19 Kasım 2009

anne bak hep sana çalışıyorum bu aralarda farkındamısın :)

Hafta sonu büyük kısmı tamamlanan, hafta içindede rütuşları tamamlanıp verniklenen çerçeveler sonunda fotoğraflanabildi :)


Bu çerçeveler hani bildiğiniz plastik çerçevelerden. Kocaman firma yazıları vardı altında...
Annoşumunda yatak odasında çerçeveye ihtiyacı vardı. Bunlar çıktı ortaya :))


Bunlarda bildiğimiz ikea çerçevelerinden. Birkaç sene önce anneme eski çocukluk resimlerinden bir tablo yapmıştım siyah zemine. Tek başına çok çıplak duruyordu. Bu dört çerçeve de o tablonun yanına komşu geldi :)

Bu arada hemen bir hatta iki inci daha eklemeliyim unutmadan paşamın eşsiz diyaloglarından :)))

Dün akşam anneme işten çıkıp geliyorum demek için telefon açtım. Oğluşum açtı telefonu :)
Benim sesimi duyuverince başladı şirinliğe...
Anneanneni ver oğlum telefona diyince vermek istemedi telefona...
Sebep: ANNEANNEMLE KONUŞMA SAKIN O ÇILDIRDIIIIII YİNE....
hahahhaaaa:)))
Acaba kim çıldırttı ??????

Ve yine Salı akşamı gece uykusuna yatarken oğluşum bana hadi gel evlenelim dedi :)))
Hınk diye kalsamda hemen toparlanıp bunun mümkün olamayacağını anlatsamda minik kuşuma o beni yanında gelin olarak görmek istiyormuş hahhaaa:)))

Şimdilik kendinize iyi bakın efem... Yeni çerçevelerimle yarın (inşallah maşallah) yine geleceğim :)
Bugünlerde çok hamaratım çooookkkk.....

17 Kasım 2009

haftasonu araya bunlar da sıkştı...

Tabak kollesiyonu yapacak annem yakında :))


Tamamen uydurmaca çıktı bu tabak. Ama fena da olmadı hani diyorum :)


Bu tabaklarda çok eskiden büyük bir duvar tabağı yapmıştım. Çiçekli yine.... Tek başına çok hafif durmuştu duvarda. Onların yanına küçük kardeşlerini yaptım.... Peçete çeşidi bulmakda her ne kadar zorlansam da buralarda, bunlarla idare ettik şimdilik...

Bu arada çerçevede boyadım hafta sonu ama vernik kısmı kaldı sadece. İnşallah yarında onları paylaşırım...
Bu sıralarda hep anneme çalıştım galiba :)

16 Kasım 2009

paşamdan bir inci daha :)



Anneannemiz son zamanlardaki gözde çikolatamızdan almış. Aaaa demiş böceğim bak dondurmaya aşık olmuş ayıcık :)

Ve başlamış sohbet;

O- Annanne biliyormusun kızlar erkelere aşık olurlar, erkeklerde kızlara....
AA- aaaaa öylemi peki sen kime aşıksın?
O- Ben anneme aşığım....
AA- Baban kime aşık peki sen annene aşıksan...
O- Oda anneme.....
AA- Bana kim aşık peki????
O- Sen kadınsın kadınlara aşık olunmaz....
AA- !!!!!!!

Nasıl mest oldum anlatamam :))))

*******************

Pazar sabahı anneannemizle birlikte keyifli bir sabah kahvaltısı esnasında teker teker isimler sorgulanmaya başlanır nerden geldiyse aklımıza artık :)

** Oytun annenin adı ne ///////// Şebşem
** Babanın adı ne /////////Ayiii
** Anneannenin adı peki ///// Meyyem TEYZE

:))) hahhaaaaaa
E çocuğum haklı anneannesine genelde Meryem teyze olarak sesleniyorlar :))

Bu hafta sonu bu kadar inci yakalayabildik...
Herkese iyi haftalar efenim....

12 Kasım 2009

rafı taktık üstünede toz pembe ektik :)))



Hafta sonu annem için raf almıştık. Montajını becerikli böceğim olmasa asla yapamazdık hahaaa :)))
Rafımız cuk diye yerine oturdu. Resimlerin çerçevelenip yerine yerleştirilmesi kaldı sadece.
Çok çalışıp çok yorulduk ya anneciğim kıyamam lahana sarmış bize. Ohhh dedik ve parmaklarımızı bile yedik....

Tam eve geliyoruz radyoda D.A. toz pembesi başladı radyoda. Bizimki bir panik bir panik sesini aaaççç diye çığırıyor. Meğerse beter böceğimin en sevdiği şarkıymış hahaaa :))) Mırıldanarak eşlik etti şarkıya.... Ay dedim başka sevecek şarkı bulamadın tabiki içimden..... Böylece öğrenmiş olduk toz pembeyi tek geçtiğimizi haaaahaaaa :)))

senin için aşk boş bir laftı
dilinden düşüpte kırıldı
toz pembe hayaller vardı
pembesi gitti tozu kaldı

laylllaaayyylooommmmm :)))

11 Kasım 2009

hafta sonu bursadaydık....

Hafta sonu işlerim sebebi ile Bursa'da olmak zorundaydım. Aynı gün içinde gidip dönmek işime gelmediği için hadi dedim hem ticaret hem ziyaret :)))

Çok da iyi yapmışız. Bahardan kalma bir havanın vermiş olduğu enerjiyle bol bol gezdik...


Cumartesi ilk durağımız hayvanat bahçesi ve botanik parktı. Nede olsa hayvan ve doğa meraklısı bir oğlum var benim.



Fakat Bursa Hayvanat Bahçesi yetkililerini gerçekten kutluyorum. Oldukça temiz, kokusuz ve bakımlı bir ortam sağlamışlar çocuklara. Ankara Hayvanat Bahçesinde ortamın temizliğini bıraktım hayvanlar o kadar bakımsızlardı ki. Kokudan duramamıştık çoğu yerde. Hayvanlara olabildiğince doğal ortamlar hazırlamaya çalışmışlar gerçekten.


Paşam aslanlara bayıldı. Saatlerce hareketlerini izledi :)


Bu tombişede ben bayıldım :)) Herkese resmen farklı farklı pozlar verdi...


Yeni doğmuş kuzular, keçiler vardı. Ellerimizle besledik. Paşam için inanılmaz keyifliydi...



En dikkatli olduğumuz yerlerden biri daha :) Timsahın tırnaklarını bile saydık hahaaa:)))



Oğluşun gönlünü hoş ettikten sonra sıra kendi gönlümüzü hoş etmeye geldi tabi ki :))) İlk önce Ikea sonra da diğer alışveriş merkezleri :)) Küsmesinler sonra bize gelmediler diye dedik :))))

Bir sürü ıvır zıvır doldurduk yine :) Yerlerine yerleştikçe buraya da koyarım inşallah...

.

10 Kasım 2009

biz Atatürk çocuklarıyız...


Bugün okulumuz okuldaki 10 Kasım programından sonra tüm çocuklarımızı Atatürk anıtına çiçek koymak için götürdü.
Diğer okullar belirli sayıda çocukla bu görevini yerine getirirken bizim okulumuzun tüm çocuklarını ayırt etmeksizin getirmeleri çok hoşuma gitti gerçekten.

Karanfillerini koydular tüm çocuklarımız, bayraklarını salladılar...

Başta öğretmenimiz olmak üzere tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyorum.

PC: Kara böceğim birde servise binerken anne diye tepinmeseydin herşey yolunda olacaktı. Sakın üstteki pozlara aldanıp nede usluymuşum sakın deme. Okula dönme seansında ortalığı birbirine kattın ne yazık ki...
.

5 Kasım 2009

turkuaz-kahve tabaklarım...

Bu hafta bu tabakları yaptım :) Annemin salon duvarını süsleyecekler cici cici...



Gülleri yaldız boya ile boyadım cam tabaklara. Sonrada çatlatma tekniği uyguladım.
Oldum olası kahve-turkuaz uyumuna bayılırım. Tabaklarda da hoş oldu. Ne dersiniz ?

4 Kasım 2009

bu sıralar...



Bıkkın, yorgun, kimse dokunmasa da kıvrılıversem şuracıkta hallerim var... Ben bu hallerdeyken oğluşum, minik böceğim ise ekkkşşııııınnnn derdinde, değişiklik derdinde....

Dur desem, halim yok desem de boş...

Sabahları değişik giyinmem lazım diye dolabın önünde bitiyor. Farklı olma, farklılık yaratma tüm niyeti.... Onu gördüklerinde oooooo demelilermiş. Hey allahım :))

Akşamları hadi annecim değişik birşeyler yapalım karşılaması yapıyor istisnasız... Ne yapalım diyincede hayal gücünün esiri oluyoruz. Şapkadan tavşan değil ejderha çıkartma derdine düşüyoruz :))

Bir koşturmacadır yaşatıyor bana sağolsun..

Bugün veli toplantısı vardı. Aylık bülten dağıttılar çıkışta da... Bültende kısa kısa notlar var yaptıklarına ve yapacaklarına dair. Mesela;

Tüm çocuklara sormuşlar: Atatürk'ü görseydiniz ona ne söylemek isterdiniz? diye.

Bizimkinin yanıtı : Oyuncaklarımı tanıtırdım. Annemin babamın adını söylerdim.

Tamam çocuğum bizide tanıt, oyuncaklarını da ama teşekkür de et değil mi ama. Sen olmasaydın ben bu kadar özgür bir çocuk olamazdım de...

Gülsem mi ağlasam mı bilemedim anlıyacağınız...