31 Ekim 2016

Olduğu Kadar Güzeldik / Mahir Ünsal Eriş



Kitabın kapağına baktığınızda ne hissediyorsanız, kitabı okurken de öyle hissediyorsunuz...

Bu kitabı tek bir cümleyle anlat bana deseler galiba böyle söylerdim...

Eskici bir ruhum var galiba, eski hatta eskitilmiş  herşeyi seviyorum... Eskimesin diye gözünün içine baktıklarım, eskiyince daha bir değerli oluyor...
Garip bir ruh hali kabul ediyorum :))

Hikaye kitaplarıyla aram çok iyi değildir aslında...
Hoş bu kitabı aldığımda hikaye kitabı olduğunu bilmiyordum...
Bu da ayrı bir ironi :)))

8 hikaye de birbirinden güzel ama "benim adım Feridun" favorim bu kitapta...

Öyle çok zorlamadan yazılmış hikayeler, günlük konuşma diliyle çoğu... Bazı hikayeleri uzun uzun anlatmış hatta, ama sonra toparlamış... Sevilesi bir karakter mutlaka koymuş...

Bir de her telden çalmış hikayelerinde, bir çırpıda okumamın en büyük sebebi herhalde...

Kitabı bitirdiğimde her hikayenin ucu açık bırakılmasına hayıflandım sadece... Bari birkaç tanesini bağlasaydı... Yormasaydı beni iyiydi ahahaaaa :)))

Çıtır çıtır bir kitap, sevilesi...
Rast gelirseniz bir göz atın derim, naçizane ♥

Sevilesi cümleler olmazsa olmaz tabi ki...

* Kimseyi istemiyorsun yanında, ama durup durup da yalnızlıktan şikayet edesin geliyor. Bir şeyden şikayet edebilmek için bile insan lazım. Öyle hileli bir şey bu.

* Tıraş olmak ne garip şey, her seferinde altından gençliğin çıkacakmış gibi kendi yüzünü kazıyorsun, fakat yine, biraz daha yaşlanmış halin kalıyor eline.

* Sevilirken, kendimize, sevdirmeye çalıştığımız zamanlardaki kadar bakmıyoruz çünkü hiç. Biri gelip bizi tezgahtan alana kadar, bir manavın önlüğüne süre süre parlattığı elmalar gibi cilalayıp duruyoruz kendimizi. İlk ısırıktan sonra, ısırılan yerlerimizden kararmaya başlıyoruz ama.

* Demek ki insan, yaşıyorsa nasıl olsa iz bırakıyor, bir zeytincinin paslanmış tabelasında bile olsa. İlla birilerinin kalbini dağlamanın lüzumu yok iz bırakmak için demek ki.

* Ölmek olmasa yaşamak ne güzeldi. Oysa insanlar sırf bir gün öleceklerini bildikleri için bu kadar çok seviyorlardı yaşamayı.

* Yalnızlık ailesizlikmiş meğer...

* Umut çok garip bir şey, insanı olduğundan daha aptal etmeye yetiyor.

*İnsanın canına tak eden şey, gerçekten de tak diye keskin bir gürültü çıkarıyorsa...

* Yürümeyi de, koşmayı da, düşmeyi de burda öğrendim. Ama kalkmayı öğrenmek için Bandırma'dan ayrılmam gerekti. Ananın babanın kucağındayken öyle tepe taklak düşülemiyordu çünkü.

* Ne olursa olsun, çocukken hayat, koptuğu yerden daha kolay devam ediliyor.

* Çocuklara hakikat nasıl da olduğu gibi görünüyor. Başka türlüymüş gibi davranıldığında şaşırıyorlar, ikna olamıyorlar kendi kendilerine. Büyüklerine sora sora köreltiyorlar hakikati gören gözlerini zamanla. Böylece büyüyorlar.

Mutlu haftalar ♥

26 yorum:

  1. Kitabı okuduğumda ben de böyle düşünmüştüm :)) Tadı da damağımda kalmıştı :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı şeyleri hissetmek ne hoş :)
      Sevgiler ♥

      Sil
  2. Kitap alıntılarınız çok hoş oluyor.Size de mutlu haftalar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu sizden duymak keyif verdi bana :)
      Teşekkürler :)

      Sil
  3. Alıntılar çok iyi efendim :)

    YanıtlaSil
  4. Güzel sözler gerçekten. Hikaye okumayı severim hele hele kısa hikayelere bayılırım. Çok teşekkürler tanıttığın için.
    Sevgilerimle..:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayeler beni kesmez genelde Müjde, hele bir de sevdiysem...
      Uzun uzun öğrenmek isterim herşeyi :)))
      Bu hikayeler bir nebze de olsa uzunluk yönünden tatmin ediciydi.

      Sevgiler canım ♥

      Sil
  5. Hayatın içinde başı sonu olmayan hikâyeleri çok sevmiyorum aslında ama nedense bu kitap insanın yüreğine dokunuyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al benden de o kadar Handan :))
      Uzun uzun öğrenmek isterim neler oluyor diye...
      Hele o dayısını avrupaya kaçırdıkları hşkaye var ya, gülsemmi ağlasammı bilemedim... Hikayenin içine sokmayı bir şekilde beceriyor yazar...

      Sil
  6. Kitapla ilgili hislerimiz aynı. Ben de öykü okumayı sevmem ama bu kitabı sevmiştim. Özellikle Benim adım Feridun gerçekten güzel bir öykü. Hatta Çağan Irmak o öyküyü film yapıyormuş diye duydum :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule merhaba :)
      Dün gece yorumunu görmüş ve cevap verememiştim telefondan. Tam seni okuyup hadi yaaa dedikten dakika sonra Çağan Irmak instagram hesabında filmin duyurusu vardı :)) Halil Sezai ile Büşra Pekin oynuyormuş üstelik :)))
      Şimdiden merakla bekler oldum filmi :))

      Sil
  7. Kapağı hemen ilgimi çekti. Yazının devamında "hikaye" sözcüğü ise almaya karar verme sebebim :) Bu tür kitapları okumaktan ayrı bir zevk alıyorum :) Öneri için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayeleri sevmen ne güzel... Bu hikayeler de sıcacık üstelik ;)

      Sevgiler...

      Sil
  8. Daha önce de denk geldim bu kitabın tanıtımına. Hala okuyacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eminim okursun Saadet, zamanı gelmemiş demekki...

      Sil
  9. Hikaye kitapları ile barışamadım gitti :(

    YanıtlaSil
  10. Senin "sevdim" dedigin hemen hemen herseyi ben de seviyorum sekercim. Cok denedim (filmler falan):) O yüzden bu kitabi ben de severim kesin. Ama burada her kitaba ulasamiyorum iste. Neyse, yine TR'ye gidince bakayim insallah unutmazsam ozamana kadar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seneye geldiğinde benden bu kitap sana :)) Unutturmam merak etme ;)

      Aynı şeyleri sevebilmek ne güzel bir duygu Ayşem yaaa ♥

      Sil
  11. "İlla birilerinin kalbini dağlamanın lüzumu yok iz bırakmak için demek ki." bu cümleyi ve bir de en sondaki alıntıladıklarını çok sevdim.
    Merak da ettim şimdi, bakayım bizim kütüphanede var mı ;)
    Sağolasın Şebocum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki vardır Esen, çıtır çerez hikayeler zaten...
      Benim adım Feridun'u oku mutlaka özellikle ;)

      Öperim seni ♥

      Sil
  12. Alıntılar çok güzel! Kitabı henüz okuyamadığıma hayıflandım şimdi:)

    YanıtlaSil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)