31 Ocak 2011

bilmediğim ne adetler varmış :))


Bebek kınasını duyan varmıydı aranızda bilmiyorum ama ben ilk defa duydum :))
Dün minnoş Gülce Naz'ın bebek kınası vardı.
Kınası yakıldı güzel kızımızın...
Nasıl güzel bir seremoniydi anlatamam.
Bir kez daha ayyyy bir kızım olsa diyede düşünmedim değil hani :))
Artık teyze olduğumda yaparım bende ne yapıyım :)))

İlk defa duyunca internetten de neymiş ne değilmiş diye bakındım bende...
Yeni doğum yapmış kız annelerine belki faydalı olur diye düşündüm :))

Çeşitli yörelerde 6 ay kınası da deniyormuş bu kınaya.
Kız çocuklarına 6. ayını doldurduklarında yapılıyormuş, ismi de burdan geliyormuş.
Bir kına annesi seçilirmiş ve kına annesi bebeğin kına tepsisini, sepetini, bebeğin kına kıyafetini alırmış. Kına sahipleri de kına annesini giydirirlermiş. Sonra kına günü hediyeler verilip, herkese kınalar dağıtılırmış.

O gün kına bir sininin ortasına konup etrafına da kuruyemiş, lokum ve kuru incir konurmuş.
Dua okuyan kadın bebeği kucağına alır, diğer davetliler de okuyucunun etrafında halka olup oturulurmuş. Okuduğu sırada bebeğin sağ eli kınalanır, avcunu yumar ve kırmızı bir mendile bağlanırmış. Ardından sol ayağını kınalar ve beyaz bir mendile bağlanırmış. Kınalama, bazı bölgelerde “kına yakma” tamamlanınca davetliler, kap içinde bırakılan kınaya madeni paraları dikey olarak koyulurmuş. Bu parayı koymak işlemine “işlemek” veya “kınasını işlemek” denilirmiş. Kına işlendikten sonra davetlilere yiyecek-içecek ikram edilip eğlenilirmiş.

Yine bir inanışa göre kınalanan el üç gün bağlı kalır, ondan sonra çözülüp açılır. Açıldığı an çocuğun eli babasının cebine sokulur, cepten para alması sağlanırmış. İnanışa göre iyilik meleğinin şahitliğin (gözetiminde) kınalı elle, helal para (baba parası) almak, hem çocuk hem de babaya uğur ve bolluk getirirmiş.
Sol ayağın kınalanması ise, o ayağın yanlış işler yapmasını engellediğine inanılırmış.

Çok miş-muşlu oldu ama idare edin artık :))

29 Ocak 2011

karnemizi aldık....


Her çocuğun kendine dair bir şansı vardır...
Şanslarıyla doğarlar yada eskilerin deyimiyle bereketiyle gelirler...
Oytun'um da o şanslı çocuklardan sadece bir tanesi...
Etrafı güzel yürekli insanlarla dolu...
Ve böyle olunca da hal, en ufak bir olay bile bizim şenlenmemize sebep oluyor :)

Dün oğluşum karnesini aldı gözü pırıltılı Duygu öğretmeninden...
Henüz farkına varamasa da bu olgunun, bendeniz cennet kuşu onun yerine de heyecanlanıyor işte :))

Bu arada ufaklığıma bir not unutmayalım diye...
Öğretmeninden önce sayın valimizin okulu ziyareti sırasında, onun elinden de karne aldın ama çok seri dağıtım sabebiyle ne yazık ki fotoğrafın yok cicim.
Yine de bize bir anı oldu bu karne törenin :))

Doya doya bir tatil geçirsin tüm çocuklarımız ;)

27 Ocak 2011

senin gözlerinden.... senin yüreğinden....


Minnoşumun yine bir vukuatı var... Vukuat dediğime bakmayın sevimli olduğu kadar düşündüren bir yaratıcılığı diyim... Ama bu mini konuyu anlatmadan önce konunun başlangıcını anlatmam lazım.

Okulumuzda minnoşumun iki tane öğretmeni var. Biri geçen yıldan beri devam ettiğimiz, gül kokulu Gül öğretmenimiz :) Yaklaşık 1,5 ay öncesine kadar da yine onunla beraberdik. Fakat vekil olarak müdür yardımcılığına atandığı için yine geçen seneden bu yana tanıdığımız ve sevdiğimiz Duygu öğretmenimizle devam ediyoruz şimdi okulumuzda... ( offf amma anlattım haaaaa, uzun uzuuuunnnnn, ben bile bayıldım)

Her ne kadar ilk zamanlar biraz karmaşa yaşasa da minnoşum şu an itibariyle asayiş berkemal aslında....
Şimdi gelelim konumuza;

Bu birbirinden muzur öğretmenlerimiz dün başlamışlar benim minnoşumla uğraşmaya...
Kimi daha çok seviyorsun hadi söyle sorularına :)
Ama bizimki politikacıdır. İki öğretmenini de kendince idare edecek ya ikinizi de aynı seviyorum gibi politik, usulca başından savuşturan yanıtlar vermiş.
Duygu öğretmenimiz de yakalamış ya bizimkinin politikacılığını; birazcık da olsa birimizi fazla seviyor olabilirsin belki diye sıkıştırmaya devam etmiş :))
Bizimki de bu sıkıştırmaya gelemeyerek seni diyivermiş hahaaaa :))
Ama muzur öğretmenimiz bununla yetinir mi, neden diye patlatıvermiş 2. soruyu :)
Bizimkinin yanıtı ne olsa gerek;

Çünküüüüüüü gözlerinin içinde pırıltı var senin, hem dudakların pembe, hemde saçların uzzuuunnnn diyivermiş :)))

Öğretmenlerimiz dün akşam bunu bana anlattıklarından beri düşüncelerdeyim :)
Dudaklarının pembeliğini anladım, saçlarının uzunluğunu da anladım...
Ya gözlerinin içindeki pırıltıyı sen nerden biliyorsun minnoş oğlum :))
Bu cümle sana 2 beden büyük gelmedi mi şimdi????
Ha söyle minnoşum...
Annenin sakinleşmeye ihtiyacı var acilen :))
Offfff offffffffffffffffff :)) Ben 5 sene sonraki halimi düşünemiyorum....

21 Ocak 2011

gelelim havadislere :))


Fotoğraf makinam nihayet geldi... Bu fotoğrafta onun şerefine yapılan deneme çekiminden :))

Kart horoz gibi ötüyorum artık :) Böceğimin diline nerden dolandıysa karaçalı türküsü, birlikte son ses söylüyoruz...
"al kızını koy çuvala salla salla vur duvara" hahahaaa :)) Sadece nakaratını ezberlemiş. Başka söz yok. Habire çuvala koyup, duvara vuruyoruz yani :))

Birde dezenfektan takıntısı başladı paşamın... Hani şu ellerimizi dezenfekte için kullandıklarımız var ya, onlardan... Ama biz parfüm olarak kullanıyoruz çaktırmayın :)))
Yanlış kullanıyorsanız bizim evdeki kokulu böcek size tarif ediversin ;
Sabah kalkılıyor ilk önce el ovuşturuluyor. Sonra avuç içine bir tutam daha koyuluyor ve iki parmak batırılmak suretiyle gıdığa, alına, kulak arkalarına, yanağa krem edası ile sürülüyor. Sonrada misss koktum bak diye anneye ve babaya koklatılıyor hahahaaa :))

Babamız konuya gıcık olmak suretiyle her sabah aynı dialoğu tekrarlıyor...

Baba** Oğlum o parfüm değil, gel benimkilerden kullanalım birlikte.
KokuluBöcek** Hayır seninkiler iğrenç kokuyor ıyyykkk!!!!!
B** Sana sevdiğinden yenisini alalım
KB** Hayır burda satılmıyor bundan, istemem
B**Oğlum bundan değil zaten sıkılan parfüm alalım diyorum
KB** Ben bunu seviyorum, istemiyorum işte offfffff... Hem bunu bana Gökçe getirdi en pahalısından hemdeeeeee .... Üstelik börtlenliiiii....
B** Offffffffffffffffffffffffffffff

Bende kenardan kıs kıs gülüyorum iki inatçı keçiye hahaaa :))

Bizden şimdilik bu kadar... Güzel kokulu bir hafta sonu diliyoruz size....

17 Ocak 2011

1...2...3.... Tıp....

Tüm geçmiş olsun dilekleri için herkese teşekkür ediyorum arkadaşlar... Sağolun :)

Hastalık durumlarında bir gerileme yok maalesef :(
Tam gün yatmada kurtarmadı anlıyacağınız...
Pazar sabahı kalktığımda çıkmayan bir sesede sahiptim üstelik...
Bir fısıltı şeklinde konuşabiliyorum hala....
Öksürürken ciğerlerimi değil ses tellerimi sökmüşüm hahaaaa :))

İşin komik taraflarıda yok hani...
Bugün işyerinde sesimin çıkmayan halini görenlerin bakışları mesela...
Acı acı bakan gözler...
Evhamlı bir insan olsam komaya bile girebilirdim bu bakışlarla ben...

Birde sesim çıkmıyor diye bana yüksek sesle konuşanlar var...
Duyuyorum, duyuyorum diye işaretler falan komple kopuk bir hal alıveriyorum birden :))

En son amcamın teki ise benimle işaret diliyle anlaştı ya helal olsun diyorum hahahaa:))
Kıyamam eksikliğimi yüzüme vurmak istemedi herhalde :))

Şimdilik benden bu kadar...
Sağlıklı bir hafta geçirmenizi diliyorum....

14 Ocak 2011

hastayım, yorgunum, bilumum ağrılardayım....

Kendimi 18 lik hissediyorum bu hastalıklar olmasa :))
Ama şimdi...
Bütün kemiklerim dökülüyor, sanki dayak yemişçesine...
Boğazımda kuru öksürük, sanacaksın ki ciğerlerim çıkacak öksürürken...
Yatmam lazım biliyorum ama iş, güç derken yatamıyorum işte...
Ama hafta sonuna niyetlerimi tamamen bozdum...
O yataktan beni kaldıranı vururum...
Demedi demeyin :))

Foto kaynak: Google görseller

10 Ocak 2011

fotoğrafsız post yayınlamaktan nefret ediyorum ama yapılacak bişey yok....

Fotoğraf makinam kırıldı :( 1 haftaya yakın bir süredir serviste... Bayağı bir para sıkışmış olsa gerek ki arasına henüz maliyet çıkartamadılar :)

Aslında çekilecek çok güzel fotolar vardı bu hafta sonu... Sevgi dolu kareler :)
Pazar gününü müstakbel gelinimizle birlikte geçirdik :))
Bizimkinin sevgi kelebeği halini görmeliydiniz...
Öpücükler, canımlar, fısıldaşmalar havada gezindi sürekli...
Arada su kaynatsalarda güzel bir gündü...

Akşam yatarken günün özlü sözüde geldi tabi...

"Anneeeeee biliyormusun bugün kanatlarım çıktı galiba benim.
Aynaya bakamadım ama sen görmüşsündür kesin...."

Ben yine gülümseme ve susma hakkımı kullanarak sadece sıkı sıkı sarıldım minik aşk böcüğüme :)
Biliyorum ne desem boş çünkü :))

6 Ocak 2011

before-after ikilisine hep özenmişimdir :)

Son zamanlarda ütü yaparken yanımdan pembişimi eksik etmiyorum...
Pembiş kim mi.....
Benim süpersonik güçlere sahip mini robotum hahaaaa :))
Tamam abarttım biraz :)
Giysilerimizin üzerinde sürtünmeden oluşan pütürcükler varya onları temizleyen makina diyim, bi nevi traş makinası :))



Pembişim işte bu makina...

Özellikle polarlarda, trikolarda, penyelerde gerçekten çok iyi sonuçlar alıyorum...
Mutlaka kullananlarınız vardır ama ben yinede paylaşmak istedim sizlerle...


Dün akşam paşamın uyku tulumuna uygularken çektim fotolarını...
Sonuç çok belirgin değil mi...
Kesinlikle tavsiye ederim diyorum ve konuyu bağlıyorum :))

4 Ocak 2011

3 biraderler yerini buldu :)


Benim ilk göz ağrılarım çoktan yerini buldu ama ben ancak koyabildim resimlerini...
Kare cam objeye biraz çakıltaşı çikolata, biraz tül, biraz kurdele...
Kardanadamlarımızı da yapıştırıverince en güzelinden...
Şahane oldu şahane :))

PS: Kuzguna yavrusu aslan gözükürmüş :)) Hoş görüverin artık ;)

3 Ocak 2011

noel babamızla :)

Hani demiştim ya anlatacaklarım vardı diye :)
2011 e nasipmiş, hemde 300. post olarak :)


Cuma günü okulda yılbaşı partimiz vardı...
Yılbaşında ne olunur, tabiki noel baba :)
Hazırladık çikolata dolu bir heybe...
Hohoohoooo diye çıktık yola :)



Dağıttık arkadaşlarımıza keselerimizi....
Yaptık gösterimizi, yedik pastamızı...
Ben ağzı kulaklarında bir ana tabiki :))



Akşamda anneannemizde çekirdek aile...
Mesut, mutlu, bahtiyar...
Gece yarısı birde noel baba uğrayınca bizim minnoşa :))
Onunda keyfi gıcırlanıverdi bizimle...

2011 e dedimki;
Sağlık, huzur, mutluluk en önemlisi
Şans ve para da uğrasın ama
Hatta yeni bir ev versen bize piyangodan :)
Çok büyük olmasın tamam ama kocaman bir verandası olsun hahahaaaa :))
Bak seni nasıl seveceğim 2011...

Hepinize iyi bir başlangıç, güzel bir hafta diliyorum arkadaşlar :)