THE IRISHMAN / İRLANDALI (2019)
(Adaylıkları; en iyi film, yönetmen, 2 yardımcı erkek oyuncu, uyarlama senaryo, görüntü yönetimi, görsel efekt, kostüm tasarım, yapım tasarım ve film kurgusu olmak üzere toplamda 10 dalda...)
Bu filmi size bir şarkı eşliğinde yazmak istedim... Hem de zihnimizde biraz eski anılara yolculuk ederiz hep birlikte ;)
Filmimizin odağında Frank Sheeran (Robert De Niro) bulunmakta. Savaş sonrasında et taşıdığı kamyonuyla çalışırken yaptığı bir takım illegal işler sebebiyle işinden kovulduğu sıralarda daha önce tesadüfi karşılaştığı ancak avukatı sayesinde Russel Bufalino ( Joe Pesci) ile tanışarak kirli işlere bulaşıyor. Ardından Kamyon sendikası yöneticiliği yapan Jimmy Hoffa (Al Pacino) ile tanışmasının ardından hızlı bir şekilde kamyon şoförlüğünden sendika memurluğuna geçiyor ve "evleri boyamaya" devam ediyor... Bu arada Russel'ın vazgeçilmez elemanı aynı zamanda manevi evladı, Hoffa'nın da can dostu oluyor...
Film Frank'e odaklansa da mafya-yargı-siyaset üçgenini göz önüne sererken önemli olaylara da değinmeden geçmiyor tabi ki... JFK suikasti, Domuzlar Burnu Körfezi Çıkarması ve Jimmy Hoffa cinayeti başta olmak üzere bir sürü siyasi gelişimin de altını çiziyor...
Film hakkında kısa bilgiler verdiğime göre hissiyatlarım bölümüne geçebilirim...
Muhteşem bir kadro var gördüğünüz üzere... Ve film uzun bir zaman dilimini anlatması anlatması sebebiyle karakterlerde gençleştirmeler, yaşlandırmalar yapılmış... Özellikle gençleştirme işi Robert De Niro 'da sırıtmış gibi söylemler olsa da ben bu konuda çok irite olmadığımı söyleyebilirim. Filmi izlerken beni hiç etkilemedi de hatta...
Evet yaşlanmışlar ki hepsinin yaş ortalaması sanırım 70 lerde... Ama inanılmaz bir performans sergilemişler... Özellikle Al Pacino zirve yapmış diyebilirim... O mimikleri beni benden aldı film boyunca...
Sadece bu üçlüden bahsetmek diğer oyunculara aslında haksızlık olabilir... Hepsi yerli yerinde oyunculuklardı...
Filmin benim için en büyük handikapı süresiydi... 3 saat 29 dakikayı tek bir oturumda izlemek benim için hakikaten sabır olayıydı... Ki filmin en güzel sahnelerinin ve sürükleyiciğinin tavan yaptığı dönemi son 1 saat olmasaydı yarım bırakma ihtimalim çok yüksekti... Bu film anlatmak istediğini daha kısa sürede daha derli toplu anlatabilir miydi acacaba sorusunun bende yanıtı yok... Ben bu filmi merak ediyorum ama bu kadar süreye sabrım yok diyenlere tavsiyem ya filmi parçalayıp izlesinler ya da ilk 2 saati atlayarak izlesinler. Filmin can alıcı mevzuu son saatlere denk geliyor...
Mafya-yargı-siyaset üçgeni dedim de aslında bu filmi sadakat-ihanet, aile bağları, zaafı olanlar-eli güçlü olanlar ve en önemlisi gençlik-yaşlılık olarak da değerlendirebiliriz... Bu kadar uzun süreli olan filmde, irdelemek için elimizde oldukça fazla malzeme var...
Aile ilişkileri demişken evet yansıtmaya çalışmışlar ama kadınsal ayrıntılara girmeden konu mankeni olarak kullanmışlar kadınları diyebilirim. Sadece Frank'in kızı Peggy'nin babasına ve kirli arkadaşlarına bakış açısını biraz yansıtmaya çalışmışlar. Mesela Hoffa'nın ortadan kaybolmasındaki zaman diliminde babasını suçlayan o sessiz tepki biraz yumuşak kalmış... Ciddi bir duygu kaybı vardı orada sanki...
Evet güç, para, bolca cinayet, hakimiyetin dayanılmaz egosu derken her çıkışın bir de inişi vardır demişler... İşte beni benden alan kısımlardan biriydi bu sahneler... Bir şekilde herkes vadesini tamamladı... İşte bu duyguyu çok iyi yansıtmışlar... Hele ki Frank'in can dostu Hoffa'ya ihanetinin pişmanlığını o kadar güzel işlemişler ki... Geçmişten gelen işaretleri tek tek yerleştirmişler kameranın önüne...
Diyorum ya filmin son bir saati benim için çok kıymetliydi diye işte tüm bu detaylardan ötürü biraz da...
Evet film bir Godfather değil ama o kadar çok iz taşıyor ki.... Tam bir nostalji yağmuru... Ki az önce paylaştığım müziğin tınısını filmde duyduğumda içim ısındı diyebilirim...
Sonuç olarak belki AZZZZZZZZ SEEEVVVVDİİİİMMM filmi ama iyi ki izledim diyebileceğim bir filmdir kendileri... Son saat buna hem değerdi hem de böyle bir kadronun birlikteliğini kaçıramazdım... İzlemeseydim pişmanlık duyardım...
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, inşallah yeni bir filmle yarın yeniden görüşürüz ♥
bilgisayar efektleri ile gençleştirmişler, farkettin mii, gençlikleri komiktii, android gibiydi yüzleri, keşke genç oyuncular bulsalardı, efekt yerine, bugünkü halleri normaldi amaa :) çok sıkıldım yaa filmdeee :) scorsese tabisi bir coppola değil, baba filmine göndermeler yapmış bir dolu, restoran sahnesi gibii :) son öykümü okusan yaaa :)
YanıtlaSilGençlikleri beni çok etkilemedi deep... Genç birilerini bulsalardı belki bütünlük sağlayamayabilirlerdi bu kadar uzun bir filmde sanki, bilemedim ;)
SilEvet baba filmine oldukça fazla atıfta bulunmuşlar haklısın :)
Geliyorum hemen ;)
Çok boş olursam bir gün , izlerim belki. Yorumundan sonra ki hissiyatım:)))
YanıtlaSilhahahaaa :) Çok olumsuz değildim yahu :)
SilBiliyom mu ?
YanıtlaSilBelki yorum bırakacak hesapları
Olmayan 3-4 arkadaşım senin blogdan filim seçiyorlar.Ve ben senden habersiz onlardan tanıtım rüşvetini cukkaliyorum.😉❣️
hhahahaaaa :) cukkala bebeğüm sen, yeterki sen cukkala ;)
SilDeepe katılıyorum ben de keşke genç oyuncular bulunsaydı.
YanıtlaSilBen bu konuda çok emin değilim sanırım ;)
Silheey bak yazdııım şimdi son adaylarımıı :) bi de sayende, richard jewell ve tom hanks in filmlerini de izliyceem :)
YanıtlaSilhuhuuu yaşasın ♥
SilBizim ailecek seyrettiğimiz ve sıkıldığımız bir film oldu. Kadro muhteşem zaten filme ilk adım atmayı garantileyen de bu kadro. Ama işte....
YanıtlaSilson bir saat olmasa ben de diplerde olurdu bu film saadet. Ha gayret izledim ben de
SilFilm Oscar'da sıfır çekti. Buradan çok da beğenilmediğini anlıyorum ama o bu filmi izlememek olmaz. Hele ki benim gibi Al Pacino ve Baba filmi hayranıysan. Tek sıkıntı süresi. Olmazsa üç seferde izlerim :-)
YanıtlaSilÜç sefer çok mantıklı Şule... Son 1 saat sürüklemeseydi beni kesin kurdeşen dökerdim aynı yere mıhlanmaktan :)
Sil