Şayet geçen sene okumayı bitirebilseydim bir zamanlama hatasından dolayı zihnimde yok olabilirmiş kitap...
Film izlerken ağlamaya müsait bünyem, ilk defa bir kitabın sayfalarında *o eşsiz aşkın kollarında tarihin tozlu kokusuyla* parçalandı desem inanın hiç de abartmış olmam....
Karakterleri tek tek anlatmama, irdelememe imkan yok... Hepsi birbirinden bağımsız o kadar ince ince işlenmiş ki... Arada es verip o karakterleri hayal etmeden yapamadım...
Tamamen kurgu olmasını dilediğim, ancak ne yazık ki gerçekliğinden kaçamadığım bu hikayede günümüz bağdaştırmaları elimde olmadan zihnimi zorladı hatta...
Ama o kusursuz, içime işleyen aşk.... Ahhhh aşk....
Düşünmeden yapamıyorum hala....
Hala okumadıysanız mutlaka ve mutlaka diyorum...
Max 'ın Serenade für Nadia 'nın bestelenmesi sırasında esinlendiği Schubert' in ezgileri arasından iyi hafta sonları diliyorum hepinize....