Bugün ve yarın tüm yazıları bitirmem lazım diye bir şartlandırma yapıyorum kendime :))
Malumunuz bizim saatle Pazartesi 04:00 gibi ödül töreni yapılacak ve ben bunca emek sarf edip izlediğim filmleri anlatmazsam, ve tahminlerimi bitirmezsem olmaz yahu :)) Hadi hızlan Şebo diyorum... Ve peş peşe yazıları yazıp yayınlayacağım inşallah maşallah :)
BLONDE (2022)
Sadece bu kategoriye ait adaylığı olan filmimiz Marilyn Monroe'nin bir biyografisi niteliğinde. Sanırım hayatı hakkında çekilen en kapsamlı film olduğunu söyleyebiliriz. Daha önce My Week with Marilyn filmini izlemiş ve orada sadece hayatının 1 haftalık kesitine tanık olmuş biri olarak bu film beni üzdü açıkçası. Çocukluğundan itibaren başladığımız seyir tam bir dram diyebilirim. Yalnız hemen bir not da eklemek istiyorum filmin bazı bölümlerinde kurgusal katkılar da yapılmış ve bu beni biraz sevindirdi işin açıkçası. Sarışın Bombamızın gerçekten böyle bir hayat yaşaması beni üzerdi...
Kadın hayatı boyunca birilerine paralar kazandırmış.... Ölmesinin üzerinden seneler geçmiş ve kazandırmaya devam ediyor. Dolayısıyla hayatının bir bölümünde oldukça başarılı olmuş ki bu durum oluşmuş. Filmde gösterildiği gibi sadece seks bombası olmuş olsaydı üzerinden nice sene geçmiş olmasına rağmen bu kadar merak edilir olmazdı sanırım...
Hayatına giren her erkeğe "daddy" demesi ve yaşamı boyunca babasını arıyor olmasının getirmiş olduğu acziyet umarım bu filmin kurgusal bölümüdür diye diledim film bittiğinde. Hele ki annesinin bu kadar maksimum seviyede şizofren olmamış olmasını ayrıca diledim diyebilirim. Tüm film boyunca içim acıdı... Hayatına giren hemen hemen her erkeğin etinden et kopararak bu kadar zalimce davranmaları hiç hoşuma gitmedi....
Filmdeki en güzel detay ise Piyano filmindeki Adrien Brody'nin oluşuydu. Belki de Marilyn'in en mutlu dönemine bir oyun yazarı koca olarak eşlik ettiği sahneleri keyifliydi...
Sonuç olarak evet ben bu filmi SEEEVVVDİİİMMMM ancak yazarın ve yönetmenin Marilyn'i bu kadar yerden yere vurarak aciz ve kullanılmış, düşkün bir seks objesi anlatımından NEFREETTT ETTTİMMMM... Yine de Ana de Armas 'ın oyunculuğu hatırına mutlaka izlemenizi öneririm.
Hazır oyunculuk demişken şimdi de adayımıza odaklanalım...
ANA DE ARMAS haklı bir adaylıkla karşımızda.... Bu nasıl bir oyunculuktur dedim her sahnesinde... Marilyn'e has o bakışlar, kibar gülümseyiş, vücut dili bu kadar mı birebir olur... Utangaç seksi güzelimizi o dev ekranda aynı kendisi gibi resmetmiş...
Erkeklere daddy diye seslenirken kurgulanmak istenen o baba özlemini o kadar iyi yansıtmış ki her sesleniş bir ok gibi giriyor kalbinize, bundan emin olabilirsiniz...
Bu performansı ile sevgili Armas'ı izninizle ayakta alkışlıyorum 👏
TO LESLIE (2022)
Tek adaylığı olan bu filmimizle ilgili oldukça fazla konuşuldu aslında. Andrea Riseborough'un adaylığının kulisler sonucu aldığı gibi bir kural ihlali olduğu söylendi ancak akademi Andrea'nın adaylığını iptal etmedi...
Filmimiz Teksas'ta geçiyor ve ana karakterimiz Leslie (Andrea Riseborough)'nin lotodan büyük ikramiye kazanmasıyla hikayemiz de başlıyor. Başına büyük bir talih kuşu konmuş ve zengin olmuştur. Hayalleri vardır... Ancak bir bakıyoruz ki Leslie sürünüyor... Kaldığı otelden parasızlık sebebiyle atılıyor. Ve oğlunun yanına bir sığıntı gibi yerleşiyor ama orada da kendi tercihleri sebebiyle barınamıyor.
Anlayacağınız Leslie 'nin yaptığı yanlışlar, başına gelen büyük şansın üzerinde... Para tükenmiş, çevresi bitmiş, oğlunu kaybetmiş ve senelerdir sığındığı alkolden başka sığınacak dalı yok... Karşısına ona inanan biri çıkmadığı sürece...
Filmimiz aslında çok iyi başlıyor, neler olduğunu anlamaya çalışırken filme bağlanıyorsunuz ama bir süre sonra sıradanlaşıyor ve teklemeye başlıyor... Son bir azimle son anda topluyor ama heyhat filmden bir kere kopmuşsunuz, bağlanmakta güçlük çekiyorsunuz.
Film sığındığı klişeler sebebiyle çok büyük bir çıkış yapamadı ama oyunculuk için aynı şeyi söyleyemeyeceğim... Filmi taşımak için elinden geleni hatta fazlasını yapmış diyebilirim.
Sonuç olarak ben bu filmi SEVDİİİMM GİBİİİ SANKİİİİ kategorisine atıyorum ve izninizle adayımızla ilgili bir kaç kelam etmek istiyorum.
Adayımız ANDREA RISEBOROUGH filmde hakikaten iyi bir iş çıkartmış ve böylece de filmi izlenebilir kıvama getiriyor... Filmin ilk anından itibaren ilgiyi üzerinden hiç çekmemenizi sağlıyor... Arınma döneminde bir ara hakikaten bu kadın alkolikmiş hayatının bir döneminde ve bunu birebir gerçek hayatında da yaşamış diyebileceğim bir performans sergiledi... Rol yapmıyor sanki yaşıyordu...
Kulis yapıldıysa şayet iyi ki yapılmış... Adaylığı söz konusu olmasaydı bu filmi kaçırabilirdim çünkü...
Emeğine sağlık Andrea 💖💙
EVERYTHING EVERYWHERE ALL AT ONCE (2022)
Bu filmin afişini kaç defa daha koyacağım :)))) Daha önceki yazdıklarımdan biliyorsunuz duygularımı... Direkt adaya geçelim...
MICHELLE YEOH bu kategorinin en güçlü adaylarından. Objektif olarak baktığımda aslında kılıktan kılığa ve karakterden karaktere geçişte hiç zorluk çekmediği kesin...
Aslında filmin anlatmak istediği konuyu da çok başarıyla izleyiciye geçiriyor... Film hakkında çok olumlu hislerim olmamasına rağmen tabii ki bu başarısını da yadsıyamıyorum Sevgili Michelle'in.. V etabii ki olmazsa olmaz iyi bir kampanya da yürüttü. Ödül törenlerinde filmin bir çok dalda başarısı da bu kampanyayı destekledi düşüncesindeyim... İzleyip göreceğiz hep birlikte...
TAR (2022)
Filmimizin toplamda 6 adaylığı söz konusu ve bu adaylıklarından biri de en iyi film kategorisinde olduğu için bu konudaki düşüncelerimi ilgili kategoriye bırakıp hemen adayımıza geçiyorum (tekerleme gibi oldu sanırım 🙈).
Evet adayımız CATE BLANCHETT...
Bugüne kadar izlediğim hiçbir filminde beni hayal kırıklığına uğratmayan nadide oyunculardan birisi... Bu konuda benimle aynı düşüncede olduğunuzu sanıyorum...
Filmin ilk sahnesinde Lydia Tar karakteriyle görüyoruz sevgili Blanchett'i... Bir gazeteciyle yaptığı röportajda karakterin rahatsız bir tip olduğunu şıp diye geçiriveriyor size her iki diliyle de... Konuşma çok kendini beğenmiş, el kol hareketleri ve oturuş şekli de bunu iki kat güçlendiriyor...
Çok başarılı bir orkestra şefi... Ancak işinde başarılı olması insani yönlerden de başarılı olduğu anlamına gelmiyor tabii ki... Film ilerledikçe karakterinin aklını yücelterek acımasızlığını ve istismar ediciliğini bir şekilde kamufle etme yetkinliğinde... Yani sevgili Blanchett öyle bir oyunculuk sergilemiş ki normal hayatta asla ve asla onaylamayacağımız bir karaktere o dev ekranda bağlanmamızı ve finalde onun için üzülmemizi sağlıyor... Böyle bir oyunculuğa ne denir ki ? Öpücüklere ve ödüllere boğulur bence :)))
THE FABELMANS (2022)
Spielberg'in hayatının bir bölümüne odaklandığımız filmde aslında ana karakterimizle birlikte annesine de odaklanıyor film ve böyle bir adaylık getiriyor filmimize ve oyuncumuza...
Anne Mitzi karakteriyle karşımıza çıkıyor MICHELLE WILLIAMS...
Bu filmde sanki Michelle Williams oyunculuğunun zirvesine çıkmış hissiyatındayım ben...
Filmin ana konusu Sammy'nin bu sektöre nasıl göz kırpmaya başlayıp sinema aşkıyla nereden geldiğini anlatması olsa da Mitzi karakterine kattığı göz kamaştırıcılıkla rol çalmış aslında... Çocuğuna destek verirken dahi kendi hayalperestliğini ve özlemini o kadar iyi yansıtmış ki tüm film boyunca Mitzi'nin duygularına, ikilemlerine ve yer yer bencilliğine odaklanmamızı sağlamış. Tabi burada diğer oyuncular da Michelle Williams'a ışığınla sen göz kamaştır demiş gibi ortalama bir oyunculuk sergiledikleri de aşikar....
Rekabetin bu kadar yoğun olduğu bir oyuncu grubu olmasa bu ışık ona çok büyük başarılar da getirebilirdi aslında... Hatta seneler önce My Week with Marilyn filmiyle oyunculuğunun zirvesine çıktığı Marilyn karakterinin yeni fatihi ile bu kategoride yarışması bir talihsizlik midir yoksa kaderin bir cilvesi midir bilemedim...
Şimdi gelelim bu kategorideki seçeneklerime... Gördüğünüz üzere 5 kadın aday da benim için şahane bir oyunculuk sergilemişler... Ve hadi şimdi işin içinden nasıl çıkacaksın Şebo demişler adeta... Akademi Cate Blanchett ve Michelle Yeoh arasında gidip geliyor muhtemelen ama ben bu konuda benimle aynı karara varacaklarını düşünüyorum ve CATE BLANCHETT bu ödülü kapar diyorum.
Selamlar, Blonde için yazdıkların filmi merak ettirdi bana. Filmi değil de oyuncuyu demem daha doğru olur. Ama her hâlükârda tören sonrasına kalır izlemem. :)
YanıtlaSilTar'ı sevemedim oynadığı bu rol duygusal davranıyorum belki ama beni Cate'den soğutmuş bile olabilir. To Leslie'nin ilk yarım saatine baktım. Yorumundan sonra filmin toparlandığı o son kısma ulaşabilmeyi arzuluyorum. :)
Fabelmanlar'ın Michelle'si o her zamanki tatlı oyuncumuz. Yine tatlı tatlı izletti kendini. Elimde kala kala Dünya Güzeli Yeoh kaldı. Ödülü ona vereceğim ben :)
Filmin anlatımı nefret edilecek kadar kadını aşağılayan bir tutumda. Ama oyunculuğu çok sevdim Zulal...
SilBen filmi de sevdim Cate ile birlikte... Karanlık detaylar bu sıralarda çekiyor beni galiba... Bu biraz da ruh halimizle alakalı sanırım..
Hahahaaaa :)) Leslie seni etkileyecek mi bakalım o sahnede :))
Yeoh konusu üzdü beni bak :))
Biz Cate ve Michelle'in kıyasıya mücadelesini konuşurken ödülü başkası alsa ne gülerim ya :) Gecenin en heyecanlı ödülü bu olacak, orası kesin.
YanıtlaSilCate varsa o film izlenir. Film kötü bile olsa Cate onu çekilebilir kılar zaten. Bu sebeple sana kesinlikle katıldığımı söylüyorum öncelikle :) Bakalım sonuç ne olacak.
Hahahaaaa :) Başkası çıkmadı..
SilSenin filmin sildi süpürdü sağolsun. Senin filmin diyorum bak dikkatini çekerim :))