30 Eylül 2022

Cumaya sağ salim ulaşmanın mutluluğundayım :)

 

Ne menem bir haftaydı yahu bu hafta...
İyi, güzel, hoş değil... Çirkin, berbat, melanet de değil... Nötr hiç değil :))
Bugün son... Hafta sonuna odaklanma haletiruhiyesindeyim 💗
Hiçbir planım yok...
Planlar yapıp gerçekleştiremeyince bozuluyorum çünkü...
Gün neyi gerektirirse o yöne diyorum şimdilik...

Oytun bugün hayatında bir ilk gerçekleştirip sabah 4 te kalktı... Akşam o kadar sürünüyordu ki yetiştirmesi gereken ödevlerle ilgili mızıldanıyordu. Şimdi yat, sabah kalkıp salim kafayla yap deyince cumburlop atladı bu fikre ve saat 8,5 gibi uyudu... Tam bitirememiş ama dinlenmiş haldeydi sabah...
Bitirememesindeki sebep de süt 😂😂😂 
Süt kalmamış evde 😂😂😂
Neskafe içememiş süt olmayınca 😂😂
İçse bitirebilecek miydi çok merak ediyorum 😉

Lise çağlarımda tam bir çay tutkunuydum... Liseye kadar çay içmemiş bir insan evladı için büyük bir büyüme göstergesiydi bu benim için... 
Annem bize çay içirmezdi hahahaaa :)))
Paşa çayı diye bir kavram hiç olmadı bizde.
Bir yere gittiğimizde çay koyalım çocuğa da dediklerinde, annem hemen atlardı "benim çocuklarım çay içmez" diye...
Büyüdüm ya liseye geçince, ben hemen çay içmeye başladım :)))
Tenefüslerde millet ayran içer, kola içer, gazoz içer... Ben ince belli bardakta çay :)))
Sonra kupaya evrildim...
Şimdiler de yine fincan tercih ederim ama cam olması önemlidir :))
Ben de Oytun'a çay vermedim... Sonradan kendi de tercih etmedi...
Ama şimdi bir kahve düşkünlüğü başladı.
Yeni nesil starbucs lattesi ilk tercihi tabii ki, mübarek kuş konduruyorlar sanki :))
Okula giderken termosa kahve yapmalar falan.... Keyifle izliyorum bu büyüdüm ben göstergelerini...
Bir evi olduğunda alacağı ilk kişisel keyif eşyasının bir kahve makinası olacağından eminim....

Zaman su gibi geçiyor işte...





29 Eylül 2022

Ortam mı bulanık, gözlüklerim mi kirli

 

Flu görüyorum artık... Detaylara ulaşamıyorum..
Toz zerrecikleri kaplamış gibi üzerlerini...
Gözüp kırpıştırıyorum bazen düzeliyor, bazen düzelmiyor...
Yakın gözlüğümü suçluyorum çoğunlukla... Hah diyorum saçma sapan yerlerde gezip kirletiyorsun üstünü diye kızarak siliyorum, siliyorum... Bir şey değişmiyor :)

Yakınım ilerledi muhtemelen ve uzakta da sıkıntı başladı...
Şebo doktora gitsene demeyin bana... Yer vardı da ben mi gitmedim :)))

Tam 20 gündür göz doktorundan randevu almaya çalışıyorum. İlk bir hafta kendi doktorumdan almaya inat ettim. Sonra duyduğum birkaç doktoru da ekledim... Doktor listemi genişlettim de genişlettim... Yok arkadaş... Yer yok, dolu hepsi... Oraya haber ver butonu diye bir şey eklemişler, ona da tıkladım... Evet mesaj geldi birkaç defa... En olmadık zamanlarda gördüm mesajı, girdim müsait bir köşe başında... Tarafıma ayrılan sürenin sonuna gelmişim muhtemelen yine tık yok...

Dün artık özele geçiş yaptım, orada da durum farklı değil... Bana 20 gün sonraya randevu verdiler... Evet randevuyu aldım almasına da, göz için de o kadar para vermek içimi acıtacak biliyorum... Şansımı denemeye devam...

Aslında hastanede çalışan birçok tanıdığım, müşterim var. Arasam ikiletmezler ama bunun için de aranmaz ki diyorum... O acil yardım butonunu daha önemli konular için saklıyorum. Doğru mu yapıyorum bilemiyorum da ama 😕 

Kitabımı malum annemde unuttum ve kavuşmama en az 20 gün var... Haliyle başka kitaba başlamak farz oldu... Bu arada başucumda Emily Bronte/ Rüzgarlı Bayır kitabı taaa senenin başından beri duruyordu. Birkaç kez başlayıp, gitmeyince bırakmıştım... Hadi bir kez daha Şebo dedim ve o kitabı okuyamama sorunumu keşfettim 😃
Çok uzun zamandır sürekli kendi yazarlarımızı okuyorum ben... Karakterlerim Ahmet, Mehmet, Sema, Ayşe :) İş Heathclif, Lockwood meselesine gelince karakterlerin ismini tam oturtamadığımdan kafam karışıp ilerleyemiyormuşum... Yazılı çalışmak önemli, hayat kurtarıyor yeminle... Her karakterin kim olduğunu karşıma çıktıkça yazdım... Kiminle evli, kiminle kardeş... Bildiğin soyağacı hahahahaaa :))))
Kitap güzel de üstelik, bu kadar bekletmekle yazık etmişim ama ne yapayım... Kafam almamıştı işte... Şimdi keyifle okuyorum :)) İsteyince çözüm bulunuyormuş demek ki...

Yarın yine görüşürüz 💗






28 Eylül 2022

Bu sefer hafta ortası tırtladım :/

 

Bugün sabah kazınarak kalktım yataktan...
Okul saatine 25 dk var ve biz tabii ki giyin, iki lokma ağzına at derken geç kaldık...
Şu anda oturduğum koltukta içim uyuyor...
Bugün bitmez bana... Vallahi bitmez...

Gözlerim açık uyuyabiliyorum ben... Ciddiyim hahahaaa :))
Kafamı biraz desteklemem lazım yalnız... Bu konuda düşünür poz inanılmaz iyi işliyor...
Gözlerim açık ama ben gitmişim hahahaaa :))
Ani bir ses, ani bir hareket olmazsa algılamıyorum da...
Kendimi anlamakta güçlük çekiyorum bu konuda...
Gerçi 30 yıldır masa başı çalışmanın vermiş olduğu bir deformasyon olma ihtimali de yüksek bu durumun 😀

Çok hantallaştım bu aralar... Canım hiçbir şey yapmak istiyor..
Hareket etmem lazım... Akşam yürüyüşleri bana iyi geliyordu...
Ama yok kıpırdayamıyorum yerimden..
Bu aralar sürekli beynimin içinde hadi yürüyüşe diye bir ses var ama çabuk susuyor..
O sesi dinlemem lazım...

Bugün sabah arabada işe gelirken bir şarkı denk geldi...
Oytun bana çok iğrenç bir bakış attı, şarkıyı sevdim diye 😂😂😂 
Ama nakaratı şahane...
Nakaratı uğruna diğer yerlerini de mecburen dinliyorum şimdi...
Takıldım feci sabah sabah...
Hadi siz de dinleyin 😂😂😂


Rastgele yaşadık hayatı durduk Gülümsedik yeni hayaller kurduk laylayloooommmmm 😁


27 Eylül 2022

Şebo aydınlandı :))))

 

Güne kel alaka bir konuyla başlayacağım bugün; yolda giden tırlar :)))

Senelerdir aktif araç kullanan bir insanım ama özellikle uzun yolda giderken tırları sollamaya tırsarım ben. Yol çift şerit bile olsa bu böyle... Sanki arkasındaki dorse öndeki çekiciden bağımsız hareket edecek, sağa sola savrulacak hissiyatı verir bende. Şoförlüğümün ilk yıllarında sırf o aracın yanından geçmemek için mola verip çay/kahve içtiğim çok olmuştur :))) 

Seneler seneler geçti üzerinden ama bendeki bu tırsma hali tam olarak geçmedi. Tamam artık mola falan vermiyorum ama kırk defa ben seni geçiyorum selektörü yapmadan ve yolun darlaşmadığından emin olmadan geçmiyorum ben o tırı 🙈

Bir de bu uzun ve geniş araçların bazen arkasında bazen önünde bazen de her iki tarafında escort araçlar olur. Koskocaman bir tabela taşırlar; "UZUN VE GENİŞ ARAÇ" diye... İşte ben bu araçları da gereksiz bulurum... Boşuna sarfiyat derim hatta... O tabelayı başka araca neden taşıttırıyorsun ki, as tabelayı tırın arkasına ve önüne... Kör müyüz canım diye de söylenirim hatta... Ama geçen gün anladım ki bu boşu boşuna değilmiş... O araçlar hiç de amaçsız değilmiş meğerse hahahaaaa :))) Gülmeyin hiç vallahi ben yeni öğreniyorum bunu...

Pazar günü annemin yanından dönerken denk geldi yine... Tam da tırmanışta ve bol virajlı Şapçı mevkiinde... Tır bu sefer şu rüzgar türbinlerinin kanatlarını taşıyor. Benim için devasa uzun bir şey :))) Başladım söylenmeye şansa bak diye... Tabi ki ben o virajlı tırmanışta o aracı geçmeyecektim ama bir baktım ki arkasındaki escort yaktı dörtlülerini ve aracın yanından geçişi engellemek için ikinci sol şeridi kapattı... Ve bingooooo.... O dorse virajlarda çift şeridi kaplayacak şekilde ancak dönüyor tahmin ettiğim gibi... Virajlar bitinceye kadar da o şekilde gitti...  Ne zamanki yol düzlüğe kavuştu escort araç da kenara geçip diğer araçların sollamasına izin verdi...

Hah dedim işte bu yaaaa.... Sizi gereksiz bulan Şebo'yu ne yapsınlar :))) Katran kazana atsınlar :)))
Ben aydınlandım ya size de şıptırtıyım dedim :)))
Hadi iyiii günnnlleeerrrrr :))






26 Eylül 2022

Kırk renge çalan havasıyla bir sonbahar sabahından günaydın :)

 
Güüüünnaaayyyyydııınnnnn 💗

Sabahın seyrinde ergenin feryadıyla uyandım; 
- Annneeaaiiii, şu an 2 derece, öğlen 30. Ben şimdi ne giyeceğim yaaaaaaaa!!!!
- Lahana modu çocuğum, lahanaaaaa....
- Yaniiiiiiiii????
- Lahana işte, kat kat...
- Offfffffffffffff.....

Okul forması kat kat düzende aslında, tam bu havalar için ideal... Ama benim paşam son sene okul forması mı giyilir modunda olduğu için her sabah bir kriz yaşıyor... Bir debelenme sonucunda ya okul formasını giymek zorunda kalıyor ya da gri-siyah tonlarında bir şeyler... Alt sabit allahtan, siyah kot... 
Ne giyeyim derdi benden çok onda var... Belki de ondan bana sıra gelmiyor :))))

Hafta sonu anneme gittik, bir hava değişimi oldu bizim için. Hem de bir dinlence...
Hafta içi erken kalkmaya alıştığımız için, hafta sonu da erken kalkıyoruz artık. Ama akşamında tavuk gibi erkenden uykumuz geliyor. Annem sağolsun zaten dizi karşısında uyuklamayı çok sever. Cumartesi akşamı hepimiz bir köşede uyukladık durduk :))) Anlayacağınız çok janjanlı bir geceydi horrrr, horrrlar eşliğinde 😀😀😀

Pazar sabahı da attık pazara kendimizi... Oytun bu yaz benimle hiç pazara çıkmamıştı, sebze meyve fiyatlarından bihaberdi... 20 liradan aşağı meyve olmadığını görünce bir an meyve yemekten vazgeçti hahahaaa :)) Yeşillik çok sevmediği için yeşillik fiyatlarını görünce de ne gerek var niye alıyoruz modundaydı pazar boyunca... Sabah sabah ikimizin tek anlaştığı konu pazara ufak çaplı bir servet bıraktığımızdı 🙈

Hafta sonu yapmam gereken hiçbir işi yapmadım ve dolayısıyla çok mesudummm... Gelsin çaylar, gitsin kahveler modu sırasında yediğim hurmalar, hafta içi beni tırmalayacak olsa da keyfimi çok kaçırmıyorum... Bence hala acı gerçekleri tam olarak algılayamadım :))

Hafta sonu Nermin Yıldırım'ın Unutma Dersleri kitabına başlamıştım. Hatta kitap öyle sardı ki hızlıca yarılamışım. Ama ben ne yaptım, kitabı annemde unutup geldim... Birkaç hafta gitmeyeceğimi düşününce feci bozuluyorum bu işe ama ne fayda... Tam da en güzel yerlerindeydim üstelik... Bu unutkanlığımla ben ne yapacağım hiç bilmiyorum... İşin kötü tarafı şimdi kitabı tekrar elime alıncaya kadar bir çok ayrıntıyı da unutmuş olacağım, hadi sar baştan :/ Aklıma geldikçe canım sıkılıyor...

Bu hafta Eylül'ü de bitiriyoruz... Sadece bana mı günler hızlı geçiyor hiç anlamıyorum. En son yapacak bir şey bulamamaktan sıkıldığım günler ergenliğimde kaldı sanırım :))) Buna da şükür 💗

Bugün benim çok işim var.... 
Şimdilik hoşça ve dostça kalın efenim 🙋










23 Eylül 2022

dün de buradaymış gibi yapabilir miyiz :)))


Dün biz uyuyakalmışız... 
Öyle böyle değil ama... 
5,30 kalkış saatimiz 6.30 evden çıkış saatimiz olmasına rağmen biz 8 lerde uyandık desem 🙈
Paldır küldür attık kendimizi dışarı...
Hoppp trilaylaylom sonrası... Gün yetmedi vallahi 😀

Okuldan güzel haber geldi ama... 2 hafta sonra normal düzene geçiliyormuş...
Sabah yazılarım dolayısıyla iş durumuna göre şekillenecek ama her gün yazmaya devam etmek istiyorum.
Hayırlısı 😉

MUN kavgası devam bizde.... Son teklifim tuşlu telefona geçilme şartıyla izin verebileceğim bildirildi ergen tarafına... Beynim kalmadı çünkü, yendi bitirildi... Bu son aşama... Karşı tarafı şimdi bir düşünce aldı ki sormayın... Sanırsın taş devrine dönüş yaşayacak... 
Dananın kuyruğu koptu kopacak 😂😂

Yargı dizisinin yeni sezonunun ilk bölümünü izledim nihayet... Arkadaş yine bir ters köşe... 
Ilgaz öldü mü gerçekten, neler oluyor derken Neva'yı kaybettik... Dramı böyle aksiyonla karıştırmalarını seviyorum...

Hafta sonu biraz koşuşturmacalı geçecek... Annem hala yazlıkta, 1 günlüğüne onunla hasret gidermece yapacağız... Geçen haftadan kalan ütüye yenileri eklenmek suretiyle inşallah yapılıp bitirilecek... Geçen hafta 3 çeşit yemek yapmıştım, hafta içinde çok zorlandım, yetmedi... Bu Pazar en az 5 çeşitle konumlanmam lazım hafta içine... 
Malum havalar soğudu, baharlıkların arka taraflardan ön tarafa çıkması lazım... Öyle yazlık kışlık kaldırmam ben kıyafetleri ama ön taraf, arka taraf uygulamam vardır... Bu konuda da tipitipim kabul ediyorum hahahaaa :)))

Anneciğim bize domates ve menemen hazırlamış, bir de erişte kesmiş sağolsun. Domateslerimi bodrumdaki raflarda saklıyorum ama orası bir karıştı sanki... Yazlıktan dönerken onları getireceğim ve bodrumu bir düzenlemem lazım... 
Bizim evde eşyalardan vazgeçiş sancılıdır... Her nedense ilk önce bir bodruma indirilir, üst üste bir tepiştirilir... Sonra bana bir basarlar ve nihayet dağıtılır oradaki eşyalar... Yine bir dağıtma seremonisi yaşayacağım gibi geliyor ama istifleme konusundaki başarıma bağlı bu olay :))

Yaz başında bunları değerlendireyim diye ayırdığım bir grup var, dolapta satış yapmak için ayırmıştım... Hafta içinde de onları fotoğraflamam lazım... Bakalım becerebilecek meyim :)) Yan yattı çamura battı deme ihtimalim de yüksek gerçi :))

O zaman tempo, tempo, tempoooooo 💗




Mutlu hafta sonlarınız olsun .....




21 Eylül 2022

Haftayı ortaladık mı ne :)

Salı sallanır,
Çarşamba çarşafa dolanır,
Perşembe perişanlık,
Cuma mübarek gün, 
Cumartesi-Pazar tatil,
Pazartesi giy fesi....

Salako filminin unutulmaz repliği sabah sabah aklına nereden geldi demeyin vallahi geldi... Tam felaket tellallığı değil mi allah aşkına 😂😂 Filmde halleri haraptı evet, tam da yerindeydi ama nasıl da dilimize almış bir güzel hayatımızın içine yerleştirmişiz aslında...

Mesela ben Salı gününe takık vaziyetteyim... Ciddi ciddi Salının sallandığını düşünürüm ve o gün hiçbir işe de başlamam :))) Elimde sallanır derim... Batıl mı batıl, ama hayatıma yer etmiş işte... Dün akşam örgüye başlayayım yavaştan yavaştan dedim, Salı olduğunu fark ettim ve bıraktım... Sonra da kendimle ciddi ciddi dalga geçtim hahahaaa :)) Dalga geçtim de vazgeçtim mi peki? Yoooo hayır 😁

Bir başka batıl inancım da annemden yerleşmiş hayatıma... Yeni bir işe başladığımda üzerine gelen insan hızlı ve becerikliyse o iş çabuk biter derim ve hakikaten de öyle olur... Yavaaşşş, ağırkanlı bir insan geldi mi de sürünür derim... Oytun geldiğinde ise aha daaa bu iş bitmez derim hahahahaaaa :)))

Diyeceğim o ki, Salıyı sallandırdım ben dün yine.... Yapılacak işlerim vardı, canım istemedi... O işleri yapmayınca boş kaldım... Örgüye başlayayım dedim cıksss dedim, yeni kitaba başlayayım dedim ona da cıkssss dedim... Sonra da ne yaptım ayaklarımı sallaya sallaya elimde telefon ohhhh umurumda mı dünya dedim :))))) Ay bak bu duruma uygun bir şarkı geldi şimdi aklıma hemen şıppp diye yerleştireyim buraya 🙈




Bazen beynimin çöp olduğunu düşünüyorum... En gerekli bilgileri unutup, en olmaz şeyleri aklımda tutmam şahane gerçekten :)))

Yarın görüşürüz 💗

20 Eylül 2022

Blogger bana küsmüş :)

 

Dün sabahın seyrinde yazdığım yazı akşama kadar okuma panelinde gözükmedi...
Uzun süredir uğramadım diye beni cezalandırıyor mudur nedir?
Bu yazımın da ne zaman gözükeceğini çok merak ediyorum... Gördüğünüzde bir ses eder misiniz?
Veeeee hatta bu problemi sadece ben mi yaşıyorum genel bir sıkıntı mı o konuda da görüş bildirirseniz sevinirim 💗

Dün sürekli yayınlandı mı yayınlandı mı diye girip blogumu kurcalarken bir de ne göreyim, sürekli yorumlaştığımız bir çok arkadaşımın yorumları spam mesajların arasında yer alıyor.... O kadar eski tarihlere ait ki yorumlar.... Ve tabii ki ben saftrik hiç spam yorum bölümünü kontrol etmediğimden bu yorumları görmemişim bile :/

Hepsi üst üste gelince, hah dedim girmezsen bilmem kaç zaman blogger bile sana ceza keser işte böyle 😡


Bizim evde bu aralar her akşam bir olaylar, olaylar....
Ders çalışması gerekirken çeşit çeşit isteklerle gelen Oytunum sağ olsun akşama kadar bir gıdım kalan enerjimi de alıp bitiriyor. 
Dün akşam da tutturdu tüm MUN lara katılacağım diye... Sanırım her eğitim döneminde 5-6 MUN oluyor ve bu demek oluyor ki 5-6 hafta sonu kilit, üzerine bir de öncesi hazırlık... Hoppala yavrum yaz geldi 😜 Halbuki bu konuyu daha önce konuşmuştuk, sadece 1 tanesine gitmesi konusunda anlaşmıştık. Sonra bir diğerine de gitmek istediğini söyleyince deneme sınavlarında yüksel, ben senin çabaladığını göreyim söz demiştim... Daha sen bu şartı yerine getirmemişsin hepsine gireceğim diye geliyorsun dedim eve yıldırım düştü hahahaa :))) İnsanda şevk bırakmıyormuşmuşum, ba ba ba bbbaaa!!!!! Kavga etmemeye çalışarak ben inime, o inine durumları ama bakalım sabır taşım ne zaman çatlayacak...

Dün akşam sözde klasik ütü gecesi seremonimi gerçekleştirecektim ama tabii ki bende hal kalmadı... Aldım kitabımı elime cuppa yatak... Her şer bir hayra vesile derler ya ben de nihayet Osman'ı bitirdim...
Hoş Oytun'dan sonra Osman bir hayat dersi gibi ama bu dersi alması gereken ben değilim aslında :))) Kitap bitince bu ironiye daha bir güldüm sinirimden...

Neyse neşelenelim, hayat bir iniş çıkış neticede...
Ben size güzel bir müzik bırakıp işe döneyim en iyisi...
Salıyı sallamayalım, çalışalım, ışıldayalım 😉








19 Eylül 2022

Söz verdiğim gibi buradayım ♥

 

Günaydınlar 🌞

Sabahın seyrinde ofiste olmaktan ilk defa bugün mutluyum. Sanırım hafta sonu biraz dinlenebildiğim için bu keyfim. 

Oytun'u kahvaltı ettirmeden çıkmıyoruz evden ama ben hazırlamaktan ve hazırlanmaktan fırsat bulamıyordum. Bugün uykumu aldım ya aklım da çalıştı... E be kadın tamam oturup evde kahvaltı edemiyorsun belki ama bu ofise götürmene engel değil ki dedim 😎 Sanki Amerika'yı yeniden keşfettim hahahahaaa :))
Nihayetinde kahvaltımı hazırladım, çayımı termosa koydum ve bir ohhh çektim. Kuru kuru simit yemekten içim bunalmıştı... 

Hafta sonu evde olmak iyi geldi... Uzun süredir Cumartesi günleri çalışmıyorum, Pandemiden bu yana yani... Ve kendime hayret ediyorum. Bir tek pazarım varken nasıl yetişiyordum diye...
Düşünsenize Oytun küçük, ev işleri, alışveriş, yemek... Bir de üzerine gezerdik... 
Şimdi 2 gün evdeyim ve yine aynı şeyleri yapıyorum ve koskoca 2 gün yetmiyor... Kendi kendime akıl sır erdiremiyorum vallahi :)

Bu hafta sonunun en güzel yanı oturup kitap okuyabilmemdi.... 31454641321 tane iş beklerken beni oturup kitap okudum... Ev işi nankör malum, yaptıkça yeni iş çıkıyor. Şebo dedim yine sen yapacaksın, bence hafta içi akşamlarına dağıtabilirsin bu ekstraları... İyi ki öyle demişim 💗

Ayfer Tunç'un Osman kitabı ne zamandır elimdeydi, sona yaklaştım artık... Bu kadar sürükleyici bir kitabı süründürmekle bir rekor kırdım sanırım :/

Yalnız şu an fark ettim ki işlerimi not ettiğim defterimi evde unutmuşum 😕 Şimdi eve dönüp almaya da üşeniyorum, Oytun öğleden sonra eve gidecek... O eve dönünceye kadar idare etmem lazım... O eve gidince notlarımın fotoğrafını isterim artık... Ah benim şu unutkanlığım :/

Neyse, enseyi karartmayayım şimdi... İdare edebilirim bence...
Güne bir şarkı bırakıp kaçayım en iyisi ben...

Mutlu haftalar herkese 😀







16 Eylül 2022

heyooooooo ♥


Özlediniz mi beni 😄😄😄🙈 

Hem gelme buralara, arama, sorma, iki gram yorum yapma.... 
Sonra da özlediniz mi beni diye sor...
Di mi ama 😄
Yüzsüzlükte son nokta, işte o benim hahahaaaa :)))

Seneler sonra fark ettim ki ben yazları yazamıyorum arkadaş. 
Zorlamaya hiç gerek yok dedim ve saldım.
Eylül başında tam toparlanıp buraya göç eyliyordum ki okul telaşı, misafir telaşı derken bugünü bulmuşum.
Pazartesi başlangıçlarını seviyorum aslında ama Şebo neden kendini saçma kurallara hapsediyorsun ki dedim ve yine saldım...
Tatttaaaattaaaaaaa, işte buradayım 💗💙

Genel olarak iyiyim ancak;
Oytun bu sene üniversite sınavına girecek, biraz gerginim...
Kendimi hiçbir şeye yetişemiyor gibi hissediyorum, azıcık telaşlıyım...
Arada bir basıyor ülke gündemi, endişeliyim...
Bazen de aman be Şebo sen mi kurtaracaksın dünyayı gamsızlığındayım.
Yine Şebocuk her telden çalıyor anlayacağınız...
Şaşırdınız mı, tabi ki hayır :)))
Alıştınız artık siz de benim bu dengesizliklerime (sanırım yani) 😉

Uzun süredir kopuş yaşadığımda buraya dönmekte zorlanıyorum. O sebeple bu sene dedim ki hafta içi her gün sabah saçmalaması yap. Boşalt gazını... Hafta sonları da fırsat bulursan yine kitaplarını yaz, izlediğin filmleri yaz... Ama yaz.... Biraz kendini zorla... 

Oytun'un okulu güçlendirmeye girdi, yaz sonunda bitmesi bekleniyordu. 
Ama ne oldu? Tabii ki bitmedi...
O sebeple başka bir okulda eğitime başladılar ve bingooooo... Dersler saat 7:00 de başlıyor ve ben onu bırakıp işyerime 7:15 civarında arz-ı endam eyliyorum... İlk bir kaç gün sersem sersem ofis koltuğumda uyukladım... Uyukla uyukla koyuna döneceksin dedim ve sabah saçmalama fikri böyle doğdu... 
Her şer bir hayra vesile sözünü böylece doğruladım kendimce.

Bence çok iyi yaptım 😀

İlk gün için bu kadar yeter diyerek ben işe koyuluyorum o zaman..
Görüşürüz canlar, herkese mutlu bir hafta sonu diliyorum 😃