9 Ağustos 2018

CENTER OF MY WORLD - L.T.M.F. #5





CENTER OF MY WORLD / DÜNYAMIN MERKEZİ (2016)

Afişe aldanmayın, o kadar itici bir film değil... İlk başta bunu söylemek istedim :))
Bloga yüklemek için diğer daha sempatik olan afişi yüksek çözünürlükte bulamadım ben de bu ikincil afişi ekledim... Hemen irite olmayın yani :)))

Filmimiz Phil (Louis Hofmann) in aile hayatı, ilişkileri ve arayışları çerçevesinde ilerliyor.
Anne Glass (Sabine Timoteo) biraz hippi, biraz çılgın yaşantısı ve ikiz çocukları Phil ve Dianne ile ufak bir kasabaya yerleşir. Çocuklar babalarını bilmeden büyürken Glass'ın bir çok erkek arkadaşı ile aile yaşamı kurmaya çalışırlar.

Phil tatilde gittiği bir yaz kampından dönüşünde kız kardeşi ve annesi arasında bir gerginliğin içine düşer. Bu arada kendi cinsel kimliğini de belirlemeye başlamıştır. Okul dönüşünde sınıflarına yeni gelen Nicholas ile hayatında bazı taşlar da yerine oturmaya başlar Phil 'in...

Zaman zaman çocukluklarına dönüp sebep-sonuç ilişkisi yaratan film ara ara tekrara düşse de belli bir seviyeden sonra kendini toparladı. Özellikle ikinci yarısının daha keyifli olduğunu söyleyebilirim.

Film yemyeşil bir kasabada geçtiği için görselleri renk katmıştı filme.

Afişinden de anlayacağınız üzere tek başınıza izlemekte fayda var bu filmi, öyle çoluk çocuk izlenebilecek bir film değil.

Filmde neleri en çok sevdin derseniz;

Phil'in kız arkadaşı ile ilişkisini çok sevdim, çok eğlencelilerdi.....
Ailenin ve çevresinin marjinal ilişkilerini izlemek keyifliydi. Özellikle yakın dostları olan lezbiyen çiftin Phil 'in hayata duruşunu yönlendirişleri etkileyiciydi....
Aile ilişkilerinde arada saçmalasalar da birbirlerine bağlarını hissetmek güzeldi...

Sonuç olarak ben bu film için AZZZZZ SEVDİİİİMMMMM diyebilirim... Çok şey beklemeden, genç bir delikanlının yol ayrımlarını izlemek isterseniz sıkılmadan izleyeceğinizi düşünüyorum...

Keyifli günleriniz olsun efenim :)





6 yorum:

  1. Ben sanırım izlemek istemem Şebo'cuğum, bilemiyorum doğru mu hissediyorum ama bu tür filmler gencecik, daha cinsel kimliği tam oturmamış çocuk yaştakileri ters etkileyebilir, kafalarını karıştırabilir...dünyada özellikle Amerika'da ve Hollywood'da büyük bir eşcinsellik lobisi, propoganda çalışması var bunlar gerçekten çalışıyorlar ve çaktırmadan reklam ediyorlar, eşcinsel olun çok iyidir mesajını gizlice her filme sokuyorlar ve ödül hatta Oscar dağıtırken eşcinsellikle ilgili filmleri seçiyorlar vs. harıl harıl çalıştıklarını biliyorum....yoksa Ellen gibi bir halta benzemeyen programlar baştacı edilmezdi kadının bir programını izledim zeka yaşı 50 olanlara yönelikti, en salak espriler, en salak şeyleri program diye sundu...ama kadın lezbiye ya milyonları götürüyor...

    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Etkileme ihtimali var tabi ki Müjdecim. Oytun evde değilken izliyorum bu sebeple.
      Ama ben yine de bu tarz filmleri izlemeyi seviyorum. Farklı hayatlar, farklı pencereler izlemek bana çeşitlilik katıyor diye düşünüyorum. Tabi insanı salak yerine koyanlar hariç ;) Anladım ben kimi dediğini :))

      Öpüyorum seni ♥

      Sil
  2. Ben de seviyorum bu tarz filmleri. İlginç saptamaları oluyor zaman zaman. Bir de böyle bir durumun olduğunu kabul etmek gerekli. Hastalık değil tercih sonuçta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bir tercih olduğunu kanıksamamız gerekiyor Saadet...

      Sil
  3. İzlemek isterim aslında içimdeki muhafazakara söz geçirebilirsem:)))

    YanıtlaSil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)