21 Haziran 2018
Ay Işığı Sokağı / Stefan Zweig
Geriye gitmeye devam... Bu kitap ta Şubat ayı okumalarıma ait....
Hızıma hayran kalıyorsunuz değil mi?
Bu kitabı alırken hikayelerden oluştuğunun farkında değildim. İlk elime aldığımda bu sebeple hayal kırıklığı oldu benim için. Evet Zweig kitaplarının büyük bir çoğunluğu novella tarzında olsa da duygu fırtınasını çok iyi yaşatan bu adamı içine girerek okurum diye düşünüyordum. Kısa kısa 5 hikayeyi görünce neden bozulduğumu anlamışsınızdır herhalde.
Dediğim gibi kitap 5 kısa hikayeden oluşuyor; Ay Işığı Sokağı, Leporella, Nişan, Leman Gölü Kıyısında Olay, Avare... Oldukça karamsarlar, hatta hangisi diğerinden daha fazladır karar veremedim ben şahsen....
Evet hikayelerin tamamında Zweig'in bildiğimiz duygu yüklü cümlelerini, usturuplu tanımlamalarını görüyoruz, yine hikayelerin içine giriyoruz derken şıp diye bitiveriyor. Çok keskin hem de...
İçlerinde en sevdiğim hikaye Leporella oldu benim. Nedense patronuna bağlı o hizmetçiye üzüldüm hem de çok ürktüm... Ve bana günümüzde başka başka ilişkileri anımsattı bu saplantılı bağlılık. Nereden nereye demeyin, anımsattı işte...
Dramı sevdiğimi biliyorsunuz ama (belki de kitabı okuduğum zamana bağlı olarak bilmiyorum) kitaptaki karamsarlığı çok da içime sindiremedim. Eksik kalan bir his oluştu ben de her hikayede...
Sonuç olarak Stefan Zweig'in diğer okuduğum kitabına göre çok da hayran hayran okumadığım bir kitap olsa da, hikaye severlerin severek kucaklayacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Siz bana aldırmayın yani okuyup okumama kararınızda ;)
Ve olmazsa olmazım altıçizililerimi de kondurdum mu gecikmeli bir yazımı da nihayete erdirmiş olmanın mutluluğunda size hoşçakalın derim ♥
* Bu medeniyetten uzak sokaklar, dürtülerin hâlâ dizginlenmeden vahşice dışa vurulduğu, bedensel hazların kuralsız yaşandığı bir dünyanın son fantastik kalıntılarıdır, ihtirasların karanlık balta ormanlarıdır ve tümüyle dürtüleriyle davranan hayvanlarla doludur; açığa vurduklarıyla tahrik eder, gizledikleriyle kışkırtırlar. Düş kurdururlar insana.
* Bu tuhaf sokaklar yalnızca geceleri yaşarlar, gündüzleri boz rengi soğuk maskeler takınırlar ve bu maskelerinin altından onları yalnızca bilenler tanır.
* Rastlantının matkap uçları elmastandır ve içinde bolca tehlikeli tuzak barındıran kader, hiç umulmadık bir yerden kendine bir kapı bulmayı bilir ve kaya gibi sert mizaçları bile temelinden sarsarak darmadağın eder.
* Gölgesinin sadakatle sürünerek ve sessizce adımlarının arkasından geldiğini hissederdi insan, bazen bilincine varmadan bir dilek gibi önünden acele ettiğini de bilirdi, ama gölgenin parodi yaparcasına aldığı biçimleri gözlemlemeye ve bu çarpıtılmış şekillerin içinden kendi varlığını seçmeye çalışması çok nadirdi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ben sevmiyorum hikayelerden oluşan kitapları nedense.
YanıtlaSilBen senden beterim hız konusunda. bu sene çok fenayım okumama hususunda.
Hikayelere ben de alışamadım hala Nilhan.
SilOkuma hızmız konusunda birbirimizle yarışıyoruz o zaman ;)
Kısa hikayeler okumayı seviyorum ara ara.Benim için uygun olabilir bu :)
YanıtlaSilO zaman Zweig dilini ve hikayelerini kesin seversin sen ♥
SilKitapcida elime kitabi alip uzerinde hikayeler kelimesini gorunce hemen kitabi orda birakirim😂
YanıtlaSilBu kitabı internetten aldım ben, yoksa direkt bırakmıştım :)))
SilHikayelere bir türlü ısınamadım ben. Kaynaşma turları düzenliyorum arada ama bir yanım eksik kalıyor hep ;)
Merak ettiklerimden aslında ama yazarın okumadığım kitapları var daha ve sanırım bu yorumdan sonra ilk onlarla devam etmeliyim gibi hissettim :))
YanıtlaSil:)))
SilBen hikaye kitaplarına oldukça mesafeliyim, ondan sen bana bakma hikaye seviyorsan ;)
Çok güzel bir kitap aslında düşündürücü okumuştum bende :)
YanıtlaSilBenim hikayelerle problemim var, sorun bende muhtemelen ;)
Silçok severim zweig hatta elimde bir kitabı var şimdi
YanıtlaSilO da kısa hikayelerden oluşuyor
Korku da çok iyiydi
insan psikolojisini çok iyi çözümlemiş bir yazar
keyifli okumalar canım
Daha önce okuduğum kitabını ben de sevmiştim. Kısanın azıcık uzunuydu, eh demişti yarımlık hissiyatıma. Yoksa dediğin gibi ilmek ilmek dokuyor karakterleri...
SilStefan Zweig okumayı severim ama bu kitabını okumadım meraklandım..
YanıtlaSilSen okuduğunda ne hissedeceksin bakalım Derya ;)
SilValla sen sevmediysen okumam bende Şebo:))))
YanıtlaSilhahahaaa :)
SilYerim ben seni ♥
Bu kitabini okumadim galiba kütüphaneye sorayim 😊
YanıtlaSilBi bak bakalım, sen belki seversin ;)
SilKitabın yorumunu yazmadan senin yazını okumak istememiştim. Bugün yazdığım için okuyorum. Neredeyse kelimesi kelimesine aynı şeyi düşünmüşüz :-)
YanıtlaSilLeporella benim de en sevdiğim öyküsü oldu ama öykülerdeki kasvet bunalttı beni.
Aynı hissiyata girmişiz kitabı okurken...
SilLeporella ne leporellaydı ama :))