25 Mayıs 2010

hayddaaaaa, buda nerden çıktı şimdi !!!!!!!



Sakin bir yaşam bizimkisi, hatta çoğunlukla rutine bağlanmış...
Hayatımızdaki en büyük renk ise malumunuz bizim minik böceğimiz....
Bazen küçük dilimi bile yutuyorum sayesinde :)

Orman diyince aklınıza ne gelir allahaşkına söylesenize bana bir...
Yürüyüş, temiz hava, çiçek, böcek, piknik dimi...
Yani benim aklıma bunlar geliyor...

Bizimki bugünlerde gece-orman-ateş üçlüsüne takıntılı...
Hııı dedim kamp yapmak istiyor, kesin izlediği bir filmden etkilendi....
Tamam oğlum dedim; Gökçe gelince yapalım biz bu işi (kızcağız gelince hangibirimizin isteğine yetişecekse artık) hahahaaaaa :)))
Bir çığlık bizimkinde Gökçe biliyormu yapmasını dedi....
!!!!!!! Neyi ??????
Ateş yakıcaz, marshmallow takıcaz sopalara, ateşte pişirip hooop atacağız ağzımıza.....
Neeeeeeeeeeeeeeee !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Şu şekerlemenin yazılışını bile google amcadan kopya çektim ben :)
Sen nerden bilirsin sopaya takılmasını annen bilmezken, at ağzına normal ye işte....
Bu kadar bilgisizliğe iyiki Gökçeye atmışım topu diye de şükretmedim değil hani hahaaaa :)))
Hazırla kendini teyzesi, ablanla paşasına bir ilk yaşat bakalım...
Bilmiyorsan da öğren gel; nede olsa bu işler amerikan icadı hahaaaaa :))))
Zor bir görev seni bekliyor burda :)))

PC: Hani önemli olan iç güzellikti. Kimdediyse halt etmiş vallahi.
Bizim 5 yaşındaki bücür bile arap bebeğimizi çirkin diye atıp uzun bacaklı sarışın üzerinde karşı cins tanıma eylemlerini gerçekleştiriyor :))
Buda böyle saçma bir notdu işte...

21 Mayıs 2010

reklam kokulu bir post...

Birçoğunuz biliyordur aslında... Özellikle aracına kasko yaptıranların sık karşılaştıkları bir cümle "mini onarım hizmeti". 

Auto King yurt çapında franchise sistemiyle çalışan bir servis tipi. Büyük hasarlarda hizmet verdikleri gibi minik hasarlarda oldukça başarılılar. Aracın orjinalliğini bozmadan son sistem araç ve gereçlerle iyi bir işçilik çıkartıyorlar.

Şimdi ben bunları neden anlattım :)) Aracımızda ufak tefek rütuşlar gerektiren yerler vardı ve boyamız matlaşmıştı. Bir boya koruma işlemi ile aracımın kaportasında ne varsa giderildi. Gıcır gıcır oldu vallahi...

 Bir sigortacı olarak yapılan işlemlerin uzun zamandır farkında olsamda bizzat deneyince duymayan kalmasın istedim :)) Paşamın dediği gibi paylaşmak güzel şeydir ;)

Ayrıntılı bilgi almak isteyenler buyursunlar burdan .... Belki birgün size de lazım olur...

18 Mayıs 2010

öylesine....

Önümde kontrol edilip kaldırılmayı yada atılmayı bekleyen 2 karış evrak var. Üşenmedim ölçtüm hahaaaa :))
Hal böyle olunca bendeniz cennetkuşu çalışmamak için bahaneler arar....
Nemi yapar???

Hmmmmm ay ne zamandır aramıyordum bir sesini duyuyum diye telefona sarılıp saatlerce sohbet eder....
Sanki bu yaz tatile gidebilecekmiş gibi tatil seçeneklerini inceler....
Blogları gezer, bunuda yapsam şunuda yapsam diye hayaller kurar...
Bol köpüklü bir kahve söyler, ayaklarını uzatır....
Önündeki evraklar yerine çekmecedekilere şöyle bir bakar...
Hmmmm dur bir arıyım annemi der tekrar 3. posta...
Para harcamaması gerekirken alışveriş sitelerinde ağzını sulandırır....
Vıdı vıdı vıdı işte :)))

13 Mayıs 2010

ama demeyi yasaklasakdamı saklasak....

Bende mi var bugün terslik,
Yoksa tüm iletişimde olduğum ahalimi ters tarafından kalkmış...
Ekşimiş bir surat paralelinde mıymıy bir ses...
Her söylenen cümlenin ardından yapıştırılan "AMA...." başlangıçlı cümleler...
Daha henüz mesainin 3/2 sini tamamlayan dilime yerleşmek üzere....
Ama......... lı cümleler....

Pozitif halimi lütfen negatife yönlendirmeyin....
Allaaaa allllaaaaa :)

12 Mayıs 2010

bugün benim kardeşim mi doğmuş :)



Bu resmimize baktım saatlerce....
Parça parça düştü aklıma birşeyler...

Doğduğunu hatırlamıyorum, küçüktüm belkide ondan....
Tek hatırladığım o ana dair evdeki hasır sepetin, içinde sen, altından çıkan elbisem :), ve rahmetlik Osman dedemin kulağına ismini okuması.... Saçların elektrik çarpmış gibi dimdik haldeyken o sepetten bakışın birde...

Malatya' daki evimizdeki düşüp kafanı yarman... Bu resme bakıp o anı hatırlamamak imkansız, tam yerindeyiz zaten :) Seninle ilgili ilk büyük korkum.... Sana birşey olacak diye ödüm kopmuştu...

Liseden mezun olduğun günü hatırladım sonra... Büyüdüğünü ilk anladığım an o gündür... Onurun seni balo için almaya geldiği an işte :) Annem ve babam nasıl da heyecanlıydılar....

Günler geldi geçti üniversite bitmek üzere... Bitirme tezini sunacaksın ve arka sıralarda seni izliyorum senden daha heyecanlı... İlk büyük gururum da işte o andır....

İlk sana dair büyük hasretimse Amerikaya seni İstanbuldan yolcu ettiğimiz andır... Camın arkasından melun melun bakmadın mı? Hala içim sızlar o gidişine...

Balıklama hiç atlayamadığım halde çok biliyormuşum gibi sana bir kamp boyunca balıklama atlamayı öğreteceğim diye kaç kere su yutturmuşumdur kimbilir :)

Her baharda gelincik tarlası olan arka bahçemizdeki hallerini,
Aloooculuklarımızı,
Beni her Nisan1 de keklemelerini,
Yeşil halı = Gökçe temizleyecek hallerimizi,
Sonu gelmeyen elma diyeti hallerimizi,
Daha milyonlarca kare işte güldüğümüz, ağladığımız, korktuğumuz, sevindiğimiz....

Nice mutlu yaşlara bitanem...
Bu yaşın sana en büyük mutlulukları getirsin...

Doğum günün kutlu olsun.....

10 Mayıs 2010

annemle, anneyim.....


Böceğim büyüdükçe anneler günümü daha keyifli, daha mutlu geçirir oldum.
Hele bu sefer ki tam şölen tadındaydı.
Cuma akşamı kocaman bir paketle karşıladı beni sürpriiiizzzz diyerek....
Öğretmeniyle birlikte hazırladıkları anneler günü sürpriz paketini nasılda keyifli verdi :)
Kocaman bir paket hemde...
İçinde küçücük elleriyle hazırladıkları kartlar, minik hamurlar, resimler....
O kadar heyecanladım ki fotoğrafını çekmeyi bile unutmuşum :)
Cumartesi günü okulumuzun anneler günü kahvaltısı, pazar anneler günü pikniği derken tam bir şölendi...
Anneciğimde yanımda olunca ağzım kulaklarımdaydı anlıyacağınız :)

Minik Böceğim;

Seninle hayat o kadar keyifli ki.... Bir gülümsemen bile hayatımı renklendiriyor...
Beni öpücük yağmuruna tutuyorsun ya, ömrüme ömür katıyorsun her öpücüğünle...
Sana her baktığımda o gülen gözlerini görmek dünyanın en güzel hediyesi bana...
İyiki gelmişsin hayatıma...
Hayatımı çiçek bahçesine çevirdiğin için binlerce teşekkürler bebeğim....

Biricik Annem;

40 lı yaşlara ramak kalsada, hala sanki ufacığım senin yanında :)
Şefkatli kollarını hiç esirgemedin bizden...
Yetiş dememi beklemeden her anımda yanımdaydın sorgusuz sualsiz...
Beni büyüttün bıkmadan şimdide oğlumu...
En büyük acılarında bile kendini unutup bizi sarmaladın, biz hissetmeyelim diye...
Ne yapsak hakkın ödenmez annem...
Ve ben bir anneler gününü daha senin yanında geçirdiğim için şükrediyorum bitanem...
İyi ki varsın... İyi ki annemsin....

3 Mayıs 2010

topal karga gibi seke seke hiçbirşeyden de kusur kalmadım :)

Geçen hafta küçük bir kaza yaşadım maalesef... Yaptığım bu salaklığa hala gülüyorum :)
Çevre ahaliye telefonla konuşurken nasıl uçulur gibi bir ders vermek istedi galiba bu bünye... İşin garip tarafı ben yerde, ayakkabılar uçuşmuş düşmenin şiddetiyle ve hala telefonda konuşuyorum hahahaaa :)))
Bu düşmenin neticesi efenim kas dokusunda zedelenme ve zorunlu istirahat....

Peki ben istirahat ettim mi ? Tabiki hayır....
Zorunluluktan mı peki? Tabiki hayır...
Ama bendenizin hiçbirşeyden kusur kalmama gibi mazereti vardı hahaaa :))

Hafta sonu yapılacak olan paşamın okulunun sergisine yardım edildi, tam gün alışveriş merkezinde sergi bahane edilerek mesai yapıldı, araya bir tiyatro sıkıştırıldı....

Bol cümbüşlü geçti anlayacağınız benim istirahat :)



Hazır lafa başlamışken paşamdan yine inciler döktürelim unutmamak için;

* Anne seni ne kadar seviyorum biliyor musun?
   Ne kadar oğluşum
   Çiçeklerde kadar, dünyalarda kadar, perdelerde kadar, aslanlarda kadar, ağaçlarda kadar, oyuncaklarda kadar, çöplüklerde kadar.....
   Çöplük neden !!!!!!!
   Eeee onlarda çoookkkk
   : )))))

* Anne sana İzgilizce şarkı söyliyimmi?
   Söyle bakalım :)
   mızır geyz roboting lav ju meyıl laylaylom (tamamen atmaca)...
   Annecim ne dedi bu şarkıda ben anlayamadım....
   Anlayamazsın tabi annecim izgilizce bu şarkı... İzgilizce söyleyince anlaşılmıyor....
   :)))))

* Hadi odanı topla yavrum diyen bana dil pabuç kadar uzatılarak....
   Benimle böyle kaba konuşma annecim. Kaba konuşunca yapamam ben :(
   Peki ne diyeceğim o zaman !!!!
   Odanı toplarmısın oytuncum diyeceksin....
   Peki odanı toplarmısın oytuncum :)
   Biraz sonra....
   !!!!!!!

Herkese iyi haftalar bizden....