar ♥
Bloga ısınma turlarım devam ediyor :) Yazma ve okuma düzenimi hâlâ oturtmaya çalışıyorum. Ara verince ne kadar da zor oluyormuş insanın kendini yeniden disipline etmesi :/
Bu haftanın en önemli olayı sanırım Oytun'un etkinliğiydi...
MUN toplantılarından birine katıldı bu hafta... MUN'un ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu Oytun katılıncaya kadar. Meğerse MUN ( Model United Nations) Birleşmiş Milletler toplantılarının içerik ve şekil olarak öğrenciler tarafından canlandırıldığı konferanslarmış.
Okul okul gruplar halinde katıldılar. Kimi okul öğrencilerinden seçmiş, kimi okulda tamamen gönüllülük prensibine bağlamış. Oytun gönüllülük temelinde katılan öğrencilerdendi. İlk başta sadece İngilizce konuşacakları için biraz tırsıp geri çekilmeye kalktı ama sonra tekrar heveslendi..
MUN sonrası inanılmaz heyecanlı ve mutluydu. Dünya problemleriyle ilgili grup grup çözümler aramışlar, birbirlerini dinlemişler. Temsilciliğini yaptıkları ülke ile ilgili hem tanıtım hem ülke problemleri ile ilgili yardım talep etmişler. 3 gün boyunca sabah 9 akşam 9 iyi ter dökmüşler anlayacağınız... Oytun'a katkısının büyük olduğunu düşünüyorum.
Bu da neymiş diye internette gezinirken bir sitede açıklayıcı bilgiler bulmuştum. İsterseniz
buradan detaylı bilgi edinebilirsiniz... Burada üniversite düzeyini anlatmış ama lise düzeyi de hemen hemen aynı özelliklere sahip sanırım...
Bu hafta nihayet kitap okuma günlerimize yeniden başladık. Okuma günlerimizde genelde hikaye kitapları seçiyoruz. Hepimiz sırayla sesli olarak bir hikayeyi okuyoruz, diğerlerimiz de dinliyoruz. Her ne kadar çocuklar oflayarak başlasalar da bu etkinliğe, okumaya başlayınca keyif alıyorlar.
Bu etkinliğimizde Ömer Seyfettin'in hikayelerini okumaya başladık. Çocukluğumuza döndük... O sebeple biz iki anne için daha keyifliydi bu durum ♥
Çiçekliğimi nihayet yapabildim. Cam kaseler alıp kaktüsler ektim. Ana hatlarıyla bitti. Sadece çiçekliğin kendisini boyayıp yetiştiremedim. Bu hafta da onu tamamlarım sanırım. Haftalarca süründürdükten sonra en azından çiçekliğimi kullanıma açtım ya, bu bile benim için büyük bir mutluluk ♥
Bu hafta sözüm ona tencere tencere yemek pişirip kavanozlayacaktım. Tabi ki yapmadım :))) Sebzeler bana baktı, ben sebzelere... Pişirme hevesi gelmedi... Bu hafta aç kalmamak için bugün akşam el atmam lazım mutfağa ama hâlâ kendime güvenmiyorum bu konuda... Kısmet bakalım ;)
Bu haftaya bir döğumgünü kutlaması sıkıştırdım. Aslında doğumgünü bahaneydi... Uzun süredir başbaşa oturup sohbet edemiyorduk. Çok keyifli bir akşam geçirdik o sebeple... Laftan lafa atlayarak gıybet kazanına düştük diyebilirim hahahaaa :))
Bu hafta sinemada Joker'i izledim... Kendimden geçtim diyebilirim.... Uzun uzun anlatmak niyetindeyim, o sebeple buraya detay yazmıyorum ;)
Kitaplardan da William Golding'in Sineklerin Tanrısı kitabını okuyorum. Şimdilik çok iyi gidiyor. Bu hafta bitiririm sanırım...
Bu haftanın özeti bu kadar... Yeni bir gevezelikte görüşmek üzere der yapılacaklar listemi yapılmaya koyulurum ben ;)
Kendinize iyi bakın, hoşça kalın ♥
* Dolap deyince anla Şebo ;)
* Çiçekliğin son rötuşu boyamayı da hallet hadi...
* Domatesler dolapta bozulacak artık, iyice elden gitmeden onları pişirip kavanozlasan ne güzel olur...
*
Uzun süredir görüşmediğin arkadaşlarına pas atmıyorsun hala, vakit yok deme hiç... Yaratabilirsin....
* Hafta sonu Oytun'un kursu ya da programı olmazsa yazlığa kaçsan ne güzel olur.... Annecikte çok sevinir üstelik ♥
* Hafta sonu yazlığa kaçmazsan film gecesi yap kızlarla... Eğlenceli olur...
*
Ütüler canavara dönüşmeden hallet...
* Oytun'un çekmecelerine el at bence... Çekmeceler karman çorman olmuş, kullanılmayan şeyler varsa da değerlendirirsin hem...
* Çay makinesi servise gönderilecek yine...
*
Ofis camı bozuldu açılmıyor, bir penci ayarlaman gerekiyor artık oraya....