24 Ocak 2024

Melisa Kesmez'den iki kitap daha; Nohut Oda / Bazen Bahar

Aynı yazarın kitaplarını peş peşe okumam aslında... 
Ama bu kitapları kardeşim almıştı ve malum gidecekti ve beni okumam konusunda çekiyordu ve, ve, ve 😊

2-3 günde hatmettim ikisini de. Kardeşimin okuması için de hazırladım bir taraftan :))) Altlarını çizdim ufaktan ufaktan, notlar aldım küçük küçük :)) 
İtiraf ediyorum, o benim kitabıma yapsa kıyametleri koparırdım😁
Ama ben yaptım, pişman değilim :))) İzlerimi takip etsin istedim 😉

Bu iki kitaptan en çok sevdiğim Bazen Bahar oldu... Daha çok işledi içime... Ama bu demek değil ki Nohut Oda'yı sevmedim. Onu da sevdim tabii ki... Daha kısmını Bazen Bahar doldurdu...

Bazen Bahar'da en sevdiğim hikayeler Domates Tohumları ve Yılbaşı Ağacı oldu... Nohut Oda kitabında ise Kız Kardeşim Handan hikayesi gönlümün tahtına kuruldu

O kadar bizden hikayeler ki hepsi... İnsanın içine işleyen bir hüznü var. İnceliklerine hayran olunan bir anlatımı var... 
Mekanları da çok iyi işliyor karakterleri gibi... 
Bazen eski bir eşyanızı hatırlatıyor... Bazen Bahar'da değiş tonton yastık kılıflarıyla karşılaşmam hiç de tesadüfi değildi sanki. O kılıfın sarmaladığı yastık benimdi çünkü

Melisa Kesmez  insanı tanıdık bir yolculuğa çıkarıyor ama ilmek ilmek dokuyor o yolculuğu... Tanışmadıysanız mutlaka tanışın.. Demedi demeyin ;)



Altıçizililerim;

* Az görüşen bir anne kız gibiydiler. Aralarındaki o bilindik anne-kız gerginliği sönmüş sanki kız uzaktayken, evleri ayırınca dişil öfkeleri durulmuş, daha geniş bir saksıya alınmış bir bitki gibi çiçek açmış ilişkileri, ferahlamışlar.

* Bir kadının kızı olmak ne müthiş bir şeydi. Kemerli bir burun da olsa, tek başına bir şeye benzemeyen bir işaret parmağı da, muhteşem annelerin bize sundukları bu kutsal hediyeleri ölene dek yanımızda taşıyacak olmamız, ne büyük mucizesiydi hayatın. Bu gizli alametleriyle hep "Sen bendensin" diyeceklerdi bize. "Benim hamurumdan, benim toprağımdan, benim kökümdensin. Aynı bahçenin mahsulüyüz biz." Bir kiraz ağacının sürgün verdiği yerden uzayıp günün birinde aynı çiçeği açması, aynı yaprağı büyütmesi gibi bir dalın ucunda...

* Anneden kızına yeraltı suları akıyordu. Kadından kadına akan incecik nehirler.

* Beklemek eziyet de olsa bir çocuk için hayatta kalmanın tek yoluydu bazen.

* Çocuk olmak bilmediğinin üzerinden atlamak, bildiğinle yetinmek, elindeki azıcık da olsa ondan bir hikaye yazmaktı. Evdeki bütün terlikleri uç uca dizip halının çizgilerinde yürüterek kocaman caddeler inşa etmekti mesela, buzdolabı kolisinden uzay mekiği yapmaktı, akşam sefasının tohumlarından, kozalaklardan, pisipisi otlarından tencere tencere yemek pişirip yalandan ziyafetler vermekti ev ahalisine. Bir dünya kurmak için bit kadar şeylerin yetebildiğine inanmaktı.

* İnsan talihsizlikleri gerektiğinde sineye çeken bir varlıktı.

* Bazen hayatta hiç beklemediğin bir anda karşına bir şey çıkar ve parmağını uzatıp bir şey gösterir sana.

* İnsan türü ancak kendini mahvedene hayran olur.

* Kadın olmak ne güzel şey. Hayatın yeşerdiği toprak olmak.

* Bazen gitmenin mi, yoksa kalmanın mı daha zor, daha hüzünlü, daha çekilmez olduğunu anlamamız için hayatın bize bunu bilhassa yaptığını düşünüyorum. İki seçeneğin de kurtuluş olmadığını anlamamız için.

* Yıllarca uzak düştüğümüz, aramıza handiyse bir hayat girmiş olanlar, hele bir vakitler kalbimizi çalanlar karşımıza çıkıverince böyle, aniden soruverdikleri sorulara verecek cevaplarımız ne kadar güdük.

* Zaman izleri siliyor. Uykuyla uyanıklık arasında gördüğün rüyalara benziyor geçmişte yaşadıkların bir süre sonra. Öfke diniyor. Bir vakit kalbini ateşiyle kavuran her şey, cılız bir mum alevine dönüşüyor.

* İnsan kabuklu böcek gibi bir şey. Baktı dışarısıyla baş edemiyor, kaçıveriyor içeri.

* İnsan birine yazdığı mektubu biraz da kendine yazıyor ya, aklını ve kalbini kağıda geçirip yüreğini boşaltırken sayfaya, uzaktan bakınıyor ya biraz da kendine... Temize çekmek belki, belki kendi halinde bir bahar temizliği...

* Temizlik yapan anne ile herhangi bir kutlamaya icabet eden anne arasındaki fiziksel değişimin keskinliği değme süper kahramanda yoktu.




Altıçizililerim;

* Her seferinde o kupkuru evleri daha ilk günden yaşayan bir yer haline getirmenin yollarını arıyorduk. Çünkü orayı bir an evvel senin kılman, seninle nefes alıp veren, sen kokan bir yer haline getirmen gerekiyordu. Sonsuz yuva arayışımızın kurallarından biriydi bu. Daha kolileri açarken başlıyordun mekânla arandaki boşluğu doldurmaya, bir örümcek gibi örüyordun ağını, duvardan duvara, odadan odaya.


18 yorum:

  1. Ben de çok sevmiştim iki kitabı da ama küçük yuvarlak taşlar'da o keyfi alamadım, çok havada kalmıştı, çok derinine inememişti, çok birden kesilmişti ve bunu bilerek, bir teknik olarak ve gerçekten yapmak istediği için yapmış gibi de değildi maalesef... Umarım ufak bir sarsıntıdır ve eski Kesmez öykülerindeki tada geri döneriz bir sonrakinde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben Küçük Yuvarlak Taşlar kitabını da sevdim :) Belki de oradaki karakterleri çok benimsediğimdendir ama çok severek okudum.
      Yeni hikayeleri bekleyelim bence de :)

      Sil
  2. Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz'i aşamadı bence diğer kitapları. Film işleri ne merkezde? Ben bugün Holdovers'ı izledim, güzeldi. Öğretmenler Odası'nı bulursan bana pasla e mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir tek o kitabını okumadım Nurşen abla
      İnşallah bu yıl bitmeden onu da okurum :)

      Sil
  3. Annem sesli kitapta dinlesin diye indirmiştim, ben de dinleyeyim. :)

    YanıtlaSil
  4. Ben de hiç hikaye okuyamıyorum. İlle de roman olacak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hikayelerle aramı düzeltiyorum her geçen gün. Eskiden okuyamıyordum :/

      Sil
  5. nostaljik yerli diziler gibi yazıyor :)

    YanıtlaSil
  6. Okumadım bu yazardan kitap. Okumalarım da yerlerde sürünüyor zaten. Düzeltemedim epeydir. (Adadenizi ben. nedense googla hesabıyla yorum yapamadım bir türlü)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bir ara öyleydim, düzeldi şimdi arkadaşım...

      Sil
  7. Ben de tam tersi bir yazarı sevdim mi her kitabını okumak isterim 🤭

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Araya başka yazarlar sokunca sanki hakkını daha çok veriyorum gibi geliyor bana Derya

      Sil
  8. bazen bahar ve kucuk yuvarlak taslar adli kitapları var bende
    sade, anlasilir ve samimi anlatımı o kadar iyiki tekrar blog yazılarıma devam etme isteği uyandırdı bende
    rahatyazar.blogspot.com
    adresim

    YanıtlaSil
  9. Okumadım sanırım bu yazarı .

    YanıtlaSil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)