27 Şubat 2014

Oytun'un incileri...


Unutmadan not ediyim dedim hemen.

Akşam şeker hamurlu kurabiye yapıyorum. Hafta sonu doğumgünü var ya...
Herneyse kendi çapımda eğleniyorum, paşam da ikide bir gelip beni dürtüyor...
Yardım etme bahanesiyle hamurla debelenecek sıpa... Sanki bilmiyorum...
En sonunda yattı ama yatamadı yine geldi...

Oytun: Anneeee sence benim karımda çocuğuma böyle güzel şeyler yapar mı?
Anne: Hamarat bi kızla evlenirsin, oda yapar mutlaka ( Babababaaaa bak senin annen ne kadar hamarat da deyiverdim)
Oytun: Şimdi bunun adı hamaratmı olacak yani?
Anne: Neyin adı ??????
Oytun: Kızın adı canım, hani kurabiye yapacak ya....
Anne: :))))))) Gülmekten açıklayamadı tabiki... He oğlum kızın adı Hamarat olacak :)))

25 Şubat 2014

harika akrobasik hareketler yaparım ben, siz yerleri kayganlaştırın yeter :))


Tamda bu sabah...
Sürünerek kalkmışım yataktan....
Geç de kalmışız zaten...
Paşa okula bırakılacak....
Ama her an benzinim  bitebilir...
Malum bu konuda ünüm var :)
Benzin almalıyım ilk önce...
Ohhh neyseki evden çabuk çıktık.....
Hava yağmurlu....
Benzinimi de aldım....
Dur çantamı arka koltuğa koyayım....

Amaninnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn !!!!!!!
Ayaklarım kayıyor...
Durduramıyorum.....
Help, yardım, hooopppp......
Anammmmm, noluyor banaaaaa.....
Ağğğğhhhhhhhhhhhhhh.....





İşte
benim
bacaklarım
bu
durumda






Başımda pompacı zıpzıplıyor....
Ama tutamıyorki....
Ben sessiz sedasız bacaklarımın kendinden geçmesini izliyorum...
Kalkamıyorum...
Ay vallahi kalkamıyorum...
Felç mi oldum acaba....
Bacaklarım toparlanmıyor...
Beni vinçle kaldırmaları lazım ....
Arabanın camına yapışan Oytun kahkahalar atıyor...
Gülme beeeeee !!!!!
Pompacı hala zıplıyor başımda...
Bişeyiniz varmı...
Yok tabiki ben sadece vücudumun ne kadar esnek olabileceğini size göstermek istedim diyor _tabi ki içses..
En sonunda yana devrilmeyi akıl ediyorum...
Ohhhhhhhhhh...
Evet şimdi kalkabilirim...
Pompacı nihayet kolumdan tutmayı akıl ediyor....
Hala yiğitliğe bişeycikler sürdürmüyorum...
Yok yokkk bişeyyyy....
Sadece bacaklarımı hissetmiyorum....
Tüm kaslarım kopmuş olmalı....
Allahım araba kullanabilecekmiyim _ tabi ki iç ses...
Üstüm başım sırılsıklam....Hatta çamurrr...
Hrrrrrrrrr !!!!!!
Oytun hala gülüyor...
Tabiki bendeeee :))))
Hala bacak kaslarım inanılmaz şekilde ağrısada bi taraflarımın kopmadığına sevinerekten mesaimin başındayım efem :))))





22 Şubat 2014

iyi ki.....



Tam bu saatlerde kucağıma vermişlerdi seni.... Yüzüme tenin değdi... Misss kokun geldi burnuma....
Acıkmıştın... Bir yandan yumuk yumuk ellerini emiyor, bir yandan da can hıraş ağlıyordun....
O gün işte benim hayatım değişti... Sadece hayatım değil bende değiştim... Artık anneydim....

Şimdi dönüp geriye baktığımda su gibi geçmiş seneler... Büyümeni hiç istemedim biliyor musun? Hep kucağımda kal istedim... Yamacımda kal istedim... Hep benimle kal istedim... Benim aksime sende büyümek istedin, güçlü olmak istedin, ben abiyim dedin küçücük boyunla... Şimdi abisin oğlum, tamda istediğin gibi :)

Artık hayatımda yoldaşımsın sen benim... Benimle endişelenen, benimle sevinen, benimle nefes alan yoldaşım.... Sen annenin herşeyisin oğlum....

Bu seneyi de seninle inişli çıkışlı geçirdik... Ama bol erken ergenus kaprisiyle doluydu... Bu sene çok bunalttın beni haberin olsun... Bu sebepten bol bolda kavgalı hatta ;)

Tutturdun bu sene dövme yaptırıcam diye... Çabucak razı oldum aslında ilk başta. Ne biliyim gerçek dövme istediğini :) Zar zor geçicisine ikna edip seni kısmi mutlu etmeyi becerdik... Bak kısmi diyorum, dikkatini çekerim memnuniyetsiz paşam :))

Bolca ders-ödev-okul kıskacında kaldın bu senede... Bu ilkokul senin için hala çok gereksiz bir uğraş :))) Ne anlamı var ki dimi paşam...

Kitap okumak diyince hep canavarlı, yaratıklı, garip, korkunç kitaplara gitti elin... Benim dayatmalarımla daha hafif aksiyonlu kitaplar alınsa da biliyorum hep aklında o ucubik kitaplar var... Çocuk klasiklerini okutabiletecekmiyim sana çok merak ediyorum hala... Zira dediğim dedik, öttürdüğüm düdüksün be oğlum bu senede...

Bu sene günlük tutmaya başladın ve ilk erken ergenus hallerinden olan "Annem çok sinir bozucu biliyor musun" cümlesini günlüğünle paylaştın... Bunun devamı gelecek biliyorum... Daha beni arkadaşlarına bir canavar olarak anlatacaksın... Gardımı aldım bekliyorum :)))

Bu sene deneme sınavına girdin ilk defa... Çok fazla birşey anladığın söylenemez.... İlerleyen günlerde bu sınavlarla ilgili anacığımdan öğrendiğim ve geliştirdiğim hutbelerimden alacaksın... Buna da sen gardını al paşam... Anneciğin bak önceden haber veriyor sana :))) Ben hazırlıksız yakalanmıştım, aynı şoku yaşamanı istemedim :)))))))

Bu sene bolca kullandığın bir cümle var.... "KARAR VERME HAKKIM VAR BENİM" Bababababababaaaaaaaaa..... Şimdilik benimde karşı cümlem " ANNEN OLARAK KARARINI DEĞİŞTİRME HAKKIMI KULLANIYORUM" la sorunu bu senede çözebildik. Ama seneye yermisin bilmiyorum.... Yeni taktikler bulmaya çalışıyorum gelecek günlere dair :))

Kuşum bu arada sen aşk/meşk olaylarını unuttun ya bu sene :)) Hiç Yağmur demedin, hiç evleneceğim ben demedin :))) Ah bilsen annen için ne mutluluk bu... Bu takıntın ve sadakatin hasta ediyordu beni :)) Bu yaşında bunları düşünen bir anneye sahip olduğun için endişelenmelimisin bilmiyorum :))) Hani ilerleyen günler için diyorum :))) Bilemiyorum kuşum :)))

Bu sene ilk defa yurtdışına çıktın... Ha bu arada bu senin için ilk ama annen için de ilkti :))) Düşün sen 9 ben 40 yaşındayım... Şanslı paşa seni :))))
Hayallerin var bu konuda, tüm dünyayı gezmek gibi bir hayal edindin mesela... Onların konuştuğu dili anlamamak senin için çok sinir bozucuydu, offfff neden beynim çevirmiyor bunu diye isyan ettin hatta... Şimdilerde ingilizce öğrenmek için debeleniyorsun :)

Erken ergenusum, en büyük korkum büyüdükçe bana sarılmaman, beni öpmemen, bucak bucak kaçmandı hatta.... Ama bu senede yırttım diyorum çünkü sen sevgi pıtırcığı, öpücük böcüğü hallerini şükür henüz bırakmadın... Doya doya mırrrmırrrrr yapıyoruz seninle hala :)))

Unutmadan bu senede olmak istediğin meslek hala aynı.... Kaşifliğe, bilim adamlığı ve belgesel çekme isteğide eklendi... Bunun için çok okuman gerektiğini söyleyince surat ifadeni görmeliydin paşam... Çok bozuldun çokkkkkk... Hani o belgesel çeken adamları sen nasıl bir rahatlıkta gördüysen artık :))) Ekşimsi surat ifaden hala gözümün önünde :)))

İşte böyle paşacım... 9 yaşını da böyle geçirdik.... Sorunsuz bir 10 yaşa diyorum artık ben :))

İyi ki doğdun canım, iyi ki senin annenim.... İyi ki geldin hayatıma, renk cümbüşüm oldun benim...
Nice nice güzel 10 yaşlara inşallah bebeğim...
Seni çooooookkkkkk seviyorum...

Annen...



Unutmadan birde bu şarkı var bu son zamanlarda.... Deli gibi ezberlemeye çalışıyorsun :)))
Doğumgününde parti yapıp kendi kendine ithaf edeceğin :)))))
Sabırla nasıl olacak bekliyorum :))




12 Şubat 2014

Sevdim yahu :)





Sıla yeni albümünü çıkartmış... Tuttum ben bu şarkıyı...
Cılkı çıkmadan doya doya dinleyeyim;)

"bu vaziyetler hayra alamet değil de durdum düşündüm yine niye beni buldu eziyetler, aklımı nerede düşürdüm"

Nerde düşürdüm haaaaa !!!!!!!!!!! 
:))))))))))))))

11 Şubat 2014

Şebo dukandan bildiriyor :)))


Geçen sene Şubat ayında başlayan bi hikayeyle karşınızdayım :))
Anlık bir uyanış da diyebiliriz.....

Milatdan önceye gidersek (-ki bu konu benim miladımdır ) hayatım boyunca kilolu bir çocuk, kilolu bir erken ergen, balık etli bir genç kız ve sonrasında yine kilolu bir kadın olarak geçirdim ömrümü... Hayatım boyunca hiç zayıf olmadım anlıyacağınız.... Şu anda da değilim zaten :))) Sadece istediğim kıvama yaklaşıyorum diyelim....

Bir çok diyet yaptım senelerce... İsveç diyeti, karbonhidrat diyeti, elma diyeti, kafana göre takıl diyeti... Her seferinde de kilo vermeyi başardım aslında ama hiç bir diyetim 3 aydan fazla sürmedi maalesef... Ve her diyeti bırakışımda verdiğim kiloları katbekat da geri aldım... Ve geçen seneye kadar yaklaşık 7-8 senedir de diyet yapamıyordum... Aslında yapamıyordum demiyim de ucundan bucağından bile aklım geçmiyordu....
Hayat felsefem "Ben kilolarımı seviyorum, ve bu kilolarla da güzelim, bakımlıyım, şirinim yahuuu" idi... YALAAAAAANNNNNNN arkadaş :))) Bu tamamen kendini mutlu hissetme oyunu. Bir nevi Polyannacılık... Bende çok iyi başarıyormuşum bunu ;)

Nitekim geçen sene ofiste otururken birden başıma bir taş düştü... Ama öyle böyle değil bu taş, bildiğiniz kaya... Kendimi ertesi gün dukan diyetinin içinde buldum.... Neden dukan derseniz çok yakın bir arkadaşım bu diyetle hatırı sayılır bir kilo vermeyi başarmıştı gözlerimin önünde... Banada uygulanabilir geldi... İyi ki de öyle düşünmüşüm :)

Evet yorucu bir diyet dukan... Çünkü ekmeğinizden yemeğinize kadar herşeyinizi kendiniz hazırlamak zorundasınız... Hatta dönem dönem sıkıcı da... Hep aynı şeyleri yemekten gına geldiği zamanlar da oldu... Bu konuda allahtan internet imdadıma yetişti... Dukancı blogger arkadaşlarımı takip ettim bol bol, yemeklerimi elimden geldiğince onlar sayesinde çeşitlendirebildim... Arada kaçamaklar yaptım mı evet... Ama sonunda bolca vicdan azabı çektim... Birde dukana uymadığım tek şey biliyorsunuz atak ve seyir döneminde meyve yasak... Ama ben mutlaka hergün meyve yedim.. Ekşi bir elma, 3-4 erik, yarım portakal gibi.... Yaklaşık 3 ay güzel kilolar verdim... Ama sonra aniden durdum.... Öyle böyle değil ama 1,5-2 ay gram oynamadım diyebilirim... Koştura koştura doktora gittim tabi ki nedenini bulmak için ve vücudumun insülin direnci yarattığını öğrendim...Doktorum sayesinde insülin direncimi de kırdım.... Böyle böyle bu aya kadar geldik işte :)) Geçen ay oldukça fazla azıtıp mantılar, rakılar uçuşsada yeniden dize almaya başladım kendimi ;)

Sonuç mu :


-36 kilodur son durumum efemmmmm :))))

Yine sıkıya aldığım bu günlerde sonuçtan memnunum evet... Ahhhh birde spor yapabilsem daha da şahane olacak ama spor özürlüyüm işte... Sevmiyorum :/

Sene-i devriyemde bana desteklerini ve ara gazlarını hiç esirgemeyen annişime, kardişime ve deli gündaşlarıma teşekkürü borç bilirim efem :)))

Görüşürüzzzz :))))

NOT: Bir süre sonra foto kendini imha edecektir :)))


7 Şubat 2014

Deli deliyi çeker mi? Vallahi çeker :))


Koku salıyorum ben azcık çatlağım diye... Hatta kızılderililer gibi dumanla yer bildirimi yapıyorum, ben gibiler beni bulsun diye :))))

Yaklaşık 8-9 aydır bir Zeliha edindim kendime, darısı dostlar başına... Sağolsun 15 günde bir gelir, yarım günde totomu toplar gider... Kafasına göre takılır genelde, ama eve geldiğinde mis kokulu bir şekilde bulurum evcağızımı... Mutluluk maksimumda gezinirim o akşam evde...

Şimdi bizim Zeliş kafasına göre takılır ya evde, bende eve göreceği yere notlar bırakmaya başladım. Mesela bugün dedim ki; Evdeki büyük çocuk koltuğu lekelemiş bi zahmet rici ediyorum... Sonra mutfak dolapları seninle hasbıhal etmek istiyormuş, Kapaklarını bi siliversen... 2 parça da ütü var hani ;) Sonunada kocaman ekledim ama ÖPÜLDÜN diye....

Saat 11:30 telefonum çalar ve Zeliha.... Makinalı tüfeğe bağlamış :))) Aynen aktarıyorum...

**** Mektubunu okudum, acele cevap demişin ondan bi arıyıveriyim dedim. O büyük çocuk o koltuğun üstünde niye yemek yiyor ki, ben bu hafta silmeyecektim onu. Bak programımı bozuyosunuz benim. Hem ben geçen sefer salondaki poşettekileri kaldır diye mektup yazdıydım sana, ama kaldırmamışın onları. Şimdi ben kaldırcam sonra Zeliha onu nereye koydun, bunu nereye koydun diye arıycan bıdıbıdıbıdı :)))) ****

Ay hala gülüyorum ben yaaaaaaa :))))) Zeliş sen çok yaşa emi :))
Vallahi Zeliş'ten sağlam bir yazı dizisi çıkar....

Bol kahkahalı hafta sonlarınız olsun efem ;)

3 Şubat 2014

instagramdan seçmecelerle iyi haftalar efem :))


Evet instagramda paylaşım daha kolay....
Çek fotoyu yazmak istersen iki çiziktir, istemezsen de öylece paylaş gitsin :))
Oldu bitti...
Galiba bu yüzden İG ile daha haşır neşiriz hepimiz....
Yinede caanım bloglarımızı ihmal etmeyelim. Buranın yeri de bir başka hani ;)

Ocak ayından seçmeler yaptım :) Burda da olsun yaşadıklarımız...

Küpelerim :)) Kardeşimin bana doğumgünü hediyelerinden biri... Kulağımda sallandıkça kıpır kıpır kardeşimi hissettim bol bol :))


Güzelleşme gecesinde yemede yanında yat durumu... Tahin, helva, susam, ceviz ve dondurma...

Bizim evin maymunu günaydın der hepinize efem :)))) 

Bazen öylesine güzelleşmek ister insan ;)

Biz bugün minik Demir'i sevdik bol bol :))) Hatta abarttık ingilizce öğretmeye kalktık :()) alemsin paşam yaaaa :))) buldun miniciği çok bilmişlik yaptın ;) 


Beklerken oyalanmak lazım. .. Bu kitap elimde ne kadar süründü yaaa... Sardıramadım gitti ama inatla da okumayı bırakmıyorum :/

Kumkuat ağacım... Şimdi kupkuru kaldı ama... Tekrar canlanır mı bilmem... Uğraşıyorum hala :/

Craniumdan vazgeçtik trivial pursuit oynuyoruz :))))
Dikkat bu oyunu oynarken çok bilmişlerle oynarsanız, kendinizi gerizekalı gibi hissediyorsunuz :))


Onca yıllık araba kullanırım ilk defa lastiğim patladı :( internet olunca çözümler de çabuk bulundu allahtan... sorun yok sadece rötar var... ama tarihede not düşmek lazım tabiki :))) ne rahat kadınım ben yahuuuuuu :) 

İyi haftalar....