25 Kasım 2010

paylaşılamamak güzelmiş ama keşke abartmasaydın...


Dün öğretmenimizin öğretmenler gününü kutlamak için birkaç anne ile sabahtan okuldaydık.
Bıcırıklar annelerini görüp sarılırken bizimkinin umurunda bile olmadı.
Hayli bozulsamda konuyu şaşırtmıyım ben şimdi :)
Okuldan ayrılmadan öncede öğretmenimiz ve tüm çocuklarla birlikte bir fotoğraf çektirelim dedik.
Tam da bu sırada arkadaşı Arda gülümseyerek gelip elimi tuttu.
Benim böcek koştura koştura gelip ilk önce ellerimizi ayırmaya çalışınca bende kriz yaratmamak için diğer elimlede onun elini tuttum ve konu tamamına erdi.
Kriz çözüldü yani....

Hahhhaaa ben öyle zannetmişim :)

Akşam bizimki sevgi kelebeği evde...
Durup durup öpmeler, sürekli temas halleri, herşeye annecim diyerek içimi eritmesi...
Ben mutlu o mutlu :)
Yarım saat tamam normal, bir saat de olabilir durumları...
Ama tüm gece....
Yemeğimizi elele yedik, hatta tek elimiz yokmuş gibi davrandığımız için ızdırap çektik :)
Bulaşıkları yerleştireceğim, tek elle yaparken sabır çektim...
Yatacak, ben tek başıma yatamam ki mırıltılarını dinlerken çözümler bulmaya çalıştım olmadı yanına yattım...
Babasının bırakın yanıma, yakınıma yaklaşmasına izin vermemesine güldük geçtik...
Uykusunda bile sabaha kadar kah eli boynumda, kah ayağı ağzımda bitişik ikizler gibi yattık...
Ben alışık değilim bu kadar ilgiye yahu bünyem kaldırmıyor işte....

Peki bunca sevgi kelebeği durumundan sonra sabah nemi oldu...
Geç kaldığımız için acele acele okula bıraktığımda anne ben giderim sen okula girme lütfen dedi...
Sınıfımada gelme olurmu diyede ekledi...

Bir el tutuşması sebebiyle veto yedim anlayacağınız :)

23 Kasım 2010

ay ne garip demeyin tamammı :))


Sevgili hobi vakti beni mimlemiş :))
Yoktur benim garip alışkanlıklarım desemde bir sürü garip alışkanlığım olduğunu fark etmeme sebep oldu kendileri sağolsun :))

Bakın bakalım garip bir ruh hali barındırıyormuymuşum bünyemde hahaaaa :)))

Uzun yolda araba kullanırken tünele girdiğimde mutlaka araba camlarını sonuna kadar açarım :)) Sebep araba serinlesin hahaaaa :)) Hatta son yolculuğumuzda doca sağolsun bayağı eleştirdi bu konuda beni. Neymiş efendim egzos kokusu solumaktan ne zevk alıyormuşum. Zevk benim değil mi canım hahaaa :)))

Örgü, dantel vs gibi bir el işine başlayacaksam şayet mutlaka tüm malzemelerim elimin altında hazır bulunması gerekli. En son aşamada günler/aylar sonrasında lazım olsa bile gözümün önünde olacak o malzeme. Yoksa başlayamam o işe :))

Hani şu eskiden burnunu oynatıp her işi halleden tatlı cadı vardır ya öyle bir özelliğim olduğunu zannediyorum galiba ben :) Özellikle temizlikle ilgili bir işe başlayacaksam burnumu oynatırım istemsizce :)) Sonrada kimse gördümü  diye ortalığı kolaçan ederim hahaaaa :)))

Korku/gerilim tarzı filmleri izlemem ama şaşıp yanılıp ucundan bucağından izlemek zorunda kalırsam şayet hemen kucağıma yastık, çanta vs gibi birşey alırım ki hemen yüzümü onunla saklayabileyim :)) Sadece gözlerimi, kulaklarımı kapatmam yetmez yani... İllaki ekranla arama bir nesne girmesi lazım hahaha :))

Eğer başıma gelmesini istemediğim birşeyle ilgili konuşuyorsam mutlaka dilimi ısırırım :)) Şeytan kulağına kurşun hiç batıl inancım yoktur hahaaa :))

Yeni aldığım birşeyi çok sevdiysem şayet tüm renkleri benim olsun gibi bir takıntı yaparım. Cebimi zorlayanlara da deli gibi hayıflanırım tabiki :)

İzlediğim her filmde mutlaka ve mutlaka kendimi bir karakterin yerine koyarım ve mutlaka ağlayacak birşey bulurum filmin sonunda :)) Kardişim seneler önce benimle sinemaya gitmekten vazgeçti mesela bundan dolayı. Öyle böyle ağlamam çünkü hönkürürüm resmen hahaaaa :)) Hatta abartıp acitasyon bile yaparım günlerce filmin etkisinde kalıp.

Leke takıntım vardır :)) Leke çıkıncaya kadar defalarca yıkayabilirim kıyafetleri. Hatta parçalansa bile :)) Bizim ailenin leke çıkartıcısıyımdır hahaaaa :))

Yeni seneye başladığımda işyerimde tüm kullandığım bloknotları, ajandaları, kalemleri bitmesede mutlaka yenilerim :)) Masamın düzenini değiştirim. Yeni bir işe başlamış gibi hissederim :))

Gerçekten garip takıntıları olan bir kadınmışım ben :)) Say say bitmiyor hahaaa :))
Bu kadar yetsin ama dimiiiiii :))

Şimdi sıra sizde :))

Deli AnneSerrose mimledim sizi. Bakalım sizlerde ne var merakla bekliyorum :)))

Dökün bakalım garip alışkanlıklarınızı...

22 Kasım 2010

deli dolu bir bayram geçirdik....



Bayram tatilimiz 9 gündü değil mi?
Bana hiç öyle gelmedi de :)))
Hoş bana 29 günde yetmezdi gerçi;  gönül aylaklıktan yana oldukça...

Bayramlaşma kuyruğumuz her sene yavaş yavaş azalsada el öpme sırasına girmenin tadı farklıydı...
Hele bayram kahvaltısının tadı açık havada enfesti...
Oğluşumun yemiş toplarken duyduğu heyecanı görmek keyifliydi...
Dalından bizim için saklanan meyveleri, sebzeleri toplamak bol kahkahalıydı...
Birde bayram boyunca bir köpek ediniverince ooooo tadına doyulmadı...
İsminide oğluşum yapıştırıverdi hemen Odie :)
Odie aşağı, odie yukarı :)

Bu güzelliklerin üstüne birde dönüş kabusumuz var tabi...
8 saatlik yolu 2 günde zor bitirdik arabamız yolda arızalanınca...
Allahtan kalacak yerimiz vardı da kabusu katlamadık 2 ye...

Bizden şimdilik bu kadar, herkese iyi haftalar diliyorum...

13 Kasım 2010

iyi bayramlar....


Bol telaşlı, bol gülüşmeli, bol el öpmeceli bir bayram geçirmeye yine yola koyuluyoruz bugün....
9 günlük tatil sen çok yaşa :)
Havalarda güzel olacakmış en azından bayramın ilk 3 günü....
Misss missss....

Hal böyle olunca şimdiden bayramınız kutlu olsun arkadaşlar...
9 gün sonra görüşürüz....

5 Kasım 2010

tabi senin için çok önemli bir konu....


Bu sabah okula doğru giderken heyecanlı heyecanlı anneee diye bağırdı
Ahh dedim bişey unuttuk....
Ne oldu dedim...
Şimdi benim ağzımdan buhar çıkıyor ya dedi kocaman kocaman 'hohhhhh'layarak...
Gücüm gidermi acaba dedi korkarak...
Yok annecim dedim gülerek nerden çıkarttın sen şimdi bunu....
Hiççç dedi aklıma geldi sadece...
Bol bol 'hohhhhh'layabilirim artık :)))

Bu çocukların aklına bunlar nerden geliyor!!!!
Çözen varsa el kaldırsın :)

2 Kasım 2010

2. senemiz bitmiş üstelik bir ödülümüzde varmış bize yollanan :)


Blogda 2. senemizi çoktaaaannn doldurmuşuz :))
Ne iyi etmişimde açmışım şu bloğu kardişin ısrarlarıyla...
Nice senelerde hep birlikte olalım inşallah :)

Birde sevgili Ruşyena ve Deli Anne bize bu ödülü layık görmüşler, sağolsunlar...
Bu arada ilk ödülümüz olma özelliğide var tabi :)
Hemen gereğini yapalım istedik bizde
15 blogger arkadaşımıza yollayalım ve haberdar edelim hemen dedik :))

BalBöcükleri
Bi yaşıma daha girdim
Derya Kuzusu
Haydins
Banuca Bir Şeyler
Hobi Vakti
Okuyamazsın
Gizemli Dünya
Bir Annenin Buldukları
Yolun Neresindeyim
Kayra'lı Günler
Smilena
Zaman Akıp Giderken
Mekilanın Gezegeni
Karakızın Güncesi

Tekrar teşekkürler :)

1 Kasım 2010

kaçın kuşlaaaarrrrr, köpekbalığım sizi yiyeeeceeekkkk yoksaaa....


Şemsiyeleri aldık...
En kalın kıyafetleri tıktık çantalara...
Çıktık yazlığa doğru yola amaaaannnn donacak değiliz ya diye diye :))
Hatta yolda anneanneyle söylendik biraz biraz....
Sıcacık evi bırak, donmaya git... Akıllı alameti değil bu diye diye :)



Ama ne oldu :)))
2 koca delinin suçunu minik afacan çekmesin diye inadına açtı güneş...
Çıkarttık montları üzerimizden, verdik sırtımıza güneşi;
O dağ, bu dere, şu deniz dedik en keyiflisinden :))


Birde uçurtma uçurduk en keyiflisinden....
Çaktırmayın siz böceğime ;)
Annesinin de oğluşuyla ilk uçurtma uçurma deneyimiydi en kahkahalısından...
Hatta anneanne yardım etmese uçuramayacaktı bile...
Kaçın kuşlaaaarrrr diye diye havalandırdık göklere :)

Enfes bir hafta sonu geçirdik anlayacağınız..
Bu enerjiyle bu hafta hızlı geçecek gibi sanki bize :))
Hepimize iyi haftalar olsun o zaman :)