Eskiden ne kadar uzun uzun yazardım...
Filmleri enine boyuna döker, uzatır da uzatır hatta üstüne maratonlara falan katılır çok heyecanlı bir sezon geçirirdim...
Yıllar yıllar geçti, ben izleme hevesimden hiç uzaklaşmadım. Sadece yazma konusunda tembelleştim :/
Bu sene de animasyon ve teknik kategorilerden bir kaç film dışında hepsini izledim... Hepsini teker teker yazamayacağım zira bu yazı bitmez o zaman 😂
Bu sene beni en etkileyen filmler uluslararası kategorisindeydi... Muhteşem filmler izledim diyebilirim...
Seyrettiğim filmler arasında en sevdiklerim Past Lives ve Perfect Days oldu. O dingin halleri ile anlatmak istediklerini o kadar net anlatmışlardı ki hayranlıkla izledim... Gözümü kırpmadım desem yeri vardır...
Filmler arasında en kendimi uzak hissettiğim film Barbie oldu sanırım... Feminizm temasını işlemese o pembe dünya beni daha da çok bayabilirdi ama orada da yardımıma America Ferrera yetişti ♥ Oyunculuğu ile benim filmden uzaklaşmamamı sağladı diyebilirim...
Bu sene sanırım Oppenheimer filmi törene damgasını vuracak gibi gözüküyor... 13 dalda en fazla adaylık çıkartmasından bu sinyali yakalamıştık zaten... Uzun olmasının haricinde benim için bir sıkıntı yoktu filmde derken bak aklıma geldi. Bir dehanın aklanma projesi olarak biraz düşündürdü beni. Neden derseniz icadı mucidimizin deneysel faaliyetleri ve sonrasında gelişen olayların sonuçları hakkında çok da detay verilmedi... Vicdan muhasebesini ne bizim yapmamıza müsaade etti ne de karaktere böyle bir misyon getirdi... Kemiksi yapısıyla robotik zeki bir adamı koydu karşımıza ki Cillian Murphy de hayatının performansını anatomik yapısı sayesinde oldukça başarılı bir şekilde sergiledi...
En fazla adaylık alma konusunda 2. başarılı filmimiz Poor Things oldu ve 11 adaylık çıkarttı... Bireysel performansları oldukça başarılıydı aslında, ancak beni duygusal olarak irrite eden sahneleri sağ olsun filmle bağ kuramamamı sağladı. Modern bir Frankenstein filmi denilse de yok benlik değildi... Ama bu arada hemen ekleyeyim yardımcı erkek oyuncu adaylığında net bir şekilde Mark Ruffalo yerine Willem Dafoe 'yı görmek isterdim.
Killers of the Flower Moon yine uzunluğuyla vurdu beni... Mabadımın düzleştiğini hissettim yeminle izlerken :)) Yine sezon içerisinde çok konuşulan filmlerdendi ve 10 adaylık gibi hatırı sayılır rakamla listelere girdi. Leonardocuğum aday gösterilmemesi nedeniyle yine hayal kırıklığına uğramıştır eminim... Oscar heyeti umumiyesi sanırım böyle kamçılıyor yakışıklımı 😄 Filmden daha çok burada duru oyunculuğuyla Lily Gladstone hakkında konuşmak lazım aslında... Mimiksiz, abartısız, ve dik duruşlu Mollie'nin hikayesini öyle bir ete kemiğe büründürmüş ki bakışların yeter be hatun demekten kendimi alamadığımı belirtmek isterim.
Gelelim Bradley Cooper ve Maestro hakkında söyleyeceklerime... Filmi genel anlamda sevdim. Benim sevdiğim karakter yapısıyla gayet keyifli bir seyirdi. Filmin yıldızının Carey Mulligan olduğunun altını çizerek söyleyebilirim. Fakat sevgili Bradleyciğimiz kendini öne çıkarmak için o kadar kasmış ki bir takım hesapları yanlış yapmış düşüncesindeyim. Evet abartılı bir karaktere abartılı oyunculuğuyla yarenlik etmiş ama bunu yaparken seyircinin kime daha çok aşık olabileceği ihtimalini ıskalamış maalesef. Bu filmin matematiği farklı işleseydi sezon boyunca bu filmi konuşabilirdik diye düşünüyorum.
The Holdovers bu sezonun en duygu geçişli filmi olduğunu iddia etsem yanılmış olmam sanırım. Karakterlerini inanılmaz bir güzellikte işlemiş. Oyuncularımız da hakkını vermiş tüm karakteristik özelliklere. Basit bir konuyla duygu şöleni çıkartmış ve her bir karaktere sarılmamızı sağlamış. Eski filmlerin o samimiyetini yakalaması da bonusu olmuş. Gönül Paul Giamatti 'nin ödül töreninde atağa geçmesini istese de kemikli anatomiye yenilecek düşüncesindeyim. Amma velakin Da'Vine Joy Randolph 'un yükselişine kimse çelme takamayacak gibi duruyor şu anda.
Tüm filmlerden kısa kısa yazmaya kalksam bu yazı bitmeyecek... O sebeple ben kendi adaylarıma geçeyim istedim... Bu sene çok duygusal düşünmemeye çalıştım, "ama neden/ama yaaaaa" nidalarıyla hayal kırıklığına uğramamak için realist bir tavır takınmaya çalıştım ve işte çıkardığım sonuç;
Bu kareye ek olarak;
Özgün Senaryoda Anatomy of a Fall
Uyarlama Senaryoda American Fiction
Uluslararası Film kategorisinde de The Zone of Interest ihtimalindeyim ve bir tek bu kategoride ne yazık ki söylemini kullanacağım. Burada görmek istediğim film, bu film haricinde hepsi olabilirdi :/
İhtimallerimizin ne kadar gerçekleşip gerçekleşmediğini ödül töreninin sonunda hep birlikte göreceğiz :))
Bu sene de IMDB den heykelciğimi de kaparım inşallah :)
oleeeey ben de bugün yarın yazcam :) may december ı da izleyince sadece perfect days kaldı bulamadığım :) 18 filmi izledim, bütün temel adayları yani :) sonda dediğin anatomy, fiction, zone ve holdovers, dördü de en iyilerden bence de :) bunlara ek olarak past lives ve teachers lounge, bu 6 filmi iyi buldum, diğerleri ortalama yani :) oppenheimer ise kötü bir film yaniii :) ama tabi oscar ı alır, iyilere vermiyorlar :)
YanıtlaSilOppenheimer evet alacak, o mükemmelliği anlama konusunda senelerdir çok başarılı olamadım deep :) Saldım o sebeple :)
SilPerfect Days'i izlesen seveceksin kesinlikle bundan eminim. Sakin sakin rutinlerin ne kadar da mutlu ettiğini göreceksin :))
Sen de güzel film izlemişsin, bu sene de bu işi kotardık desene :)
yazdım ben deee :) yaşasın güzel filmleer :)
Sil