7 Şubat 2022

Saklı Bahçeler Haritası / Nermin Yıldırım


Bazı yazarların dili ve anlatımı sizi öyle bir yakalar ki bırakamazsınız peşini... Nermin Yıldırım da benim için bu yazarlardan biri. 2021 içerisinde tüm kitaplarını okumaya yeltendim sonra kıyamadım ve bu süreyi uzatmaya karar verdim. Çünkü o kitaplar benim için ilk yardım kitapları olarak beklemeliydi, okuma rutinimden uzaklaştığımda imdadıma yetişmeliydi... Bu kitabın ardından 2 adet daha okunmamış kitabı kaldı elimde ki köşeden her daim bana göz kırpıyorlar 💗

Saklı Bahçeler Haritası biraz daha özel benim için, zira merak ettiğim birini (TIK) çıkardı karşıma; Rıdvan ♥ Unutma Beni Apartmanı'nda o kadar merak etmiştim ki ona ne olduğunu birden karşıma çıkınca nasıl sevindiğimi anlatamam...

Kitabımız iki ayrı zaman dilinde geçiyor. Günümüzde ki ana karakterimiz yayınevi işleten Rıdvan... Masasının üzerine gizli bir şekilde çok eski mektuplar geliyor ara ara. Rıdvan bu mektupların geliş şeklindeki gizemi çözmeye çalışırken bir yandan da mektupların büyüsüne kapılıyor...

Suad ve Behiye... Yıllar önce birbirlerinden ayrılmış ve birbirine kırgın iki kız kardeş. Biri İstanbul'da diğeri Berlin'de yaşadıklarını seneler sonra birbirlerine anlatarak hem içlerini döküyorlar hem de yaralarını sarmaya çalışıyorlar.

Nermin Yıldırım bu dönemsel farklılıkta inanılmaz iyi bir iş çıkartmış. Rıdvan'ın hikayesini anlatırken günümüz dilini kullanırken Suad ve Behiye'nin mektuplarında daha dönemsel bir dil kullanmış ancak o mektuplardaki kardeşlerin yaşamsal farklılıklarını da diline yansıtmış.

Mektuplarda o dönemin tarihsel dokusunu da anlıyoruz bir yandan. Özellikle cumhuriyetin ilk yıllarındaki siyasal yapının ve yapılan devrimlerin o dönemin köklü ailelerinde nasıl karşılandığını okurken oldukça duygulandım. Bazı anlar var ki içime kor düştü...

Sonuç olarak 3 ayrı hikaye okuyoruz bu kitapta... Rıdvan, Suad ve Behiye.... Onların kendilerini bulmalarını okumak inanılmaz keyifliydi. Okumadıysanız mutlaka okumanızı öneriyorum 💗


Altıçizililerim;

* Dünya ancak yanmış bir tren garının tepesindeki yelkovanı gözleyen, artık ilerlemediği için üzülen insanlar olduğunda güzel bir yerdi.

* Yeni zenginlerin eskilerden en büyük noksanı asalet ile görgüdür ve bu açıklar ancak asri zevklerle örtülür.

* Kimimizin cezası hatırlamak, kimimizinki unutmamak.

* Çocukluğun sadece hatıralarda muhafaza edilebileceğini bilmek ne acı...

* Sen kolay kolay terk edemeyecek kadar düşkünsündür hüznüne. Barışamayacak kadar da küskün. eskiden de böyleydin; onunla büyüyüp olgunlaşmaktansa, içinde kaybolup gitmek isterdin. Acı çekmenin insanı temizleyen bir yanı olduğuna inanırdın galiba; kendini kanatarak günahlarından arınmaya çabalayan sofular gibi yaralarında nefeslenirdin. Mutluluğa atılmış adımlarla alay ettin hep, onları küçümsedin. Oysa yaralarıyla değil, kabuklarıyla olgunlaşır insan dediğin.

* İnsanın gerçekte neleri reddedebileceği ancak o şanslar kendine sunulduğunda, yani hakikaten seçme şansı bulunduğunda belli olur.

* İnsan çok aşıkken, koca hayat kalbin sesiyle geçer, boyna ağırlık yapmaktan başka işe yaramayan kafa hiç lazım olmaz sanıyor. Sonra kalbin çırpınışı zayıflayınca ne yapacağını şaşırıyor.

* Zamanın acelesi yoktu, her şeyi sırasıyla gösterecekti.

* Evet, bir kere kırıldılar mı kadınların kalplerini onarmak kolay değildi belki ama aslında onlar kalplerinin eski haline kavuşmasını kırandan bile çok isterlerdi. Eskisi gibi olabilmek için hakikaten çabalarlardı yani.

* Şu hayatta kimi göründüğünden çok daha sert deriliydi, kimisi de yara almamak için incecik derisini böyle kırçıllı paltoların ardına gizlerdi.

* Zaman her şeyin değiştiği yerdir. Kara bir deliktir ve içine düşeni delirtir.

* Bazıları başkalarının acısına uzaktan bakıp kederlenmekle iyi insan olunabileceğini sanıyor. Hatta sadece kendi iyiliğinin altını çizebilmek için üzüntüsünü ele güne duyurmaya çalışıyor. Oysa şunu iyice öğrendim ki, vicdandan en çok söz edenler, sadece başkalarının kurbanlarına üzülen katiller.

* Şükretme duygusu. Duyguların en ikiyüzlü, en sefil olanı. Haline şükretmelerin en rezilcesi, başkalarının haliyle mukayese edilerek yapılanı. O zaman insan Yaradan'a, verdiği mutluluklar için değil, olsa olsa başkalarına verip kendinden esirgediği acılar için teşekkür ediyor. Sana şükürler olsun ki beni değil, onu seçmişsin diyor!

* Sevdiklerini kaybedip hayatta yapayalnız kalanlar farkında olmasalar da hep geçmişe ya da uzak bir gerçeğe ait izlerin peşinde koşar, karşılaştıkları her küçük işaretin ardına takılırlardı. Sorusunu bilmedikleri cevapların peşinde geçirirlerdi ömürlerini. Ararları, ararlardı, ararlardı... Çözülmemiş her sır ruhlarında deprem etkisi yaratır, her minik sarsıntı kalplerini yerinden oynatırdı. Hangi müziği dinlediklerinin bile önemi yoktu, onlar için daima acil durum alarmı çalardı.

* Yarasını saklamak isteyen herkes gibi içini göstermeyecek kalın kıyafetler giymeye bakardı. Zırhlanırdı.

* Görmemesi gereken şeyler görmüş, gördükleriyle kirlenmiş gözler, temizlenmek için ağlamaktan iyisini yapamazdı.

* Doğruculuk uğruna kimsenin umudu katledilmezdi.

* Eskiden dostluğun beraber ağlayabilmekle ilgili bir şey olduğunu sanırdı. Sonra sonra esas beraber gülebilmekle ilgili olduğunu anlamıştı. Şu hayatta seni güldürmek için çabalayacak, sevincini sevinci sayıp, birlikte gülmekten mutlu olacak birini bulmak kolay mıydı?

* Her sancının başka bir yarayı hatırlattığı bir dünyada insana ne filmler ne kitaplar ne de diğer insanlar iyi gelebilirdi.

* Bütün o sıkıcı  evli kadınlar, vaktiyle neşeli yahut öfkeli, akıllı yahut kurnaz genç kızlar değiller miydi? Her biri kendine has başka bir kişiydi. Ama sonra evlenince, bulaşıcı bir maraza yakalanmış gibi öbür evli kadınlara benzemişlerdi. Sıkıcı, yorgun ve umutsuz...

* Mutluluğun mutsuzluk olmadan hiçbir işe yaramayacağını öğrenmek zaman alıyor. Ama tabii zamanın bizden aldıklarını düşününce, mutluluğu öğrenmeye değer mi, insan pek bilemiyor.

* Yer bir kere ayaklar altından kayınca, insan bunu unutmayı beceremiyor. Beden unutsa bile, ruh ipteki çamaşır gibi sallanmaya devam ediyor. İnsan bir kere tökezleyince bir daha yere sağlam basamıyor, kimselere güvenemiyor. Bir kere yenilen, öyle çok korkuyor ki yeni mağlubiyetlerden, o satten sonra hep yenik kalıyor. 

* Sen hep gidecek bir yerin olmayışından, daha doğrusu gidecek cesareti bulamamaktan yakındın; ama bil ki asıl dönecek bir yerinin olmaması fecidir, çaresizliklerin en beteridir.

* Bizim riyakâr kalabalığımızın sesi, ancak senin gibi uzaktakilere hoş geliyor.

* Kendimizi biricik sandığımız şu hayatta eninde sonunda birbirimize, bilhassa benzemekten en çok çekindiklerimize, babamıza ve annemize benzeyeceğimizi bilmek ne acı.

* Yaşamak, dalganın önüne kumdan bir kale kurmaya benziyor. Yıkılacağını bile bile yapılan bir kale. Beyhude.

* Ortalıkta haddinden fazla soru olunca bazen insanın içinden tekini bile sormak gelmez.

* Yeterince cesur olanlar için, hatırlamak acıları mayalamaktan başka işlere de yarayabilirdi.

18 yorum:

  1. aaa yaşasın bayılıyorum kitaplarına unutma beni apartmanı kalbimde yer eden kitaplardan paylaşım için çok teşekkür ediyorum sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Unutma Beni Apartmanı da şahaneydi evet. Bu kadının kötü kitabına rastgelmedim ki :)

      Sil
  2. Çok güzel bir kitaptır, yazarın romanları içinde en sevdiğim:) Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Altını çizdiğiniz ilk cümlenin altını ben de çizmiştim :) Nermin Yıldırım bağımlılık yapacak kadar iyi bir yazar gerçekten, Unutma Dersleri de benim favorim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Unutma Derslerini henüz okumadım ama sırada :)

      Sil
  4. Henüz okumadığım yazar. İlk yardım kitabı tabiri güzelmiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seveceğimi emin olduğum yazarların kitapları benim için hep bu kategoride Saadet. Başlayınca gerisi geliyor.

      Sil
  5. "Ev" haric tüm kitaplarini bitirdim. Aliskanlik yapan bir genc yazar. Hakkaten Ilk yardim kitabi gibi kitaplari. Güzel betimleme. Evet, sen Ridavani merak ediyordun, bende sana bir gün karsina cikar baska kitplarinda demistim, hatirliyor musun?:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhh unutur muyum hiç. Senden sonra sırayla okumaya başladım, ve karşıma çıkan ayrıntılar çok hoşuma gitti ♥
      Öpüyorum seni en kocamanından ♥

      Sil
  6. bir şekilde tarihi işleyen, konu alan eserler hep ilgimi çekmişti, teşekkürler tanıtım için

    YanıtlaSil
  7. Bende okuyacağım bu kitabı kütüphanede vardı galiba oradan alacağım. Birde misafir kitabını aldım o da sırada bekliyort beni.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Misafir de güzeldir Özlem. Kadının kötü diyebileceğim kitabı yok ki...

      Sil
  8. Nermin Yıldırım'ı çok seviyorum. Çağa uygun, güzel bir dili ve anlatışı olan bir yazar. Bu yazın sonrasında kitaba bakacağım :) Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dilini çok güzel kullanıyor, bugüne kadar beni de hiç yanıltmadı ♥

      Sil
  9. Yazarın kitapları kronolojik sırayla okunmalı diyen sen miydin Şebnem? Öyle bir şey okuduğumu hatırlıyorum ama başka bir yazarla da karıştırıyor olabilirim.

    Blog dünyasında ilk defa benim kadar uzun alıntı yazan birini gördüğüm için mutluyum :-) Asla birkaç taneyle yetinemiyorum. Eğer alıntılamaya karar verdiysem hepsini paylaşmam lazım. Bazı kitaplarda bu liste çok uzuyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben öyle bir öneride bulunmuştum. Birbirleriyle bağlantılı değil aslında ama kitaplarında önceki kitaplarındaki bazı karakterlere kısacık da olsa yer veriyor. O ayrıntıyı sevdim. İmkanın varsa kronolojik soraya göre oku Şule.

      Alıntılar canımız ciğerimiz :)) Ben de hepsini yazıyorum

      Sil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)