29 Mayıs 2017

30 şarkı meydan okuması #3


Peşpeşe geliyor bu çelınç... Zamanlamayı tutturamayıp haftalık yapamadım çünkü...
İdare edin artık beni :))
Az laf çok şarkı yapalım bugün...

15- Yeniden yorumlanan cover bir şarkı...

Can Gox coverlarını seviyorum ben... Daha önce Unutama Beni şarkısını paylaşmıştım, takıntılıyım diye... Ses tonuna uyan parçaları seçiyor, bu da güzel bir sonuç çıkartıyor...
Ağır abi sesini sevdiğim der, Neredesin Sen? eklerim bu sefer de ♥




16- Klasik müzikten çok sevdiğin bir şarkı....

Bak bu şarkıyı tek geçerim....
Nedenini sorma hiç, sebepsiz sevdiklerimden "Caruso"



17- Karaokede düet yapabileceğin bir şarkı...

Ben düet yaparsam yıkılır buralar ben size diyim...
Kargalar uçar, duvarlar çatlar, kulaklarınızın bilumum yerleri sonsuza kadar sessizliğe bürünmek ister :)))
Bak bu şarkıya eşlik edebilirim ama cırtlamadan :))




Karaoke değil ama oğluşumun bu hafta sonu bir nostalji yapası gelmişti de bizi videoya çekmişti, onu da koyayım ben buraya hazır şarkı demişken :)))
Kendisi Oytun'un zamanında günde 68761321 kere dinletip beni aaaaayyyy komasına soktuğu şarkıdır :))




18-  Doğduğun yıl çıkan bir şarkı....

Bu maddeyi ben de çok merak ettim... Tabi ki hemen google amcaya müracat etmek lazımdı... Pervaneyi mesela ilk Esin Engin çıkartmış 1972 yılında, öğrenmiş oldum... Daha önce aynı şarkıyı paylaştığım için koymadım...

Hümeyra'yı gördüm bir de... Adım Kadın 45liğini o sene çıkartmış... Hah tam buraya yakışır dedim :)





19- Sana yaşamı düşündüren bir şarkı...

"Öyle Bir Geçer Zaman ki"
Bugünlerdeki hissiyatım budur...




20- Senin için anlamı büyük olan bir şarkı...

Rahmetlik babamın sesi çok güzeldi... Sonradan sigaradan bozuldu gerçi ama yine de o yanık nağmelerini severdim ben...
Keyifli olduğu zamanlarda söylerdi en çok...
Bir de efkarlandığı anlar...
Ama bir şarkı vardı...
Henüz küçüktüm...
Ezberletmişti bana... Sonradan kardeşime de...
Her efkarlandığında istisnasız söylerdi bu şarkıyı...
Benim için anlamı büyüktür o sebeple bu şarkının...




21- Adında isim geçen bir şarkı....

İlk aklıma gelen bu şarkı oldu; Firuze...





26 Mayıs 2017

itiraf ediyorum, sizi aldatıyordum :)


Bu sıralarda kesik kesik yazıyorum. Sizleri de çok ziyaret edemedim...
Biliyorsunuz benim evde internetim yok (bilmeyenleriniz de haberdar oldu). Telefonumdan da okuyamıyorum, yazamıyorum... Göremiyorum çünkü. Yaşlılık falan değil abartmayın, göz bozukluğu tamamen :))

İşyerimde boşluklar da yazıp, okuyorum sizi... Sabah 8:00 - akşam 19:00 olunca mesai saatlerim illa boş vaktim oluyor... İşte o arada berede yazıyorum, dum yani...
Ama bu sıralarda sizi aldattım, itiraf ediyorum...
O boşluklara başka şeyler soktum :))

Ben yabancı dizi izleyen biri değilimdir, hastalığım filmdir biliyorsunuz...
Ama bloglarda sizler o kadar ballandıra ballandıra anlattınız ki dur yahu bir deneyeyim dedim...
Özellikle iki dizi vardı mini boyutta. Bir bakınıyım derken müptelası oluverdim :)))
İşe gelmek için hiç sabırsızlandığımı hatırlamıyorum bugüne dek.. Sağolsunlar ayaklarımı popoma çarptıra çarptıra işe gelmemi sağladılar...
Ve bugün itibariyle dizi sezonumu da tamamlamanın keyfi ile yazıyorum buraya...
Farklı birisine başlamazsam tabi :)))

Madem bu kadar çok beğendim buraya da not etmem lazımdı tabi ki ;)
Başlıyorum o zaman....



BIG LITTLE LIES (2017)

7 bölüm ve tek sezon... Devamı yok şimdilik...
Ama çok beğeni alınca belki devam edebiliriz sinyalleri gelmeye başlamış... Çekin 3-5 sezon daha ama lütfen batırmayın diyorum... Bizde keyifli keyifli izleyelim :))

Nicole Kidman (Celeste), Reese Witherspoon (Madeline), Shailene Woodley  (Jane) başrollerde... Yan kadro da oldukça iyi... Hele çocuklar tam sevilesi...

Oldukça popüler bir sahil kabasında geçiyor hikayemiz... Güzel evler, bakımlı kadınlar, çekici erkekler... Bir nevi sosyete kasabası da diyebiliriz... Okyanus manzaralı evler tam iç geçirmelik ahahahaaaa :)))

Her işe maydanoz, çok konuşan, çok bilen, eşinden boşanmış ve yeni kocasıyla bir hayat sürmeye çalışan Madeline....
Çok çekici, aşkı için mesleğini bırakmış, yaşamına gıptayla bakılan ve kendinden yaşça küçük bir adamla evli olan Celeste...
Kasabaya yeni taşınmış, geçmişinde gizemler olan, hayatı oğlu olan Jane....

Bu 3 kadının dostluğu temelinde ilerleyen, kocaları ve çocuklarıyla hikayelerini anlatan, çevresel faktörlere bolca el atan, sürükleyici, merak uyandırıcı ve keyifli bir dizi...

Sonunu söylemeyeceğim tabi ki ama tahmin edemeyeceğim derecede şaşırtıcı bir sonla final yapması dizinin performansına ayrı bir hava katmış diyebilirim...

Ne diziydi beeee diye diye gezdim bir kaç gün hatta...

Kasaba gıybetleri de en şahanesinden, tam bize göre :)))

Sonuç olarak ben bu diziyi ÇOOOKKKKKK SEEEVVVDDDİİİMMMMMM, bir vakit ayırın ve bu diziyi izleyin diyorum ben... Pişman olmayacaksınız ;)




OLIVE KITTERIDGE ( 2014)

4 bölüm ve tek sezon bu dizimiz de...
Biraz durağan bir dizi olmakla birlikte karakterlerin muhteşem olduğunu söyleyebilirim...
Frances McDormand (Olive) ve Richard Jenkins (Henry) başrollerde...

Hikayemiz baş karakterimiz Olive'in ailesi ile birlikte yaşamını anlatıyor... Dizinin kısa olmasına rağmen uzun bir yaşam aralığı var... 25 yıl gibi bir süre içeriyor... Zaman atlamaları gayet başarılı yapılmış...

Olive huysuz, diline hakim olamayan, herşeyi ben bilirim edalarında, uyumsuz bir matematik öğretmeni... Bu görünen yüzü tabi ki... Karakteri katman katman ve zamanla çözülüyor... İstekleri, hayalleri, yaşadıkları, geçmişi... Kadına bir anda sinir olurken diğer bir anda sarılasınız geliyor... Ve Frances McDormand muhteşem bir oyunculuk sergiliyor...

Henry ise karısının aksine oldukça müşfik, uysal ve sevgi dolu bir eczacı... Karısının tüm huysuzluklarına rağmen tavrını, duruşunu hiç bozmuyor... Çevresinde Olive ne kadar sevilmiyorsa, Henry de bir o kadar çok seviliyor...

Evlilik olgusunu işlerken yan karakterlerden, yan olaylardan o kadar iyi beslenmiş ki durağan yapısına rağmen hiç sıkılmıyorsunuz... Çocuklarını yetiştirme tavırları, sonuçları çok net koyulmuş... Ve tabi ki yaşlılıkları ve geçmişle hesaplaşmaları da....

Olive ne kadar katmanlıysa karakter olarak dizi de aynı oran da katmanlı... Her tabakayı kaldırdığınızda dizinin içine daha çok giriyorsunuz ve 4 bölüm bittiğinde neden bitti sanki diye boşluğa düşüyorsunuz... Yani ben öyle oldum :)))

O kadar isabetli bir dizi ki tam onikiden vuruyor...
Tadının damağınızda kalacağından emin olabilirsiniz....

Sonuç olarak ben bu diziyi de ÇOOOOOKKKK SEEEEVVVVDDDİİİİMMMMM ve mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum... Durağan bir yapısı olduğuna aldırmayın, ete kemiğe bürünen o karakterler içinize işleyecek ;)



Mutlu hafta sonları diliyorum hepinize...
Ben koşuşturmalı bir döneme giriyorum artık, kardeşim ve Ardenim geliyor haftaya...
Onlar gelmeden tamamlanacak işlerimi halledeyim ki onlarla daha güzel vakitler geçirebiliyim...
Öpüldünüz dostlar ♥

25 Mayıs 2017

30 şarkı meydan okuması #2


Sus olma hali yeter, kaldığımız yerden devam edelim :)

En son nerede kalmıştık, evet haftalık yapıyorduk :) Duk yani :)

8- Bağımlılıklar hakkında bir şarkı...

Bağımlılık deyince aklıma bir şarkı gelmedi... Halil Sezai'den ya da Teoman'dan olabilirdi belki ama yok onları istemedim şimdi :)
En büyük bağımlılığımız AŞK olsun demek geldi içimden...

Aşk olsun da, düş olsun
İster sonunda yaş olsun
Günler, gecelerde yaşananlara
Kim unuttuysa taş olsun
Aşk olsun güzelim, aşk olsun ♥

Diyelim biz, o zaman gelsin Ezginin Günlüğü :)




9- Seni mutlu eden bir şarkı...

Neden bilmiyorum ama bu şarkıyı her duyduğumda bir mutlu oluyorum... Enerji veriyor bana :)))
Deniz-kum-güneş üçlüsünden galiba...
Uzanmışım kumsala :)))




10- Seni üzen bir şarkı...

Üzen demiyim de hüzünlendiren diyebilirim bu şarkı için...
Hücrelerime işliyor bu şarkı her dinlediğimde...

Sussam dilime yazık,
Uçmamak kanatlarıma,
Gün yine acıya çaldı bir yerde
Ve zaman akışta...

Vedat Sakman / Usulca...



11- Dinlemekten asla bıkmayacağın bir şarkı...

Bu adamın ben de farklı bir yeri vardır her zaman... Gençliğimin sesi gibidir sesi...
Ne zaman eski günlere özlem duysam hemen açarım şarkılarını...
Onun sakin sesi benim için ömre bedeldir...
Şebonun en'idir yani bu adam :)
Canlı kanlı birkaç defa izlemiş olmam da iyikilerimdendir ♥

Değirmenler desem anlamışsınızdır herhalde kim olduğunu...




12- Gençliğinden (ergenliğinden) bir şarkı....

Hahhhaaaaayttttt :)))
Ergenliğimde deli bir Michael Jackson hayranıydım ben.. Çıldırırdım resmen adama :)
Ne söylemiş, ne yemiş takip etmek için deli gibi dergi alırdım... O zaman internet denilen meret yoktu henüz... Olaydı ordinaryus profesör olabilirdim bu konuda :))

Lisedeyim adamın bir klibi çıktı, mavi converse giymiş.... Tutturdum o ayakkabı benim olacak diye... Tırım tırım arattırmıştım bizimkilere... Bir spor mağazası anamın haline acımış da getirtmişti... Ben nasıl mutlu, ben nasıl bahtiyar :) Utanmasam ayakkabılarla yatağa girecektim ki bütün sene o ayakkabı ayağıma yapışmıştı zaten :)

Google amcaya müracat ettim o klibi bulmak için ama yok bulamadım, şarkının ismini de hatırlamıyorum üstelik :( Çatlayacağım 1 saattir onu aramaktan... Bilen söyleyiversin lütfen de ekleyeyim buraya...

Siz şimdilik bununla idare edin ama ben öğrenene kadar :) Bu da sevdiklerimdendi o zamanlar... Asi gençlik işte ahahaaa :)))




13-  80'lerden favorin olan bir şarkı...

Bak bu şarkı da ergenliğime denk gelir... Lisedeyken özellikle Türkçe şarkı dinleyeni döverdik biz ahahaaaa :))) Ne o öyle alaturkalık canım :)




14- Düğününde çalmasını istediğin bir şarkı...

Ben hiç düğün hayali kurmadım ahahaaaa :) Ki düğünde yapmadık zaten... Sade bir nikah...
Oldu bitti işte...
Oluk oluk para akıtılan düğünler bana anlamsız geliyor, tabi ki bu benim fikrim... Ben de böyle bir çeşit işte...

Ama bak bu şarkıda dans etmesini severim :)
Özdemir Erdoğan / Pervane



Kendinize iyi bakın ♥

19 Mayıs 2017

And içtik biz; açtığın yolda , gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğimize...




Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!



17 Mayıs 2017

film arşivime eklenenler...


Ne zamandır film yazmadığımı fark ettim...
Hoş bir süredir de izleyemiyorum gerçi ama en azından geçen ay içerisinde izlediklerimi yazayım dedim...
İzlediğim filmlere ait düşüncelerimle birlikte arşiv oluşturma olayını seviyorum...
Bu sebeple mümkün olduğu kadar filmleri buraya aktarmaya çalışıyorum ama arada unuttuklarım da oluyor tabi... O sebeple izledikten sonra not etmeye başladım artık :)
Geriye dönüp bakmak zevkli oluyor, size de tavsiye ederim ;)




HELLO, MY NAME IS DORIS / BENİM ADIM DORİS (2015)

Doris ( Sally Field) hatıralarına oldukça bağlı hatta oldukça da istifçi bir kadın olarak çıkıyor karşımıza... Sevimli bir orta yaş üstü kadını (dikkatinizi çekerim yaşlı demiyorum) ahahahaaa :)))
Evi, arkadaşları, işi arasında gayet rutin bir hayatı olan Doris işyerine gelen çıtır yönetici John (Max Greenfield) sebebi ile rutinini değiştirmekle kalmayıp hayatını değiştiriyor bir nevi... Aşık olmanın pozitif yansıması...

Eski oyuncuların tadı bir başka, bunu her zaman söylemişimdir. Sally Field 'te bir nevi tek başına götürüyor filmi... Öyle çok bütçeli, çok ince işlenmiş bir film değil ama eğlenceli....

Kadının istifçiliğinde bir an kendimi gördüm yalnız, bu kötüydü :) Uleyn dedim bir gün fazla eşyalarımdan ayrılmak için ya benim de bir psikolojik desteğe ihtiyacım olursa... Eşyalara bakış açım değişti yeminle :))) İstifçilikten kurtulmaya çalışması ve evini boşaltmaya çalışması komik olmakla birlikte eğer kendinizden iz bulursanız şayet, benim gibi soru işaretli bakışlarla izleyebilirsiniz o sahneleri...

Filmden çıkardığım ikinci sonuç; hayatı ertelemeyin anacım... Sonra hayaller/hayatlar ikileminde öyle gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalakalırsınız... Anladınız siz beni ;)

Eğlenceli bir film olmasına rağmen benim için EEEEHHHH İŞTEEEE kategorisindeydi bu film... Ama kendisinden iyi bir ütü filmi olur emin olun...
Demedi demeyin :)



AMY (2015)

Ütü yaparken bir film arıyordum ki ne zamandır izlemek istediğim bu belgesel geldi aklıma... Şarkıları da iyi gelir hem dedim... Tabi ki çok yanlış bir kararmış... Ütü mü beni yaptı, ben mi ütüyü yaptım anlamadığım gibi işimi bitirdikten sonra bir çok yerini kaçırdığım düşüncesiyle sil baştan yapıp yeniden izledim...

Gayet medyatik bir kadın... Paparazzileriyle, kılığı kıyafetiyle, sıradışı yaşantısıyla ve de tabi ki ölümü ile... Bana yansımasını gördüğüm iki dakikalık haberlerle sağladığım... Sesi efsane dediğim amayı hemen eklediğim... Ne büyük bir yanılgı hali... Doygunluk, çokluk dediğimin aslında tamamen yokluk olduğunu bilmeden....

Tam bir trajedi hikayesi bu belgesel... Amy 'nin 13-14 yaş hallerinden ölümüne kadar olan kısmı gerçek kamera kayıtlarıyla ve gerçek dialoglarla sıralanmış, dış sesi olmayan ama çok sesi olan bir belgesel...

"Ünlü olacağıma ölürüm" diyen genç bir kadın... Yeteneğinin keşfedilmesiyle istemsizce bir yükseliş.... Bocalama halleri... Hayatının en büyük şanssızlıklarından biri kocası Blake Fielder... Tabi annesinin ve babasının etkilerini saymazsak...

Hani bir laf vardır ya "kör ölür badem gözlü olur" diye... Bu kadın için "badem gözlüyü zorla kör etmişler" demek en doğrusu olur sanırım...

Bir dönem toparlanmış aslında... Uzun bir inziva dönemi... Enerjik, neşeli hallerini görüyoruz.... Yeniden o kaos ortamına dönmek istemiyor... O son turneye çıkmak istemiyor, savaşıyor hatta... Ama bir gün uykusunda bindiriliyor araca... Sonun başlangıcı... Ölüm denemez tam bir cinayet...

Ruhum kaldırmıyor diye bağıran kadını para uğruna, çıkarlar uğruna sürükledikleri bir son....

İbret verici bir yaşam hikayesi....

Sonuç olarak ben bu belgeseli SEEEVDDDİİİMMMMM ve izlemenizi kesinlikle tavsiye ediyorum. Ve yine diyorum ki ilerleyen bir dönemde bu yaşam öyküsünün film olarak yeniden karşımıza çıkacağından eminim...



THE AGE OF ADALINE / ÖLÜMSÜZ AŞK (2015)

Şimdi hayal etmeni istiyorum senden; 29 yaşındasın bir kaza geçiriyorsun ve bu kazanın sonucunda hiç yaşlanmıyorsun... Aynı güzelliğinle, aynı zekanla ama çokça birikmişliğinle yaşamın aynen devam ediyor... Hepimizin zaman zaman hayalini en azından bir kere kurduğu birşey yaşlanmamak... Ne kadar güzel değil mi?
Bu filmi izledikten sonra "sen öyle san" yanıtını verdim ben kendime :))))

Adaline (Blake Lively)  işte bu yaşlanmayan kadın olarak çıkıyor karşımıza... Yıllar geçiyor arkadaşları yaşlanıyor, kızı büyüyor ama kendisi hala yerinde sayıyor... Kırışıklık yok, sarkma yok, beyaz yok... Zamanla sorular artıyor, bakışlar çoğalıyor... Sadece kızının bildiği bu olayı saklamakta zorlanıyor artık ve kaçıyor Adeline... Farklı şehirler, farklı kimlikler, farklı zamanlar...  Sadece ara ara kızıyla buluşuyor...

Fakat çok seneler sonra karşısına çıkan Ellis (Michiel Huisman) ' e aşık olmasıyla hayatını da sorgulamaya başlıyor... Daha ne kadar, ne zamana kadar kaçacaktır ve sevdiklerini arkada bırakacaktır....

Film hoş bir romantiklikte ilerliyor... Kıyafetler şahane, dekorlar yılları çok iyi yansıtmış....

Beni en etkileyen sahnelerden biri kızıyla bir araya geldiği  sahneydi... Bembeyaz saçlı, iyice yaşlanmış kızının aksine hala taş gibi Adeline... Bir nevi anne kızın yer değiştirmesi gibi...  Zamanın sadece kendisi için donduğu ama sevdikleri için acımasızca ilerlediğinin sarsıcı duygusu...

Filmde mantık hatası demiyim ama şu geçirdiği kaza sırasında nasıl bir şey olduğunun açıklaması tabi ki yok... Bilimsel bir açıklama kurgusal da olsa bekledim ama çok da rahatsız etmedi işin gerçek tarafı... Yağmurda mümkünse ağacın altında durup yıldırım düşmesini bekliyoruz ve yaşlanmıyoruz gibi bir formülize geliştirebiliriz belki ahahaaaa :)) Yanma garantili olduğu kesin de zamanı durduracağınızın garantisini veremiyorum :)))

Sonuç olarak çok şey beklemeden izlediğinizde keyif alabileceğiniz ve benim SEEEEVVVVDDİİİMMMM kategorisine yerleştirdiğim bir film oldu kendisi :)




AŞKIN GÖZÜ KÖRDÜR (2016)


Fransız filmlerini severim ben, özellikle romantik filmlerini... Farklı bir kimyası vardır sanki aşklarının... Bana buradan bakınca öyle gözüküyor da diyebilirim :))) Özellikle alt yazılı izliyorsam o genizden gelen konuşmaları kulağımda hoş bir tını yaratır...
Bu filmi seçmemin yegane sebepleridir bu saydıklarım... Ha birde Jean Dujardin etkeni de var tabi :)))

Şimdi gelelim filmimize ;
Diane (Virginie Efira) eşinden yeni boşanmış başarılı bir avukattır. Bir gün telefonunu bir cafede unutur ve bulan kişi Alexandre (Jean Dujardin) dir.... Birbirleriyle irtibata geçtiklerinde Diane'nin karşısındaki ses oldukça kibar hatta çekicidir..  Onunla buluşacak ve telefonunu alacaktır sadece ama Alexandre 'yi gördüğünde ufak bir şok geçirir. Adam çok yakışıklı, çok kibar, oldukça donanımlıdır ama boyu çocuk gibidir. Nasıl diyeyim bir ortaokul çocuğu uzunluğunda...

Tabi ki bu bir aşk yaşamalarına engel olmaz... Yalnız bir sorun vardır, Diane yalnızlarken Alexandre ile çok mutlu olmasına rağmen dışarıda insanların yanında bu farklılıktan rahatsız olmaktadır....

Jean Dujardin filmde oldukça iyiydi... Kısa boyuna rağmen karizmasını iyi konuşturmuş :) Ben bu adamın tek kaşını kaldırarak bakışına hastayım bu arada :))) Filmi tamamen o götürmüş diyebilirim... Bu filmde Virginie Efira çok iyi değildi maalesef, oldukça yapay mimiklerle ısınamadım kadına... Sevemedim...

Efektlerden çok anlamam ama filmde kısa boyu oluşturabilmek için sanırım çok zorlanmışlar... Yer yer gerçekçilikten görüntüsel olarak uzaklaştılar...  Adam sanki havada yürüyor ya da tepesinde bir boşluk var hissiyatı geldi ara ara...

Sonuç olarak benim için EEEEEEHHHHH İŞŞŞTTEEEEE kategorisinde yer alan film aslında yer yer güldüren ve sıkmayan bir film ama nedense benim ummamla bulmam arasında bir sorun oluştu :) Siz bana bakmayın o sebeple... Hafif çıtır kategorisiyle sıkıcı zamanınızı doldurabilir... Çok şey beklemeyin ama yine de...




Kendinize iyi bakın, ben şimdi biraz yağmurda yürümeye çıkacağım...
Ufak bir işten kaçış operasyonu da diyebiliriz...






12 Mayıs 2017

karındaş aşkına ♥


Sevgili mükemmel kardeş;

Bizimkiler bana çok büyük bir yalan söyledi senelerce... İtiraf ettirmeye çalıştırdım annemi ama yok kadın mühürledi ağzını bu konuda... Neymiş efenim istemiyorlarmışmışlar da sırf ben istediğim için dayanamamışlarmışmış...
Pehhhhhh :))



Ama ben biliyorum gerçek sebebini.... Benim mükemmelliyetçi başak burcu anne sultanım bende acemilik yıllarını atlattıktan sonra mükemmeli yakalamak istedi :))) Beni kendine benzetme çalışmalarında tip konusunda başarılı olmasına rağmen karakter analizi konusunda sınıfta kaldı... Hoş senin de tipini benzetememişler, ne anneme ne babama benziyorsun ama kadın azim konusundaki tutarlılığını sana geçirmeyi başarmış işte... Allahtan üçüncü bir deneme yapmamışlar da hep tip hem karakter geçişini sağlayamamışlar. Verilmiş sadakam varmış ahahaaaaaa :))))

Aslında küçükken mütemadiyyen ağlaman dışında bir sorun yoktu aramızda :))) Hatta seni çokça da eziklediğim doğrudur. Yaşattığım travmalar sebebi ile hakikaten üzgünüm.. Biraz vicdan yapıyorum bu konuda, ama birazcık :)))

Eminim sen de vicdan yapıyorsundur bana yaşattıkların konusunda. Bak özür dilemek istersen kesinlikle kabul edebilirim... Senelerce yarmagüllükten aluuuu arkadaşlığına vallahi psikolojim bozuldu... Tahta eksikliğim bak bu yaşlarda demir eksikliğine doğru gidiyor... Mağdurum sevgili karındaşım :)))

Karnımdaki kımıl kımıl kurtlarımı döktüm oooohhh rahatladım....

Neyse gelelim şimdi konuyu toparlamaya....

Bu kadar mükemmel olmak zorunda mıydın sanki... Bu kadar güzel kardeşlik yapıp beni ezmek mecburiyetinde de değildin üstelik... Niye yaptın bana bunu.... Niyeeeeeeee :)))
Ben bir tepsi böreği bile açamazken sen baklava yapmak zorunda mıydın, soruyorum sana... Ben atarlı atarlı gezinirken boynuma dolanıp amanııınnnn benim ablamı kim kafa üstü yere düşürdü diye boynuma atlamak zorunda mıydın sanki...

Ahhh benim sarı keçim, ahhhh nazlı bebeğim...
İyi ki genlerinle bana tam zıt olmuşsun da tamamlayanım olmuşsun....
Kahkahalarıma ortak olup, gözyaşlarımı silenim,  omuzuma omuz olmuşsun....
İyi ki psikolojimle oynamışsın diyeceğim aklıma gelmezdi, zaten gelmesin de :)))
İyi ki doğmuşsun karındaşım, canım, ciğerim...
İyi ki seninle biz daha büyük bir aile olmuşuz.....
Seni koskocaman öpmüyorum şimdi ama geldiğinde ben de büyüklüğüyle orantılı ıslak bir öpücüğün bekliyor haberin ola :)

Seni seviyorum kardeşlerin en güzeli ♥
İyi ki doğdun, iyi ki varsın :)

10 Mayıs 2017

30 şarkı meydan okuması #1


Geçen haftalarda sevgili Öneri Makinası haydi diye seslenmişti bana sağolsun....
Yeni bir meydan okuma :))
Şarkılı falan, oh missss ♥
30 güne yayılan bir meydan okumasını her gün yapmak şu sıralarda benim için zor olacağından aklını sevdiğim Handanımın izini birebir takip edip haftalık yapmaya karar verdim ben de :)))

Bu meydan okuma da neymiş diyen olursa işte burada
Dileyen yapsın diyerek başlıyorum ilk bölümüne...


1- Adında renk olan sevdiğin bir şarkı...

Madem bahar aylarındayız o zaman ben de yeşili seçtim...
Hem bahar temalı, hem yeşil temalı sıcacık bir Yeni Türkü kucaklasın o zaman bizi dedim :)



2-  Adında sayı olan ve sevdiğin bir şarkı...

İlk aklıma gelen Yoncimik'in şarkısı... İlk çıktığı zamanlarda ben üniversitedeydim, ne eğlenirdik bu şarkıyla :))) O yaz dizime kadar geçirip gezdiğim çoraplara sebeptir hem kendisi... Ay şimdi hatırladım da palyaçoymuşum yahu... Yeşil-lacivert dizime kadar çorap, üstünde kot etek... Çıtı pıtı bir kız olsam hadi kaldırır diyeceğim ama dev anasıydım yahu :)))

Kendimi batırmıyım daha fazla, siz 8.15 vapurunu dinleyin en iyisi :)))))






3- Sana yazı hatırlatan bir şarkı...

ahahahaaaa :)))
Yaz deyince vallahi bu şarkı aklıma geldi şimdi... Lise yıllarımdı sanırım, sahilde ateş moda, gitar moda... Ne dediğimi anladınız dimi...
Biz akşamları plaja haydi "Akdeniz Akşamları" yapalım diye giderdik :))))




4- Sana unutmak istediğin birini hatırlatan bir şarkı....

Hayatımda kimseyi unutmak için çaba sarfettiğim olmadı benim... Şöyle bir uğramıştım deyip giden insanlar oldu elbette... Enerjimiz tutmamıştır muhtemelen... Senelerdir görüşmediğim, görüşemediğim dostlarım var elbetteki.. Bir şekilde hep kalbimde olan... Görüştüğümüzde kaldığımız yerden hiç ara vermemişiz gibi devam edebildiğim...

O zaman bir Melika Demirağ yakışır buraya ♥ Arkadaş...



5- Yüksek sesle dinlenmesi gereken bir şarkı....

Kesinlikle bu şarkı... Her duyduğumda son ses açmak gelir içimden çünkü; Delilah
Ben buraya hem ilk versiyonunu hem de Tom Jones'un Pavarotti ile yaptığı düeti koyacağım... Hangisini isterseniz onu dinleyin :) Ben ikisini de ayrı bir severim çünkü...






6- Sana dans etme isteği uyandıran bir şarkı....

Bu şarkıyı nerede dinlersem dinleyeyim nedense hep kıpır kıpır olurum :)) Öyle çok cıstak cıstak değildir ama olsun ben tercihimi R.E.M den yana kullanıyorum ♥



7- Yolculukta dinlenilecek bir şarkı...

Yolculuklarda eğer uykum yoksa sakin şarkılar dinlemeyi tercih ediyorum ben... Bu sıralarda da Tuna Kiremitçi ve arkadaşları eşlik ediyor bana genelde...



Mutlu akşamlar :)

8 Mayıs 2017

nisan seçmeceleri


İşe bu hafta itibariyle başladım...
Azıcık yarım yamalak çalışıyorum hala ama olsun :)
Gezme hallerinde olsaydım emin olun hiç işi özlemezdim ama sebep hastalık olunca çalışır olma hallerini mumla aradım vallahi :)
 Bugünümüze de şükür 🙏🙏



Oğlumu şahane yetiştiriyorum gelecekteki sevgili gelin adaylarım 😂😂 
Sebepsiz yere çiçekle anneyi şımartma eylemini çok güzel başarıyor bugünlerde 🌹🌹🌹. 
İleride bana teşekkür edersiniz herhalde 🙆🙆🙆

Yarın seni çok sevindireceğim diyordu akşamdan
Bu güzel güllerle geldi bugün
Ay bu çocuk sevilmez mi?
Sevilip sevilip turşusu kurulmaz mı?
Sebepsiz çiçek alan erkek baş tacıdır
Adı sevgi olsun yeter :)
Şımarmış anne bildiriyor



Ben diyeyim 25, sen de 30 sene... 
Ama ilk kullanım 😂😂 
Anam sağolsun çok meraklıydı eskiden, neyin makinası çıksa alırdı. 
Ama kullanmadı işte... 
Herhalde kullanmadan köşede beklettiği tek alettir kendisi... 
Ben kullanayım bari dedim ama 3-5 senede bende bekledi 😊😊 
Hazır yoğurt mayalamaya merak salmışken kurdelesini kesip kullanıma açtım bakalım...
Sabırla bekliyorum yoğurt mu mayalanacak, ben mi mayalanacağım 😂😂😂 
Tutarsa bu alışkanlık sürer, tutmazsa yaaa nasip :)

Şebo mutfakta
Yoğurt mayalama serüveni bölüm bir
Yanına bir de sütlü kahve yaptım
Cuma neşesi yaptım kendime 
Tedavülden kalkan bir aletle hem de



Güüünnnaaayyyddddııınnn 😘😘😘😘
Anacık oğulcuk bugün çiçek aşırdık bahçeden, sabah sabah aksiyonun dibine vurduk.
Oytunun çiçeği kopardıktan sonra arabaya bir koşuşu vardı ki, sanırsın arkasından birileri kovalıyor. 
Hele bir de bas gaza dedi ki kendimi soygunda zannettim yeminle ahahaaaa :)))) 
O refleksle basmışım gaza 😂😂😂😂 
Neymiş hepi topu bir dal leylak almışız 💪💪💪🏃🏃🏃🏃

Leylak aşkına
Bas gaza
Oytun Oytun olalı bu kadar hızlı koşmamıştır
Nasıl da yakıştı ama masama
Göz hakkı derler buna
Bu da eylemin yumuşamış hali :)




Aybüşüme göre yatsılık, 
Bana göre yat geber aşı,
Tülüşüme göre bişeycik değil, çünkü bu saatte bu yemeği yapan o .... 
Bir kemirdik ki sormayın 😄😄😄 
Ennngiinaaarrr ahhh enginaaaarrr ❤❤❤

Gece gece bu ne demeyin
Yaptık oldu
Ahhh tülüşüm ahhh 
Yaktın bizi
Aybüşümde sütlaç yapmış
Yemesem mi diyorum ama biliyorum ki yiyeceğim 
Allahım sana geliyorum




Seviyorum ofis penceremden bakmayı... 
Müzeyyenim çiçek açtı mesela... 
Ediyle büdü menekşelerim yine renklendi.. 
Dikenlilerim saltanatta.. 
Çizmeli kurdelam baş köşede 😘😘😘 
Sevmeyeyim de ne yapayım söyler misiniz ❤❤❤

Şebonun çiçekleri
Hazır cam silinmişken bir arzı endam etsinler dedim
Bahar sen ne güzelsin
En iyi akşamlar olsun
Sevgi böcüğü halleri




O zamanlar arabamız yoktu... 
Her sabah otobüs beklerdik durakta... 
Canımız sıkılmasın diye de şarkılar söyler, oyunlar oynardık 😄
Sabahları enerjisi de keyfi de yerinde olduğundan video çekmeme izin verirdi, 
yoksa çekme çekmeee diye poposunu kıvırttıra kıvırttıra giderdi kaprisli assolistim :)
Özledim o günleri ❤❤ 
Öyleyse bugünkü #tbt mizde özlem konulu olsun 😘

Oytun halleri
Sabah eğlencelerimiz
En sevdiğimiz şarkı
Bir aslan miyav dedi
Şimdilerde Arden'in de en sevdiği şarkı bu
Geç konuşan ama pir konuşan oğluşum benim ♥





İyi ki doğdun güzel kızım, 
iyi ki oğlumun arkadaşı olmuşsun ve iyi ki birlikte büyümüşsünüz 😘😘😘 
Yumuşak mumy Özlem ve bendeniz huysuz mumy Şebo sizi çok seviyoruz 💜💜
Mor ve baykuş aşkımız da daim olsun hem 😎😎😎 
Bu arada baykuş kutuna hasta olduğumu da belirtiyim, iyi sakla her an kaçırabilirim 😂😂😂

Bugün günlerden Zeynep
Oğlumun ilk arkadaşı
Küçücük sıpalar oldular şimdi ergen
Boyumuzu aşmalarını izlemek çok keyifliydi
Dostluğunuz, dostluğumuz ömür boyu




Bazen sadece onun sende bıraktığı izleri özlersin, 
her şarkıda ayrı bir hatıra saklıdır sanki; 
istesende silemezsin....

Bugün burada tbt değil özlem günü
Gidene...
Kalana...
Bıraktığı yansımalara...
Minicik bir adamın ellerine konan hatıralara...
Teyzesinin kuzusu;  Arden Mert

Turgut Uyar'dan bir alıntı
Tam da hislerime tercüman



Sevmediğin bir işi, sevdiğin bir eylemle birleştirirsen biraz daha çekilir zamanlar geçirebiliyormuşsun 👍👍
Şebo kişisi öyle yapıyor en azından 💪💪💪✌✌✌

Şebonun ütüyle imtihanı
Üç sepet dolusu çamaşır bir filmle tükenir mi bakacağız
Amy Winehouse / Amy belgeseli
Trajik ama bir o kadar da ezgili ütü seansı olacak





4 Mayıs 2017

selam verip kaçacağım yine...


Pazar günü sabahı kahvaltı hazırlarken raftan bir kase alıyordum ki belime bir sancı girdi...
Ben nakavt tabi...
O gün, bugündür yatıyorum...
Kas gevşeticiler, jeller falan derken ancak bugün biraz yürümeye başladım ve de zor da olsa işe geldim...
Hazır PC başına geçmişken de sizlere de selam vereyim istedim...

Vallahi para takıntım falan yok :)) Ama böyle de bir psikolojik sebebi varmış diyolaaaa :)))


Hiçbirinizi okuyamadım tabi bu arada... Hepinizin hoşça olduğunuzu düşünmekteyim :)) Hatta ve hatta havalardan mütevellit bolca da gezdiğinizi... Boş boş yatarken bunları hayal edip hafiften fesatlık sendromuna da giriyorum :))) Lütfen bana gezmediğinizi söyleyin yüüütttfeeeennnnn 🙏🙏🙏

Bu sefer işin kötü tarafı bu yatma işini fırsata da çeviremedim... Ne kitap ne film :(
Kaderrrrr sen bana ne ettin diye ağıtlar da yaktım ama gitti ömrümün koskoca 5 günü...
Bundan sonra inşallah biraz toparlarım diye düşünmekteyim ama ofis koltuğunda otururken bile bugün feci sinyaller verdi... Anlaşılan ben birkaç gün daha yatacağım evde...

Bir süre daha buralarda olmazsam merak etmeyin... En kısa zamanda geleceğim ♥