17 Ocak 2018

filmler...


Film yazdığım yazılara ben ne zaman afilli başlıklar bulacağım :))
Neyse biz başlığa değil, filmlere odaklanalım...


20TH CENTURY WOMEN / 20. YÜZYIL KADINLARI (2016)

Bazı filmlerin benim için cinsiyeti vardır. Bu film de keskin bir kadın kokusu var dediğim filmlerden.  Ayrıca beğenisinin ortası da yok... Seven sevecektir, sevmeyen de sevmeyecektir... Ehhhh 'i yok anlayacağınız... Hal böyle olunca oldukça karakteristik bir film diye adlandırabiliriz bu filmi... -iz demeyeyim -m diyeyim hatta :)

Film 70 li yıllarda geçiyor... Ana karakterimiz Dorothea (Annette Bening) 50 li yaşlarda yalnız bir anne olarak çıkıyor karşımıza... Ergenlik dönemi geçişinde olan oğlu Jamie (Lucas Jade Zumann), kiracıları çılgın Abbie (Greta Gerwig) ve becerikli olmakla birlikte yakışıklı  William (Billy Crudup) ile aynı evi paylaşıyor. Bir de Jamie'nin arkadaşı Julie (Elle Fanning) var eve grip çıkan, hemen yan komşuları.

Dorothea oldukça farklı ve renkli bir karakter olarak çıkıyor karşımıza... Oğluna karşı hassasiyeti olan, sosyal çevresine duyarlı, biraz endişeli bir anne... Çocuğuna yetmediğini ya da yetmediği demeyelim de ulaşamadığı dönemlerde en büyük yardımcıları Abbie ve Julie... Tam bir karma yani...

Kadın karakterlerimize baktığımız zaman birbirinden bağımsız hayatları olan ve kendi içlerinde problemli olan kadınlar... Ve bu problemli kadınlar bir araya geldiklerinde filme hem dinamik kazandırıyor hem de renk... Burada yönetmen dengeyi çok iyi korumuş bana göre...

Abbie mesela üniversiteyi yeni bitirmiş çılgın bir kadın. Listeleri var, ölmeden önce yapacaklarının listesini çiziyor son gayretle... Kanser çünkü...

Julie boşanmış bir ailenin çocuğu, sorunlu bir genç kız... Jamie'den sadece bir kaç yaş büyük... Erkeklerden çetele tutarak bir nevi intikamını besleyen bir tip...

Ve tüm bu kadınların ortasında Jamie :)

Biraz oradan buradan anlattım karakterleri ama diyorum ya birbirleriyle uyumunu çok güzel yakalamış yönetmen, karmayı oturtmuş bana göre. O yüzden bu filmi seveceksiniz ya da sevmeyeceksiniz diye bir yorum yapıyorum :) Bilmem anlatabildim mi?

Film de bir sürü şeyi sevdim mesela ben...

Dorothea'nın bir sahnesi var mesela... Arabası yanıyor, itfaiyeciler geliyor. Ve kadın itfaiyecileri eve yemeğe davet ediyor. Hey Allahım diyorum :) Biz olsak ahlarla vahlarla gırla giderken kadının tavrıyla çok eğlendim ben 😉

Abbie'nin çılgınlıklarını sevdim mesela... Evde son ses müzik dans etmesini, fotoğraflarını bastırmasına bayıldım. Renkli kıyafetleri ile matem havasından çıkmasına gıpta ile baktım...

Evlerinin sürekli bir tadilat halinde olmasına, William'ın karizmatik iş halledici olarak evde yer edinmesini, sofradaki sohbetlerinin garipliğine, oradan buradan fışkıran dekorasyon öğelerine zevkle odaklandım...

Kadınların kendi başlarına birey olarak güçlerini de sevdim mesela...

Jamie'nin ergen sorunlarından ve annesiyle diyaloglarından hiç bahsetmiyorum, onu izleyip görün diyorum :))

Sonuç olarak kadın kokulu bu filmi ben SSEEEEVVVVDİİİİMMMMM efenim. Dönemin ekonomik ve tarihsel gelişimine de oldukça ayarında "çak bir beşlik" diyen bu filmi izleyiniz derim.



3 GENERATIONS / 3 NESİL (2015)

Gördüğünüz üzere kadrosu oldukça sağlam bir film var karşımızda. Anneanne Dolly (Susan Sarandon) , anne Maggie ( Naomi Watts) ergen çocuğumuz Ray (Elle Fanning) karakterlerimizin oluşturduğu bir üçgende ilerliyor filmimiz.

Filmimizin odağı Ray; henüz 16 yaşında ve kendini bir erkek olarak tanımlamaya çalışan bir birey olarak çıkıyor karşımıza. Erkekliğe geçişini psikolojik olarak tamamlamış ve bedensel olarak da geçiş yapmak istiyor artık. Bu konuda tek ihtiyacı olan şey ise ebeveynlerinin imzası... Anne bu süreçte sürekli çocuğunun yanında olduğu için bir nevi hazır imza atmaya ama bir yandan da hata yapmaktan korkuyor. Ray'in babası ile seneler önce boşanmışlar ve Ray babasını hemen hemen hiç görmeden büyümüş. Dolayısı ile annenin baba ile de yüzleşmesi gerekli bu konuda. Anne Maggie imza işini yavaştan alsa da Ray'in bekleyecek ne gücü ne de sabrı var atık...

Odak noktamız Ray olsa da aslında anneanne ve annenin de hayatlarına dokunuyor ve filmin adın da anlaşıldığı üzere 3 nesilden de izler taşıyor filmimiz.

Anneanne Dolly bir lezbiyen. Onunda tercihlerini belirlemesindeki keşfi farklı...

Gördüğünüz üzere filmde bomba gibi oyuncularla bomba gibi bir konu var. Dolu dolu işlenebilecek, oturduğunuz koltukta sizi mıhlayacak kadar da malzeme...

Önce sevdiğim şeylerden bahsedeyim...

Elle Fanning oynadığı karaktere o kadar bürünmüş ki ağzım bir karış açık izledim resmen. İşveli cilveli kızımız gitmiş gerçekten de bir erkek gibi geçiyor karşımıza. Mimikleri, bakışları, davranışları feminenlikten o kadar uzak ki... Dolayısıyla Ray karakterini içimize sindirmemizi ve ona inanmamızı sağlıyor...

Dolly çok renkli bir karakter, aynı zamanda çok da sağlam... Filme eğlenceyle birlikte farklı bir hava katmış partneriyle birlikte...  Olaylara çok yönlü bakabilmesi ve öngörüsü hoşuma gitti....

Konuyu zaten söylemiştim, muhteşem... Ritmi de aslında yakalamış gibi ama bir boşluk var filmde....

Baba rolü içimde çok büyük bir boşluk yaratıyor. Düşünsenize senelerdir görmediğiniz bir çocuğunuz var ve siz onu küçük bir kız çocuğu olarak bırakmışsınız. Karşınıza bu bedende mutlu olmadığını söyleyen, kendini erkek olarak hissettiğini haykıran bir erkek çıkıyor ve imza diye bağırıyor avaz avaz bedeniyle... Nasıl karşılarsınız bu olayı... Şok olursunuz değil mi? Bu konuyu anlamaya çalışır, belki tarihi geri sarıp hesaplaşır, çokça çaba göstererek anlamaya çalışır, çatışır, belki kavga eder, derin bir sessizlik hakim olur vs vs... Bir sürü ihtimali var bunun... Dolayısı ile karşınızdaki baba o kadar yavan çıkıyor ki karşınıza ilk orada hayal kırıklığına uğradım...

Ray çok önemli bir gelişim gösteriyor, dolayısı ile daha fazla açıklama bekliyorsunuz Ray'den. Psikolojik olarak geçiş sürecini, hissettiklerini daha çok aktarmasını istiyorsunuz. Ama karşınızda sadece imzaya odaklanan bir genç görüyorsunuz. Bu imzayla birlikte bir çevre değişikliği planı var ortada sadece...  Dolayısı ile bir yalpalama hissediyorsunuz...  Konu bir yerlerde eksik bırakılıyor, ete kemiğe bürünemiyor dolayısı ile...

Oyunculuklar şahane, konu şahane ama sizi allak bulak edeyim, şok yaşatayım endişesiyle konuya çok fazla odaklanamayan bir film var karşınızda...

Sonuç olarak bende EEEEEHHHHHHHHHH kategorisinde yer alıyor bu film, ama yine de bu filmi izlemenizi tavsiye ediyorum oyunculukların ve konunun hatırına... Siz benim bıdırdandığıma bakmayın, sıkılmayacaksınız izlerken, emin olabilirsiniz...




KIDNAP / ANNE (2017)

Macera, aksiyon film sever oğlumla izlediğimiz bir film Kidnap...

Halle Berry başrolde ve çocuğu kaçırılan bir anne olarak çıkıyor karşımıza... Karla boşanmış bir anne, garsonluk yaparak geçimini sağlıyor ve babayla velayetle ilgili sıkıntıları var... Genel olarak alışılagelmiş bir profil...

Karla bir gün oğlunu parka götürür ve anlık bir dalgınlığı ile Frankie kaçırılır. Sadece arabaya bindirilişini görmüştür oğlunun ve bundan sonra amansız bir takip başlar aralarında...

Bir anne olarak söyleyebilirim ki gerilimi bol ve aslında sonucu bilseniz de konuyu nasıl bir yolda götürerek sonuçlandıracaklarını merakla beklediğiniz bir film... Tabi ki mantık hataları var... Çocuğu kaçırılan bir anne hemen polisi aramak yerine neden arabayla peşine düşüp ve değme rallicilere taş çıkartır ki 😊😊

Filmin hemen hemen %90 lık kısmı araba takibi ile geçiyor ve dolayısı ile Halle Berry'nin bol bol mimiklerine, bakışlarına takılıyoruz.... Ve kadın o kadar güzel kalkmış ki bu rolün altından... Aksiyonların kadını, helal sana dedim bol bol...

Bu kaçış sahneleri sırasında ara ara geri dönüş sahneleriyle filmin tabanı doldurulmaya çalışılsa da çok da bir bilgi vermiyor anne ve çocuk hakkında... Sadece Frankie'nin gayet uslu ve çok tatlı bir çocuk olduğunu görmemizi sağlıyor.

Çok bana hitap etmeyen bir film olsa da yüreğim ağzımda izledim mi izledim işte...

Sonuç olarak ben bu filmi EHHHH İŞTEEEEEE kategorisine sokar, izleyip izlememe kararını size bırakırım... Macera sever annelere iyi bir ütü filmi olabilir belki.

Hemen bir dip not olarak ekleyeyim; Film bittikten sonra benim ergenim "Anne beni kaçırsalar böyle peşimden takip eder miydin?" diye sordu tabi ki :))) Ve cevap vermeme izin vermeden de "Aslında takip etmesen iyi olurdu, ilk virajda uçuruma uçardın sen" diye gülerek de ezikledi beni bir güzel  ahahahaaaaa 😂😂😂
Seni takip eden ne olsun Oytun 😸😸




THE BOOK OF HENRY / HENRY'NİN KİTABI (2017)

Yine Oytun'la birlikte izlediğimiz bir filmi anlatacağım size...

Filmimizin baş kahramanı dahi çocuk Henry (Jaeden Lieberher)  annesi Susan (Naomi Watts) ve kardeşi Peter (Jacob Tremblay) ile birlikte yaşamaktadır.

Baştan söyleyeyim Henry'nin zekasına hayran kalacaksınız... Tam bir mucit ve kardeşi Peter'i de bu konuda geliştiren bir çocuk... Annesinin de baş yardımcısı... Tün finansal işlerine o bakıp evin bütçesini o yönetiyor... (Burada bizimkinin ağzı sulanıp ben de yapabilirim, gelsin paralar ifadesini görüyorum suratında ahahahaaa :) Ara not bitti konuya dönebiliriz)
Henry;  hem sınıf arkadaşı hem de yan komşuları olan Christina (Maddie Ziegler) 'dan feci halde hoşlanmaktadır ve arkadaşının üvey babası tarafından taciz edildiğini farketmiştir  Bunu ispat etmenin peşine düşmüştür Henry bir yandan da... Arkadaşı ile açık açık konuşamamakta fakat bunu takip edip çeşitli notlar almaktadır defterine... Filmin ismi de oradan geliyor zaten...

Bu arada Henry hastalanır veeeeee gerisi filmde tabi ki....

Ben size filmle ilgili sevdiklerimi anlatayım en iyisi 😉

Peter ve Henry'nin bir ağaç evleri var. Ve ben o eve her zamanki gibi bayıldım ♥ Amerikan filmlerinde bu ağaç ev meselesi bir klişedir ama ben her seferinde ama çok güzel modunda izlerim. Hele küçük bir çocuğun mucitlikleri için kullanılırsa bu ev çok da şahane bir görsel oluşturur...

Anne ile Henry'nin komik diyaloglarını sevdim... Para idaresini çok iyi beceren bir çocuk ütopik dursa da şahaneydi bence.

Peter karakterine hayat veren Jacob Tremblay "Room" filminde hayran kaldığım çocuk olması sebebi ile gözüm üzerindeydi. Son bir sahne vardı sihirbazlıkla ilgili, gözüm dolu dolu izledim. Severim ben seni çocuk diye diye ♥

Filmdeki dramatik geçişler iyi sağlansa, üstün körü anlatılmasa çok daha iyi olabilirdi bu film...

Ve bir de kötü karakterimiz Christina'nın babası var tabi ki... Konu olarak filmin odak noktalarından biri olsa da o olayla ilgili eksik duygular vardı. Bu da bendeki yetersizlik duygusunu besledi..

Her ne olursa olsun izlemesi zevkli bir filmdi, hani o eskiden ailece birlikte büyük bir keyifle izlediğimiz Pazar sinemaları hissiyatındaydı....

Sonuç olarak ben bu filmi SEEEEEVVVVVVDİİİİMMMMM efenim ve naçizane izleenizi tavsiye ederim. Hoş bu filmi bazı film değerlendirme sitelerinde en kötü filmler arasına sokmuşlar ama siz yine de şans tanıyın derim...






32 yorum:

  1. 20.yüzyıl kadınları ve 3 nesili merak ettim. özellikle 3 nesilin konusu çok güzel ama işleyiş sanki biraz yavan mı kalmış öyle anladım. yine de o oyunculuğu görmeye değer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle işleyişi birazcık yavan kalmış, fakat yinede izlenebilecek bir film...

      Sil
  2. Anne hariç ( çünkü ütüyle bağlantı kurmuşsunuz , ütüden nefret ederim;)) diğer filmleri mutlaka izleyeceğim .. sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de ütüden nefret ediyorum ancak bir şeyler seyrederken daha katlanılabilir bir düzeye indirebiliyorum işte :))
      Sevgiler bizden de ♥

      Sil
  3. Ben de sevdimm kategorisindeki 2 filmi hemen listeme aldim :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzleyin tabi ki :) Hatta izlediğinizde beğenip beğenmediğinizi de merak ederim ben şimdi ;)

      Sevgiler

      Sil
  4. İlk iki film sıkar beni, son iki filmi izleyebilirim. Bu arada Allah korusun biri çocuğumu kaçırsa ilk yapacağım şey peşine düşmek olur, polisi arıcam da, polis gelecek de bulacak da, oohhoooo:)) Polis benim yapacak hiç bir şeyim yokken gideceğim bir kapı Türkiye'de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Macera filmlerini seviyorsun sen o zaman :)
      Allah korusun başımıza böyle birşey gelmesin tabi ki... Türkiye'de neye güvenebiliyoruz ki biz zaten :/

      Sil
  5. Niye çekmedi ki beni bu filmler şimdi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmemki Nilhanım :/
      Vardır elbette bir çekmeme sebebi...

      Sil
  6. Hiçbirini izlemedim ama ilk filmi ben de çok severim gibime geliyor, okudum, çok hoşuma gitti:) Oğlu kaçırılan anne filmine gelince, valla benim de o an altımda araba olsa hem takip eder, hem de polisi arardım aynı anda ay Allah hiçbir anneye göstermesin. Emeğine sağlık Sebo'cuğum güzel bir tanıtım olmuş, afilli isim olmasa da olur:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlk filmi sevme ihtimalin yüksek Müjdecim.
      Allah korusun öyle bir takibe gerek kalmasın da, kimse ağzı açık ayran delisi gibi beklemezdi tabi. İçimizden rallici çıkması zor be Müjdecim :)

      Öpüyorum seni, teşekkürler :)

      Sil
  7. İlk ve son filmi aliim ben :)

    YanıtlaSil
  8. Filmleri not ettik efem :) teşekkür ederiz, illa afilli bir başlık bulmanız gerekmez...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bulamıyorum zaten Bolat :)) Her film yazdığımda filmler oluyor genelde başlık :))))

      Sil
  9. Ben de hepsini not ettim şimdi telefonuma. Hemen izleyeceğim çünkü tam da aradığım gibi filmler. Ay, ben seni keşke çok daha önceleri bulsaydım yahu :)
    Öperim çoook.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geç olsun güç olmasın diyelim :)
      Güzel enerjili arkadaşım, kocaman öpücüklerimi gönderiyorum sana ♥

      Sil
  10. Senin beğendiklerin benim için de geçerlidir.

    Gene çok güzel analiz etmişsin bayılıyorum kızçem senin bu yorumlama şekline hem duygu katıp hem objektif olabilmek zeka isteyen bir durum tebrk ederim.
    Öptüm...!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şımartıyorsun bitanem sen beni bu yorumlarınla :)
      Vallahi bazen ne diyeceğimi bilemiyorum.
      Kocaman sarılıyım ben sana en iyisi ♥

      Sil
  11. Bol naomi wattslı öneriler :) En son gypsy diye bir netflix dizisini izlemiştim naominin başrolde olduğu. Sonra ikinci sezon onayı alamadığını öğrendim üzüldüm. O yüzden filmleriyle idare edeceğim artık. Susan sarandonı da severim. ilk olarak şu 3 nesili izleyeyim bari :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yazarken fark ettim, denk getirmişim izlerken :)
      Gypsy ben de izlemeyi planlıyordum bak ikinci sezon onayını alamadığını bilmiyordum. İkinci başlasın peşpeşe dizerim diyordum.

      İzlediğinde sen nasıl bulacaksın bakalım ;)

      Sil
  12. dördünü de izlemedim, aldım hepsini listeye :)

    YanıtlaSil
  13. 1 ve 4. sıradaki filmleri duymamıştım. İzlenesi buldum, not alıyorum. :)
    2 ve 3 nolu filmler ülkemizde vizyona girenler arasındaydı. O zamanlar yorumlarını okuduğum için izleme çabasında bulunmamıştım. Ama 3 Nesil'den vazgeçmem zor olmuştu...
    Sizin orada karting pisti var mı? Oytunla orada kapışın :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 1. filmi seveceğini sanıyorum Zulal.
      3 Nesildeki oyuncuları görünce bodoslama atladım ama beni çok tatmin etmedi maalesef.

      Ahahahaa :) Bizim burada yok ama denk geldiğimizde kapışalım hakikaten Oytun efendiyle :))) İyi akıl etin ♥

      Sil
  14. Öyle filmler izlemişsin ki hiçbirini izlememişim, hatta duymamışım :-) Neyse ki yorumların sayesinde fikrim oluştu. Daha çok izle daha çok yaz :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fırsat buldukça izliyorum Şule. Keşke daha fazla izleyebilsem diyorum ama bazen fırsat olmuyor işte :/

      Sil
  15. Vallahi harikasın, hem çalış hem de filmlere yetiş!. Maşallah sana :))
    SEEEEEVVVVVVDİİİİMMMMM! dediklerini not aldım Şebnem :) film tanıtımların için teşekkür ederim. Sevgilerle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elimden geldiğince izlemeye çalışıyorum Esin. Günün yorgunluğunu atlatıyorum filmlerle aslında.
      Öpüyorum seni ♥

      Sil
  16. 'Hadi film izleyelim' dediğimiz her akşam film aramakla geçip gidiyor :) Şimdi senin tavsiyelerin oldu neyse ki.Hem de bizim ergenle de keyifle izlenirler;) Teşekkürler canim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evdeki ergenlerle ortak film bulmak beni de zorluyor bazen. İnşallah faydalı olmuşumdur sana..
      Öpüyorum seni ♥

      Sil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)