24 Haziran 2010

ne ayıp bana :))

Uzun zamandır ara verdim biliyorum. Aslında o kadar paylaşılacak şey var ki...
Malum kardeşim geldi, bizim paşa anneannesi ile yazlığa taşındı, ben iki arada bir derede derken düzensizlikten yetiştiremiyorum hiçbir şeyi :)
En kısa zamanda gezdiklerimizi, gördüklerimizi, yediklerimizi içtiklerimizi anlatmak üzere gelicem inşallah :))

Bu arada benim paşamdan unutmak istemediğim bir şey daha :))

Teyzesiyle hayvanlara dair engin bilgilerini paylaşıyorlar...
Bizimki ne dese :)
Gagasında poşet olan beyaz kuş var yaaaaaa....

Pelikan oğlum o pelikan hahahaaa :))

Bu sıralarda sizide ziyaret edemedim fazla ama gelicen en yakın zamanda...
Görüşürüz....

14 Haziran 2010

izmirde kocamaaaaannnn bir gün :))



Hani demiştim ya İzmir'de eleklendik diye. İlk ziyaret noktamız İzmir doğal yaşam merkeziydi.

Çocukların zevkle gezebilecekleri, hayvanları tanıyabileceği bir yer olmuş. Benim paşam hayvanları çok sevdiği için büyük keyif aldı gezerken. Bursadaki hayvanat bahçesinden büyüklük olarak pek farkı yok. Hatta birkaç ayrıntı dışında aynı olduğunu bile söyleyebilirim. Çok büyük bir yer beklemeyin yani...

En çok sevdiğimiz yer tropikal bahçesi oldu. Nemini, sıcaklığını gerçekten birebir yapmaya çalışmışlar. Ufak olsa da sevimli bir bahçe olmuş anlıyacağınız :))

O taraflara yolunuz düşerse mutlaka gidin derim. Temiz bir ortam. Hayvanlar bakımlıydı. Özellikle yaz aylarında gideceklere bizden bir tavsiye sabah saatlerinde gidinki pişmeyin derim. Zira yeni oluşturulan bir alan olduğu için ağaçlar daha küçük ve tam güneşin alnında gezmek zorunda kalıyorsunuz :))

Başka nemi yaptık... Tabiki olmazsa olmaz vapur sefası :)) Püfür püfür rüzgara yüzümüzü vererek mis gibi deniz kokusunu içimize çektik...

Karşıyaka da tur attık... Konakta kuşlara yem verdik... Hafif bir kemeraltı gezintisi yaptık derken gün bitiverdi işte :))

Ahhhh İzmirim ahhhh nasılda özlemişim havasını, suyunu.....

12 Haziran 2010

nihayet kavuştuk :)



Kardeşcağızım nihayet geldi :))
Sadece annoşum ve ben heyecanlıyız zannediyordum...
Ama benim minik böceğimde biriciğini çok özlemiş ve beklemeyi nasılda becerebilirmiş...
1,5-2 saate yakın kapının yanında pür dikkat çıkanların arasında teyzesi var mı diye bekleyebilirmiş...
Adı üstünde çocuk der geçeriz ama değilmiş işte öyle...
Onun o bekleyişinin ardından gelen kavuşma bu kadar mı şenlikli olurmuş :))
Anneside oğlunun özleminin bitmesine mi yoksa kendi kavuşmasına mı bilinmez; karmakarışık duygularla pıtır pıtır gözyaşlarını dökermiş...




Bu arada İzmir'e erken gidip gezmek için bahane arayan biz ne doğal yaşam parkı bıraktık ne Karşıyaka nede Alsancak :))

Bir dahaki posta artık...

Herkese iyi hafta sonları diliyoruz...

9 Haziran 2010

başlık yazmasam olur mu : )



Kardeşim geliyor taaaa uzaklardan :))
Geri sayım başladı 3 kala....
Annoşum kıpır kıpır, ben kıpır kıpır....
Paşayla ilk önce sarılma kavgası başladı bile :))
Atağa kalkıp onu havaalanında mızıldatsammı diye hain düşünceler bile var kafamda...
Heyecandan olsa gerek muzurluk var sürekli bünyede....

İşyerinde motor taktım....
Sosyalleşeceğiz ya bol bol inşallah...
Hatta birkaçgün kafa iznide yaparmıyım; yaparım, yaparım dimi diye gaz vermecedeyim kendime...

Hadi ben kaçar artık, bu kadar mola yeter :))

8 Haziran 2010

offf dedim hemde ondan daha fazla....



Alışmışım uzun saçlı haline böceğimin...
Amacımız gözüne girenleri düzeltmekti halbuki ama kıpırkıpır olunca bünyesi yanlış bir makas darbesi ile bu sonuca erdik....
O başladı yapıştırın saçlarımı yerine diye ağlamaya....
İç ses öyle demese de ne çare dış ses avutmaya çalıştı onu...
Evde bir kınalı yapıncak...
Her gördüğümde irkiliyorum hala...
O alıştı artık ama annesinde var sorun...

5 Haziran 2010

ağzım kulaklarımda desem :))



İlk eğitim yılımız bitmek üzere....
Son bir haftadır bir koşuşturmadır gidiyor sene sonu gösterimiz için...
Ve nihayete erdik dün akşam :))

İnanılmaz heyecanlıydım.... Hatta oğluşumdan daha fazla desem hiçde abartı olmaz... Onun dünya umurunda değildi çünkü :))

Hani derler ya kuzgunun yavrusu kendine şahin görünürmüş diye... İşte o hesap benim içinde yaptıkları gösteriler şahaneydi....  Ah şu ilkler nasılda kıymetli oluyor insanın yaşamında...

Emeği geçen öğretmenlerimize, teyzelerimize en çok da  biricik Gül öğretmenimize ne kadar teşekkür etsem azdır. Bize bu kadar güzel bir akşam yaşattıkları için...

Bu arada dipnotlarımda var bu konuda paşama ait tabiki :))

* Sırf prova yapıyorlar, çalışıyorlar diye 1 haftadır rüşvetle okula giden bir yaramaz vardı... Sıkıya gelince hemen yan çiziyor maalesef :))

* O kadar çocuk arasında, hepsi bütün ciddiyetiyle dansını yaparken tek el sallayıp abuk subuk el hareketleri de yapan benim yaramazımdı :))

* Gösteri sırasında ben yapmıycam diye mızıklamasın diye tek rüşvet vaad eden de bizdik galiba :)) Şenlik biter bitmezde transformırım nerde diye en az 100 kez öğretmenine ve bize soranda biz rüşvetçi anne-babanın yaramazıydı hahaaaa :)))

* Bittimi artık diye sorduğun da evet yanıtını alınca ohhh okula gidebirim artık diyende benim minik şempanzemdi :))

Şimdilik bizden bu kadar :) İyi hafta sonları diliyorum hepinize....