17 Ağustos 2020

Haw / Kemal Varol

 

Bu kitabı çok uzun zamandır görüp merak ediyordum,  Lokum Okuma Listesinde anlatıcısı bir hayvan olan kitap denince ilk aklıma bu kitap geldi... Hooop hemen attım sepete 😉

Ne okuyacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu... Bir çok yerde görmeme rağmen konusu ile ilgili bir şey ya okumamışım ya da hatırlamıyorum. Sadece anlatıcısının bir köpek olduğunu biliyordum ki Mikasa ile tanıştırdı beni...

"Dedem, rüzgarın bir masaldan kopmuş gibi uğuldadığı, yağmurun olanca hızıyla boşaldığı bir sonbahar gecesi barınağa kan revan içinde getirilmiş."

 diyerek başladığı kitaba kâh torunu Mikasa'nın barınaktaki hikayesini anlatıyor... Kâh Mikasa geçmişe dönüp anılarına yolculuk yaptırıyor... Aslında hep barınakta geçen hikaye bizi hatıralarla dışarıda gezdiriyor.

Hayali bir kasaba Arkanya bilmediğimiz bir coğrafyada... Kuzeylilerin ve Güneylilerin savaşı... Aşk.. Özlem... Acı... Umut... Bu şekilde kurgulamış Kemal Varol... Ne kadar farklı semboller kurgulasa da tanıdığımız bir coğrafya da bildiğimiz bir savaşı anlatıyor aslında... Eğer buraya takılırsam hoşuma gitmeyecek bir takım kavramlar da çıkıyor karşıma... Takılmamaya çalışıyorum ve Mikasa'ya odaklanıyorum... 

Yalın anlatımıyla Mikasa'ya sarılıyorum bolca kitap boyunca... Hayata tutunma çabası içimi burkuyor... Neden öyle kan revan içinde barınağa getirildiğini çok çok önceden anlıyorum aslında ama yine de içime çeke çeke yutuyorum sayfaları... Melsa'ya olan aşkı evet güzel ama ondan büyük dertleri var Mikasa'nın...

Benim için en vurucu yer barınaktaki platonik ve vefalı aşık Adıgüzel'in hayalleriydi... Kitabın kahramanları adına en güzel hayali kurar aslında tek başına... Şahane bir gelecek hayalidir bu...

Sonuç olarak ben Mikasa'nın hikayesini sevdim... Hoşlanmadığım bazı siyasi anlatımları geri plana attım ve takılmamaya çalıştım. Anlatımı hoş bir kitaptı... Farklı bir deneyim yaşamak isteyenlere tavsiye edebileceğim kitaplardan...


Gelelim altıçizililerime ;


* Barınakta bütün tehlikeler gündüze aitmiş. Gece uyku demekmiş barınakta. Uzun uzun esneyip zamanı dinlemek demekmiş. Eğer iki köpeğin kavgası geceye de taşmamışsa güvenlik demekmiş. Hatıralara sarılmak ve beklemek demekmiş gece.

* Zaman çok garip bir şeydir. Geriye doğru saydığında başka, ileriye doğru sardığında başka geçer.

* Aşk istediğini istediğine benzetmekten başka bir şey değildi belki de.

* Zaten aşk, bir öçmür geçtiğini sanırken olduğu yerde kalakalmaktı belki de.

* Aç susuz kalma, dayak yeme korkusundan özgürlüğün nasıl bir şey olduğunu unuttum.

* İt de yaza çıkardı ama yediği ayazı Allah bilirdi.

* Çünkü ağlarken, gözyaşı değil, aslında hatıra döker herkes!

* Savaş, onlara dokunmadığı sürece ehemmiyetsiz bir şeymiş, hatta hiç yaşanmamış bile sayılabilirmiş.

* Eğer bir yeriniz acıyorsa, onu dindirmenin yegâne yolu o acıyı başka bir acıyla değiştirmekti belki de.

* Savaşın en kötü tarafı, bir zaman sonra kimin haklı olduğunu unutturmasıydı.

* Hayat, her âşığa ayrıldıktan yıllar sonra bir kez daha karşılaşma imkânı vermezmiş her zaman.



20 yorum:

  1. ilginç bir kitap mış.
    Hayat, her âşığa ayrıldıktan yıllar sonra bir kez daha karşılaşma imkânı vermezmiş her zaman.
    doğru söze ne denir.

    YanıtlaSil
  2. ismi çok güzel ve bende okuma isteği uyandırıyor ancak yapamam sanırım. kan revan barınağa getirilmesi gibi durumları okuyamam zaten çok fazla içimi parçalayacak olay yaşıyorum hayvanlarla ilgili, dahası ağır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sen okuma arkadaşım, senin bu konudaki hassasiyetini biliyorum.

      Sil
  3. Güzelmiş altını çizdiklerin. Özellikle zaman konusunda olan...

    YanıtlaSil
  4. Hiii...ben bunu okuyamam sanırım, aşırı kedi, köpek seviyorum:( dayanamayabilirim, iki üç sayfa sonra bırakabilirim. Kusura bakmasın yazarı artık:( Eline sağlık:)

    YanıtlaSil
  5. yazarı duymadım ama konu güzelmiş, okunut hıhım :) feriha hanım da geldiii :)

    YanıtlaSil
  6. Hımmm anlatıcısı bir hayvan olan okuduğum tek kitap sanırım Vahşetim Çağrısı.Keyifli okumalar Şebo...

    YanıtlaSil
  7. Bu kitap dikkatimi çekmişti.
    * Eğer bir yeriniz acıyorsa, onu dindirmenin yegâne yolu o acıyı başka bir acıyla değiştirmekti belki de."
    Bu cümle; bana kişisel gelişim kitaplarında duyduğum bir cümlenin farklı bir versiyonu gibi geldi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oku Safişim mutlaka, sen eminim farklı yorumlayacaksındır..

      Sil
  8. Gerçekten de farklı bir deneyim olacak bu kitap.

    YanıtlaSil
  9. feriha hanım teyze geldiii :)

    YanıtlaSil
  10. Bir kitap daha vardı böyle ... Timbuktu idi galiba :) A, evet evet.
    Paul Aster'in. Handan'a göndermiştim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben o kitabı okumadım, bir bakayım ben de. Tavsiyenize sağlık ♥

      Sil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)