26 Nisan 2013

leylek havada tatili bitti :))


Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkanıymış. Bizde geldik dükkanımıza :))
Bu sefer ne hikmetse tatil sonu sendromu yaşamadan başladım işe...


Bu sefer doğa yerine alışverişe vurdum kendimi :))
Alışveriş merkezleri beni pek bi özlemiş... Kapılarını ooo Şebnemcim hoşgeldin diye açtılar hahaaaahaaa :))
Uzunca bir süre alışveriş yasağı koydum kendime... Açılan deliğin kapanması lazım zira...


Paşam kendini taze meyvelere vurdu...
Onun bahçesi bunun bahçesi demedi daldı ...
Eeee göz hakkı dedik bizde :))


Çekirdeği bile olmamış erikler karnımızı ağrıtsada hadi sizde yiyin diye diye gömüldü içine...
Her ne hikmetse o kase hiç ortaya konulamadı ama :))


Sokak köpekleri sevgiye aç paşamı beklemiş... Ayaklarına dolandıkça pek bi hoşuna gitti :))
Bak beni çok seviyorlar diye diye oynadı...

Eş-dost, sohbet-muhabbet derken nasıl geçti günlerimiz anlamadık....
Rahatladık ferahladık anlıyacağınız...
Şimdi iş zamanı... 
Aaaaaa hafta sonu gelmiş yeniden :)) Ohhhh ne hoş :))
İyi hafta sonları hepinize....

19 Nisan 2013

güzel filmlerle bitirelim bu haftayı...



Çok oldu bu filmi izleyeli aslında... Ancak bugüne kısmetmiş...
Güncel filmleri hemen izlemeyi sevmem aslında... Üzerinden biraz zaman geçmesi lazım... Duyduklarımı unutmam, yapılan olumlu/olumsuz eleştirilerden beynimi temizlemek için zaman tanırım kendime... Biraz da çok beklenti içine girip hayal kırıklığına uğramak istemeyişim vardır altında... Ama bu filme nedense kayıtsız kalamadım...

Filmi anlatmayacağım merak etmeyin :)) Biçoğumuz zaten izledi....
Bende bıraktığı keyifi paylaşmak istedim sadece...

Film görüntü kalitesi olarak gerçekten çok iyiydi... Kömür karasının yansıması bile muhteşemdi diyebilirim... En çok şiirleri sevdim... İçten su gibi akan şiirleri...

" Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek,
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan..."

Mert Fırat'ı severim oldum olası zaten... Burda da oyunculuğunun hakkını vermiş... Duygusal filmlerimin kahramanı şu sıralarda :) Kıvanç Tatlıtuğ yine şaşırtmayı başardı beni :))

Duvarlarını şiirlerle doldurdukları o odanın duvarlarına dokunmak isterdim... Bittim o sahnede...

Sonuç olarak evet sevdim bu filmi... Tekrar izlermiyim, evet izlerim... Şiirler için, kömür karası için, uslanmaz iki aşık şairin birbiriyle didişmelerini hissetmek için, şiirlerin bahanesi aşk için.....



Nuri Bilge Ceylan yine yapmış yapacağını diyorum ben bu film için....
Sakin, sade...
Uzun ince bir yol filmi....
Savcı Nusret için gerçeğine giden yol...
Doktor Cemalin kendini sorguladığı bir yol...
Komiser Cemal Anadolunun insanı...
Arap ın doğaya sığınması...
Ya zanlı Kenan...
Kadınlar arkada... Etkisiz... Önemsiz...
Ama en çok rüzgar...
Rüzgarın dans ettirdiği ağaçlar...
Anadolu ayazı...
İnce büklüm büklüm uçsuzluk hissi veren yol...

İtiraf ediyorum ki bazı sahneleri anlamak için iki kez geçtim üstünden... Ama bu uzun ince yol hikayesini sevdim ben...

Ancak ufak bir uyarı... Durağan filmlerden hoşlanmıyorsanız hiç başlamayın, sıkılırsınız... Hatta daralırsınız...
İlk sahnesinde ne bu diyorsanız hemen vazgeçin zaten... Zira film aynı çizgide gidiyor...

*********************************************************************************

Kısa bir mola şimdi... Uzun ince olmasa da güzel bir yol başlangıcı var bizim için...
Malum leyleği havada gördük, boşa çıkmasın...
23 Nisan tatilinide devreye sokarak kısa kısa kısa ziyaretlere gidiyoruz biz...
Tüm çocuklarımızın bayramı kutlu olsun...
İyi hafta sonları herkese...






18 Nisan 2013

Sabah aydınlanmacası :)))





Leylek leylek havada,
Yumurtası tavada,
Gel bizim hayata,
Hayat kapısı kitli,
Leyleğin başı bitli.






Duyduk duymadık demeyin... Sabah itibarı ile leylek havada görülmüştür :))
Buraya da not düşülmüştür....
Hadi hayırlısı :)

17 Nisan 2013

deli annem sana sesleniyorum :))


Daha önce söylemişmiydim bilmiyorum ama ben buralarda olmayı seviyorum...
Çok güzel insanlar tanıdım blogum sayesinde...
Kötü günlerimde ses oldular....
Sevinçlerimde benimle heyecanlandılar...
Kimi zaman akıl hocalığı yaptılar bana...
Kimi zaman itelediler, hadi başarırsın diye...
İçten, samimi....

İşte o insanlardan biri deli annem...
İkimizin de bloglarında yeni olduğu dönemler...
Bilim Selim ve Oytun'umun dinazor aşkı sayesinde bulduk birbirimizi :))
Belki hiç birbirimizi görmedik, tanımadık...
Ama bildim ki o sayfalarındaki gibi huzur dolu deli annem...
Kimi zaman offf der kimi zaman sükunete bırakır kendini...
Severim okumayı... Hatta bazen dalar giderim kelimeleri ustaca kullanışına...
Kimi zaman derimki ah be deli annem ne ettin sen, beni nerelere götürdün...

Yine beni çok mutlu etti bu güzel ruhlu kadın :))

Canımmmm :)) Hiç beklemediğim bir anda gelen paketini uzun süre keşfetmek için zorlandım diyebilirim :))
Zira eşinin adıyla geldi ve bir an jeton düşmedi :))
Bu isim çok tanıdık derken aaaaaa bu benim deli annemden dedim :))
Zarif seçimlerin için çok teşekkür ederim :)))
Puantiyeler, naif çiçekler beni benden aldı :))

Evet bikaç gün rötarlı yazıyorum bu yazıyı :)) Ama biliyorum ki sen beni hoşgörürsün ;)
Baykuşlarım kayboldu belki ama şahane puantiyelerim var elimde artık senden bana hatıra :))))




Hepsi yerlerini buldu :)) Kimisi mutfağımda, kimisi ofisimde cici cici :))
Teşekkürler güzel arkadaşım :)) İnan çok mutlu ettin beni...
Kocaman öpüyorum seni :)))

15 Nisan 2013

Sabır denemeleri !!!!



Yine uzun süredir ihmal ettim buraları.... Yoğundum.... Sonra yazmak içimden gelmedi... Vs vs....
Yazmadıkça anlatacaklarımı unuttum...
Unuttukça kızdım kendime...
Bugün şeytanın bacağını kırıp paşamın kaprislerini not ediveriyim dedim :))

Malum paşam hergün okul çıkışı anneanneye gidiyor. Bende iş çıkışı alıp eve geçiyorum. Hafta ortasında kolay kolay kalmaz anneannede... Önemli bir sebep lazım kalması için.

Geçtiğimiz hafta hadi ben çıkıyorum in aşağıya diye telefon açtım paşama. Anneannemiz gelmeyecekmiş bugün dedi... Ne yalan söyliyim benim de işime geldi sebep sormadan tamam dedim... Ertesi gün yine akşam hadi geliyorum in aşağıya dedim. Bizimki yine yok dedi... Neden dedim yanıt alamadım... Hadi dedim sesini çıkarma :)) Peki dedim kuzu kuzu...

Ertesi gün annemle olağan günlük dedikodumuzu yaparken telefonda paşamın bana küstüğü haberini de alıverdim... Neymiş efendim o gelmiyormuş ama bende oğlum neden gelmiyorsun, ben seni çok özledim dememişmişim hiç :))) Annem beni sevmiyor artık diyip kestirip atmış... Hadiii buyrun kaprisin en alasına...
Akşama alırım ben onun gönlünü dedim ama içim içimi yedi bütün gün...

Okuldan geldiği saatte hemen aradım... Bizimki soğuk, ilgisiz bir ses tonuyla mırmırlanıyo... Bendeki şirinlik had safhada tabi ki; Oğlummmm, canımmmm, bitanem.... Ben seni çok özledim... Akşam erken çıkıyım işten, hemen eve gidelim olur mu ?
Karşıda yine buz gibi ses... "Olmaz..."
Şirinliğe devam tabi ki; annemmm... Ben sensiz ne yaparım... Bak çok özledim seni iki gündür. Sensiz uyuyamam hem ben...
Paşa biraz yumuşar gibi oldu ama kaprise devam " Sen beni sevmiyorsun ki..."
Annem hiç olur mu ben seni çok seviyorum. Sen benim bitanemsin....
Paşa devam ediyor hala... Sabrediyorum ya, sabrımı sınıyor... "Ben sana küstüm ama..."
Ahhh annem neden küstün sen bana derken iç ses sabır çekmeye devam ediyor tabiki :))
Paşa hala zorluyor... "Sabah benim elimin içi acıyordu. Ben ayakkabımı giymeye çalışıyorum çekecekle... Başımda hadi hadi diyip duruyosun sen... Çekecek elimin içini daha çok acıtıyor... Demiyosun ki sen oğlum neden giyemiyorsun, bi yerinmi acıyor... Sadece hadi hadi diyorsun....Küstüm ben sana..."
Burda tabiki içses çok şey diyor da dış sese kulak verelim biz :))) Ahhh annem ben bilememişim.... Tamam akşama bakarım ben yarana... Pansuman yaparız... Sen üzülme aşkım... :))))))))))))))
"Tamam, çabuk gel o zaman....."

Yara dediği şey topluiğne başı kadar bir deri kalkması :)) Hatta bana göstermek için baya aradı :))) Ama gösterirken zannedersiniz ki 13 tane dikişi var :))) Bakkkkk diye diye :)))
Ahhh paşam dedim seni alan yandı marmara çırası gibi :)) Hayır bişey değil paşama kızacak, benim kulaklarımı çınlatacak...

Offff offffffffffff :)))