25 Kasım 2015

filmler, filmler ve yine filmler....


Hastahane ve evde istirahat sürecimde yine bir sürü film izledim...
Kış kapıda malum, battaniyelerin altına gömülerek film izleme zamanı da yaklaşıyor...
Belki size de fikir olurum...
Hem bende izleme arşivimi kayıt altına almış oluyorum böylece...
Sıkılırsanız es geçin bu yazımı ;)



HER / AŞK (2013)

2014 Oscar ödüllerinde en iyi özgün senaryo dalında heykelciği kucaklamış filmimiz.
Hakikaten özgün, farklı bir senaryosu var....

Theodore rolüyle Joaquin Phoneix bir harikaydı... Yalnızlığın çaresizliğini o kadar güzel yansıtmış ki... Her hücreme kadar hissettim desem yalan olmaz...

Filmin adı bize "aşk" olarak yansısa da filmde yaşanan aşk başka... Bir yazılım firmasının hazırladığı yapay zeka programını kullanmaya başlayan Theodore bilgisayarıyla aşk yaşamaya başlıyor...
İlginç değil mi?

İlk başlarda ah ne güzel diyerek imrenmiştim bu Samantha'ya... Samantha kişisel yazılımın adı bu arada... Sabahları günaydın diyor, sizin adınıza e-maillerinizi okuyor, hatta ayıklıyor... Sevdiğiniz müzikleri biliyor, sizin için araştırmalarda bulunuyor ve en güzeli istediğiniz zaman istediğiniz konuda sizinle sohbet ediyor... İşte bunları yaparken bu yapay zekamız kendini sürekli geliştiriyor, hatta ve hatta duyguları gelişiyor... Üzülüyor, korkuyor, aşık oluyor o da :))

Sonrasında ise yalnızlığın çaresizliğini izliyorsunuz o yaşanan sanal ilişkide....

Gerçekten farklı bir enerjisi var filmin... Biraz daha anlatırsam filme dair çok bilgi vermiş olacağım ve izlemeyenlere ayıp edeceğim galiba :)))

O yüzden susuyum ve MUTLAKA İZLEYİN diyim ben bu filme... Zira ben gerçekten ÇOK SEVDİMMMMM ♥



ÇOCUK BÜYÜTME REHBERİ (2013)

Dönem dönem sevdiğim bazı bloglarda görmüştüm bu filmi... İyi ki izlemişim not edip dedim...

Bir kere acayip eğlenceliydi... Rehber dediğine bakmayın, öyle mesajlar falan çokça içermiyor... Çapkın bir adamın al bu bebek senin diyip bebeğin kendisine bırakılmasıyla başlıyor film...

Hatta ilk olarak adamı gördüğümde  amaninnn bu tip ve çapkınlık yapmak nasıl bir arada bile dedim :))) Pisss, dağınık bir adam görüntüsü... Valentin rolüyle Eugenio Derbez hakikaten çok sempatikti sonradan...
Ama asıl işi çocuk oyuncumuz Loreto Peralta (Maggie) çıkarmış... Çocuk diyip geçmeyeceksin, şahaneydi oyunculuğu... Ben çok sevdim şahsen...

Maggie'nin kendisine bırakılmasıyla Valentin'in hayatı tabiki alt üst oluyor... Saçma sapan bir babalık işine giriyor ki filmin en eğlenceli kısmı burası işte... Bol bol kahkaha attım :)))

Meksika'da başlayan filmimiz anneyi aramak için Los Angeles'a gitmeleriyle devam ediyor... Maggie büyüyor... Ve yaşadıkları eve ben bile bayıldım :)) Değil çocuklar bayılmasınlar...
Hayal gücünü sonsuz destekleyen bir baba karakteri ile sıcacık bir baba-kız ilişkisi...
Oldukça da duygusal üstelik...

Fazla spoiler vermeden ben bu filmi de ÇOK SEVDİMMMMM diyerek bağlıyım ve MUTLAKA İZLEYİN diyim :)) İnanın pişman olmayacaksınız...

Hatta alın çocuğunuzu yanınıza öyle izleyin :)) Birlikte kahkahalar atın... Ama minnoşların bizim evimiz de böyle olsun söylemlerini nasıl geri püskürtürsünüz bilemem :))) Uyarmadı demeyin :))




EN UZUN HAFTA (2014)

Dışsesli bir film...
İlk başta ilginç gibi geldi ama yanılmışım :(

Filmimizde Conrad (Jason Bateman) oldukça zenginken anne ve babasının boşanma sürecinde girdiği maddi paylaşım kavgası yüzünden mirastan mahrum kalıyor ve birden meteliğe kurşun atmaya başlıyor. Bu arada uzun süredir gerçek aşkı ararken tam da bu kötü zamanda gerçek aşkı Beatricee (Olivia Wilde) ile tanışır... Şimdi değişim zamanıdır ama bu kolay olmayacaktır :))

Evet dış ses arada eğlenceli yapabildi filmi ama yok sürüklemedi beni...

Ne kadar ruhsuz anlattım değil mi konuyu :))
Kendime daha fazla eziyet etmiyim isterseniz...

Sonuç olarak ben bu filmi HİÇÇÇ SEVMEDİM ve ÇOK SIKILDIMMM...
Tavsiye mavsiye de etmiyorum o sebeple ;)

Ama kız güzeldi ahahahaaa :))) Mekanlar da öyle ;) Buda dip notum olsun...










UMUDUN PEŞİNDE (2013)

Gerçek yaşam hikayelerinden yola çıkılmış filmleri seviyorum...
Daha çok içine giriyorum, hele film duygusalsa filmle bile konuşmaya başlayabiliyorum...
Eskiden anneme çok kızardım dizilerle konuşuyor diye :)) Şimdi ben aynı haltı filmlerle yapıyorum...

Philomena (Judi Dench) küçük yaşlarda hamile kaldığından dolayı evlatlıktan reddedilir ve manastıra bırakılır... Oğlunu burada doğurur ve sonra kendi rızası olmadan oğlu evlatlık  verilir.

Sorgusuz sualsiz geçirilen 50 yıl... Büyük sırrını hep içinde saklamış bu süre zarfında... Kendi çapında araştırmış belki ama hep günahının cezası olduğuna inanmış...
Taş olsa çatlar :(

En sonunda kızına anlatır yaşadığı büyük acıyı....

Philomena'nın yolu nihayet kızı sayesinde gazeteci Martin (Steve Coogan) 'le kesişir ve birlikte araştırmaya başlarlar oğlunu...

Birbirlerine zıt iki karakterin bir araya gelmesiyle eğlenceli anlar da var filmde... Hayatında ilk defa İrlanda'dan ayrılan bir kadının Amerika'daki şaşkınlığına gülümseyeceksiniz...

Ama genelde içinizin acıyacağı bir film...

Sonuç olarak ben bu filmi SEVDİMMMM ve izlemenizi TAVSİYE EDERİM....

Film bazı yerlerde ağır ilerliyor ama çok da sıkmıyor....


Bugünlük bu kadar yeter ;)
Diğer filmleri yazmaya başlıyım ben :)))))



14 yorum:

  1. Her / Aşk filmini ben de izlemiştim, çok değişik bir film ama ben severim farklı olanları. Zevkimiz uyuşuyor gibi o nedenle film izlemeyi seven birisi olarak diğer tavsiyelerine de göz atsam iyi olur :)

    YanıtlaSil
  2. Bugünlerde izlenecek filmler arıyordum.Ne iyi geldi bu yazı anlatamam.En çok da son paylaştığınız filmi merak ettim.

    YanıtlaSil
  3. Mekila;

    Ben de bayıldım gerçekten o filme... Oldukça farklıydı...
    Diğerlerinden izlediklerin olursa yorumunu merak ederim bak şimdi ben ;)

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Gamze;
    Güzel bir film, pişman olmazsın Gamzecim ;)

    YanıtlaSil
  5. Birinciyi izlemiştim, sonuncuyu merak ettim :)

    YanıtlaSil
  6. Handan;

    Bak 2. film de tam ütülük haberin olsun :)))
    Sen ütü yaparken çıtır film istersin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet doğru bak, ütü filmi güzel olur ondan :)

      Sil
  7. Biz de esimle film izlemeyi cok severiz ve haftanin neredeyse 5-6 gününde mutlaka bir film izleriz aksamlari (internetten bulabildiklerimizi):)
    Bu yüzden film tavsiyelerini cok dikkate alirim, sürekli "bugün ne izlesek?" modunda oldugumuz icin:)
    Tavsiyelerini aklimin bir kösesine yazdim Sebnem'cim, cok tesekkürler. Bunlarin icinden sadece "Philomenia" ya bakmisiz, cok güzeldi bence de.

    YanıtlaSil
  8. EQ;

    Philomenia'yı sevdiyseniz ilk filmi de seversiniz mutlaka Ayşecim...
    Film izlemek hakikaten hem insanı dinlendiriyor, hem de farklılaştırıyor ;)
    Keşke ben de sizin kadar düzenli olabilsem

    YanıtlaSil
  9. İçlerinden bir tek Aşk'ı izlemişim. Filmleri salonda izlemeyi tercih ettiğim için oluyor sanırım bu. Philomena ilgimi çekti fakat.

    YanıtlaSil
  10. Sezer;
    Benim sinemada izleme gibi bir şansım yok maalesef... Bizim burada büyükşehir olmamıza rağmen bir tane sinema var ve genelde de tercih etmeyeceğim filmleri getiriyor... Düşlerin terzisine gitmek istiyorum mesela, hala gelmedi... Getireceğini de sanmıyorum :( Bende bu şekilde boşluklarda kendimi film canavarına dönüştürüyorum :)))
    Philomena'yı seversin sen... Fırsat bulursan izle...

    YanıtlaSil
  11. Hahahaaa. Piss, dağınık bu adam mı çapkın lafına bayıldım. :)) Çocuk olunca bu tür kitaplar, filmler dikkatimi çekiyor. Fırsat bulursan izlemek istiyorum. Bir de tabii "Aşk" filmini. Kadınların vazgeçemedikleri filmlerden olsa gerek!

    YanıtlaSil
  12. Deneyimli anne;

    Ama adamın halini görsen bana hak verirsin :))) Baba bile olmaz dersin :)))
    Aşk, farklı yorumuyla hakikaten dikkat çekici...
    Bu günlerde hele ki hani şu internet bağımlısı olduğumuz günlerde pek de güzel bir farkındalık olmuş ;)

    YanıtlaSil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)