8 Şubat 2017

Oscar adaylarına başlıyoruz, hazır mısınız #2


Hafta sonunu sürekli tatil modunda film izlersen hafta içinde de eteklerin alev almış gibi dolanırsın...
Hani derler ya yediğin hurmalar, tırmalar diye ahahaaa :))
İşte o haldeyim...

Koştur koştur eve git, bir gram yemek yok evde...
Dün gece yarısına kadar bir kaç çeşit yemek yaptım da, hafta sonuna kadar ilavelerle kotarırım işi :)
Şükür ♥

Oytun Efendi ile hala kavga kıyamet gidiyoruz okul konusunda...
Burnunu sil dedim diye küstü bana adam...
Neymiş efendim ben onu çok zorluyormuşum...
İyiliğini mi istiyormuşum bakalım.... Babaabbaaaa laflara gel laflara...
Şimdi küstüm oynamıyorum diyorum ahahaaaa :)))
Yumuşak karnından vurdum onu :)
Biraz melensin sıpa....

Neyse ben yine filmlere başlayayım..
Yoksa laf uzar gider...




HACKSAW RIDGE / SAVAŞ VADİSİ (2016)

6 adaylığı var; en iyi film, yönetmen, erkek oyuncu, kurgu, ses kurgusu ve ses miksajı dallarında. (Not: En iyi kurgu, en iyi ses miksajı dallarında ödül aldı)

Gerçek yaşamdan alıntı yapılarak çekilen bu film ne kadar savaş filmi olarak gözükse de savaş karşıtı bir pasifistin kendi inançları uğruna verdiği mücadeleyi anlatıyor.

Genç bir delikanlı görüyoruz filmde; Desmond T. Doss (Andrew Garfield).
Filmin ilk yarısında aile ilişkilerini, aşık oluşunu ve inançları doğrultusunda savaşa katılabilmek için verdiği mücadeleyi izliyoruz.
Güzel bir gülüşü var aslında, yapmaya çalıştığı şeyi komik buluyorum ilk önce ve o güzel gülüş nedense ukalaca geliyor bana... Sonra kendini, inancını anlattıkça o gülüşün de bende masumlaştığını fark ediyorum.

Bir insanı anlayabilmek nasıl da değiştiriyor bizdeki izlenimini...
Savaşa gidecek ama silaha hiç dokunmayacak diye içten içe garipleştirirken kendimde konuyu, dinledikçe anlamlı bir hal almaya başladı...

Filmin ikinci yarısında da savaşı izliyoruz zaten...

Görüntüler oldukça gerçekçi, sinemada izlesem herhalde kafamı sağa sola çekerdim... Savaş varsa dolayısıyla kan da var... Sırf bu sebepten savaş filmlerini sevmemem ve uzak durmam zaten...

Filmde gereksiz uzayan hiçbir şey yok aslında... Her şey yerli yerinde gibi... Tamam gerçek hayattan alıntı ve gerçekten bir zafer kazanmışlar ama onu öyle bir yansıtmışlar ki filmin sonunda, Amerika mucizeleri seviyor dedim içimden :) İtiraf ediyorum...

Filmin sonunda filmdeki karakterlerin gerçek sahiplerine yer vermişler ki konuşmalarını sevdim. Filme güç katmış...

İyi bir film olmasına rağmen Mel Gibson'un yönetmen koltuğunda bu ödülü kucaklaması biraz zor gibi sanki.... Andrew Garfield'te filmin ikinci yarısında bebek surat haline rağmen savaş sahnelerinde gösterdiği performansı iyi olmasına rağmen şans yakalaması mucize olur hissindeyim ama bakalım...

Sonuç olarak ben bu filmi SEEEEVVDDDİİİMMMM, savaş filmlerini seviyorsanız zaten kaçırmayın derim... Savaş sevmem ama ilginç bir hikaye diyenlere de bir şans verin diyebilirim...




NOCTURNAL ANIMALS / GECE HAYVANLARI (2016)

Filmin tek adaylığı mevcut; en iyi yardımcı erkek oyuncu kategorisiyle Michael Shannon... (Not: Maalesef kazanamadı.)

Film psiko-gerilim tarzında diyebiliriz....

Zaman içinde zamanlar var... Geçmiş, şimdi ve bir senaryosal zaman... 

İlk önce başlangıcından başlayayım yorumlamaya... O dans eden çıplak kadınların filmin başında ne işleri vardı, ismine uygun bir gönderme miydi hiç anlamadım... Hoş bir ara senaryosal zamanda yere ait bir görüntü olsa da kel alaka yine de :)

Susan (Amy Adams) ilişkisinde mutsuz bir kadın olarak çıkıyor karşımıza.... Eski eşi Edward (Jake Gyllenhaal) 'dan aldığı bir senaryoyla kendi sorgulaması da başlıyor. Senaryo evli bir çiftin genç kızlarıyla birlikte yapmış olduğu yolculuk esnasında 3 psikopat adam tarafından uğradıkları saldırıyı anlatıyor. Susan senaryoyu okurken konuyu eski evliliği ile ilgili içselleştiriyor ve geçmişini, yaptıklarını sorguluyor... Edward'ta bunu istiyor olsa gerek...

Gerilimi azalmayan bir film bu kesin... Kadının buhranını, pişmanlığını daha çok izlemek isterdim aslında.... Geçmiş bağlantıları güzel kurulmuş ama şimdiye ait zamanla sonuç ilişkileri daraltılmış gibi geldi bana... Sonuca odaklanmışım demek ki ben filmi izlerken..

Şerif  Bobby rolüyle izlediğimiz Michael Shannon'un senaryosal zamanı iyi kotardığı kesin... İyi bir imza derdinde ki, bu kısmı sebep-sonuç ilişkisiyle iyi kotarılmış.... 

Sonunu bana bırakan filmlerde bir geriliyorum ben, iyi mi kötü mü kararsızlığında kalıyorum... Bu filmde de al dediler sen çıkart sonucu... Ne oldu, nereye bağlandı düşün bakalım... Kaldım öylece bir süre anlayacağınız... Zaten filmi gece izlemem hataydı :) 

İntikamın en kötüsü yalnız, psikolojik intikam... Bu filmden sonra buna karar verdim :))) 

Sonuç olarak ben bu filmi AZZZZ  SEEVVVDDDİİİİMM, izleyip izlememe kararını size bırakıyorum efenim....


Bugünlük bu kadar olsun...
Kendinize iyi bakın ♥






30 yorum:

  1. Bugünküler bana hitap etmiyor pek....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oscar efendi sağ olsun bana ilgim dışında filmleri izlettiriyor :))

      Sil
  2. Gerilim çok yüksek değilse izleyim diye düşündüm ikinciyi :) Fazla gerilim olunca korkuyorum :) Sağ olasın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok tavanda değil gerilim, izleyebilirsin.
      Hem izle ki psikolojik yorumunu alalım bizde... Senin gözünle farklı olur bu film şimdi...

      Sil
  3. Beni de çekmedi bunlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Daha yazmaya devam edeceğim, seni çekeni de buluruz aralarından :)

      Sil
  4. Ahahaha,ayol okul yeni açıldı,neye nazlanıyor acaba???Benim kız da aynıydı,her sabah ayrı bir mazarat çıkarırdı,her sabah okula girmemek için bi kere şansını denerdi.Tam oklavalıklar ha😂😂İşten eve gelip yemek yapma işkencesinin acısı paha biçilemez iyi bilirim.Ama hiç mi kendimize vakit ayırmiciizz kaarrdeşiimmm🤣Bu konu çek çek uzar,uzatmayayım,arada kahvaltı yapın gştsin bacım.Arada börek,kek kakala,üç fün de yemek yiyin oösun bitsin,hihihigigi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kahvaltı var ya hayatını kurtarıyor insanın Sevda... Bazen börek çay :)))
      Ama gün içerisinde zaten kuru bir beslenme oluşturduğumdan dolayı ben çok seviyorum akşamları sulu ev yemeğini... Yoksa bizimkilere kalsa hergün kahvaltı yapabiliriz.
      Hem özleyip, hem de yapmaya üşenmek bendeki durum anlayacağın :))

      Sil
    2. İzledim Hidden Figurs'u,sağol bacım,şimdi bitti.Wooww,uzun zamandır böyle etkileyici film izlememiştim.Ay ağladım bile yav ☺️Hele siyah kadınların topluca IBM odasına giderkenki sahnesi müthişti.Uzay istikasına taktıkları yılları,Amerika-Sovyet yarışını da hafiften anlatmış,araya ırkçılığın yansımalarını da araya serpiştirmiş,bir kaç kere izlenir vallahi.Öyle muhteşem oyunculuk getektiren sahneleri yok ama filmin kendisi Oscar'lık olmuş hakikaten 😘😘😘

      Sil
    3. Şahane... Herşey çok dengeliydi filmde değil mi ? Bende çok sevdim o sebeple. Bu film geçen sene listede olsaydı kesin oscar alırdı ama bu sene biraz sarsıntılı...

      Karakterler başardıkça sarılasım geldi gidip, öyle bir içime işledi yani... Ben de bu filmi tekrar tekrar izleyebilirim ♥

      Sil
    4. Evet ya,abartmadan güzelce aktarmışlar,abartınca suyu çıkıyor.Nerede ağladım bilşyor musun;hani mühendis olmak şsteyen kadın gece dersine giderken kocasıyla konultukları sahne varya,adam ona sonuna kadar destek veriyor,orada koptum işte.Her başarılı kadının arkasında ona köstek olmayan bir koca vardır anacığım.Bir de aynı renk işeme meselesi tüylerimi diken diken etti.Kadının tuvalet için verdiği upraş ,siyah insanların neler yaşadığını basitçe ama derinden anlatıyordu,şiştim o koşuştururjen.Daha neler neler,senin gibi ben de gerçek hikayeleri izlemeyi daha çok seviyorum.Tek başıma izledim,bir de evdekilerle izlemek istiyorum,hatta değişik topluluklarla izleyip konuşmak istiyorum bu filmi.En son Danish Girl'de böyle olmuştum.

      Sil
    5. Mühendisin kocası ilk önce gıcık gıcık konuşmuştu ya deli olmuştum. Adamın kafasını alıp duvara çakmak bile istedim ahahaaaa :) Ne kadar gıcık olduğumu düşün artık... Ama sonra o sahneda adamı sarılasım geldi ve evet ben de ağladım :)

      Bak bir de octavia spencer'ın müze sahnesi var hani... O çocuğun yerde oturmuş kitapları karıştırmasının ardından annesine aşağıdan aşağıdan merakla, şaşırarak baktı ya bir de orada fena oldum. Uleyn dedim hay derinizin rengine :(((

      O Danish Girl'de tam konuşulacak film hakikaten. Çok izleyelim, çok izletelim, konuşalım, konuşalım

      Ay bak iki anlattım dilimin şişi indi ahahahaaa :)
      Çok yaşa sen ♥

      Sil
    6. Otobüste diyor ya,verfi veriyorum ben,bu kitabın parasını zaten ödedim,yanlış bir şey yapmadım,çok etkileyiciydi çok.

      Sil
    7. Çoookkk evet ♥
      Biz bu filmin etkisinden çabuk çıkamayız, ben diyim sana ;)

      Sil
    8. İvit aynen Şebom,şimdi yeni yayınını bekliyorum ki film seçeyim.Hepsi cazip gelmiyor ya bana,sen mecbur izleyeceksin,ben keyfime geleni izliyorum.Oohh çok füzel len böyle hihihihi

      Sil
    9. Ahahahaaaa :)) Bugün film yazısı yazamadım, kafamı toparlayamadım. Hoş elimde de izlediğim tek film kaldı zaten yazacak :))
      Bu hafta sonu yine depolamam lazım, ama artık filmleri bulmakta zorlanıyorum. İlk elden kolay kolay bulmuştum :) Şİmdi kalanları bakalım nasıl halledeceğiz ;)

      Sen keyfine izle Sevda Kuşum ben Oscar kölesi bu sene de ahahahaaaaa :)))

      Sil
  5. Uzun zamandır film seyretmiyorum. Beş adet hazırda filmim var ama daha bakmadım. Bende bu hafta sonu mutlaka izleyeyim:) Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Süpermiş :)
      Ben film izlemediğim zaman kendimi bazen eksik kalmışım gibi hissediyorum...
      Hafta sonu güzel bir keyif yapabilirsin inşallah :)

      Sil
  6. Filmlere yıldız verme işinde "Az sevdim" kategorisini çok beğendim. :))
    Ben de bu filmi beğendim ama evet az sevdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende az çok hiç diye gidiyor :)))
      Bu filme ehhh demeye gönlüm çok razı gelmedi, az sevdim çıkıverdi :)
      Aynı hiisiyatı bırakmış demek ki film sende de, sevindim :)

      Sil
  7. Çok da hadi izleyeyim diyeceğim tarzlar diiil
    İyi ki heves etmeden seni okumuşum Şebnem'cim

    (bu arada;adamı zorlamasana yafff )

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahahahaa burnunu sil demek zorlamaymış baksana :)))

      Ön bilgi geçebildiğime sevindim :) Sevgiler...

      Sil
  8. İlk filmi çok merak ediyordum, bak iyi aklıma getirdin. Seveceğim diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginç bir psikoloji var ilk filmde. İzlediğinde yorumunu merak ediyorum ;)

      Sil
  9. Ellerine sağlık.Bide iyi haftalık yemek yapmıssin.
    Bende bazen çok yapıyorum.Aa bitmedi askim atiyimmi günah diye önüne koyuyorum iyi taktik 😃

    Birde oytunun annesi bir iki üc mimmmm mimlendin kiii.yaparsan mutlu olurum 😃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahahaa ah biz kadınlar :))) Hep bi entrika vallahi :))

      Mimimi kapmaya geliyorum birazdan ;)

      Sil
  10. Zaten biz kadınlar keyfimize göre davranınca, ceremesini yine biz çekiyoruz. Bu bize kodlanmış.. çare yok. Biz keyifte çatarız, bir sonraki günün koştur koşturda olsa organizesinide yaparız. Ama güzel şeyler yapmışsın. Sinema filmleri izlemek çok keyifli bir şey. Hem yorumlarınla bizde faydalanıyoruz, güzel işler bunlar. Devam et. Ben bu Oscar adaylarından Hidden Figures ve Lionu izledim. İkisinide çooook sevdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kodumuzu değiştirelim anacım :) Koşturmaktan azıcık usandım da :))
      Fil izlemek, üstüne bir de yazmak çok ayrı bir keyif oluyor benim için :)
      Lion sırada bende de, bu hafta sonu izlerim herhalde...
      Ayın 27 sinde çanlar çalmadan bitmesi lazım listenin :))

      Sil
  11. Savaş filmlerini ben de sevmem. Beni geriyor ve üzüyor. Bu yüzden Er Ryan'ı Kurtarmak'ı bile daha izlemedim ama Andrew Garfield'ı çok severim. Onu izlemek için bu filmi de izlerim. Diğerini izleyeceğimi sanmıyorum :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Er Ryan... Ben de izlemedim o filmi, ama izlemek lazım...
      Kült filmler arasında yerini aldı çünkü...

      Sil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)