24 Temmuz 2020

Çağan Irmak filmlerini bitirdim ;)


Taaa fi tarihinde senelik hedefler belirlemeye kalkmış ve tek maddenin üzerini bile çizmeden ağzıma gözüme bulaştırarak seneyi tamamlamıştım... İşte o zamanki hedeflerimden biri buydu... Tüm Çağan Irmak filmlerini izlemek....

Korona çıkıp eve kapanmasaydım gerçekleştirebilir miydim bilmiyorum ama nihayet 2020 itibarıyla tamamlamış bulunmaktayım...

Ara ara böyle şeyler yapıyorum aslında... Bir yazarın tüm kitaplarını okumak, bir yönetmen ya da aktristin tüm filmlerini izlemek gibi gibi... Bu konudaki isteğimin ilk sebebi sevgi... Seviyorum izliyorum, seviyorum okuyorum... Seviyorum ve o insanın eserlerine dair toplu bir çıkarım yapıyorum, sıralamak hoşuma gidiyor... Ay ben hepsini izledim / okudum demek de ayrı bir havalı mı ne hahahahaaaaaa :)) Şaka bir yana iyi hissediyorum işte, bu eylemin en özet hissi bu.....

Hazır tüm filmlerini izledim buraya da kendimce çıkartımlarımı yazayım istedim... Ara ara yazmışım zaten filmlerini... Yazmadıklarımı da kayıt altına alayım hem... 

Sıralamayı beğeni dereceme göre yapacak olursam;


Vazgeçilmez favorilerim; Babam ve Oğlum ve Issız Adam...
Her ikisi de ayrı türlerde olsa da birbirinden ayırmam imkansız sanırım...

BABAM VE OĞLUM (2005)

Bu filmi ilk defa izlediğimde Oytun'u yeni doğurmuştum... Yeni anne olarak hormonlarımın beni nasıl etkilediğini az çok tahmin etmişsinizdir sanırım :) Böğürerek ağlamıştım ve helak olmuştum... Hoş sonrasında 3-5 kez daha izledim ve her seferinde aynı etkiyi yarattı bende :) 

Filmin konusunu herkes biliyordur sanırım ama kısaca hatırlatmam gerekirse Sadık (Fikret Kuşkan) oğlu Deniz (Ege Tanman) 'i emanet etmek için baba evine geri dönüyor... Okumaya gittiği senelerde siyasi olaylara karışması sebebiyle küs olduğu babası Hüseyin Efendi (Çetin Tekindor) 'yle de bir hesaplaşma içine girmesi kaçınılmazdır tabi ki...

Sıcacık bir aile hikayesi...

En çok evin annesi Nuran karakterine hayat veren Hümeyra'ya bayılmıştım... Elinde telsiz traktör tepesinde gezinen babaanne Nuran şahsına münhasır bir karakterdi...

Sadece Hümeyra değil tüm oyuncular fevkaladenin fevkindeydi... Mutlaka izlemişsinizdir diye düşünüyorum ama ola ki izlemediyseniz alın elinize mendillerinizi ve filmi seyreyleyin diyorum....

ISSIZ ADAM (2008)

Issız adam ve ıssız madam diye yerleşmişti dilime bu film benim.... Ve bu filmden sonra sanırım erkekler kendilerini mutfakta ispatlamaya çalıştılar uzunca bir süre kız tavlamak için :))

Alper (Cemal Hünal) kırsaldan İstanbul'a gelmiş, çalışmış çabalamış, kendine bir restaurant açmış... Deyim yerindeyse cebini doldurmuş ama ruhunu dolduramamış bir adam... 

Irmak (Melis Birkan) ise Alper'in aksine kendi halinde ve duygusal bir yapısı var... Bir kostüm dükkanında çocuklara kostümler satıyor... Masallara inanıyor dememe gerek yok burada sanırım ;)

İşte bu ikili arasındaki uyumsuz ama sihirli aşkı anlatıyor filmimiz... Alper'in korkularını, Irmak'ın sade ve duruluğunu....

Tabi bir de müzikleri var..... İnsanın içine işleyen, tam da yerinde denk gelen...

Bu filmi izledikten sonra o soğuk ve mimiksiz Cemal Hünal' e takılmıştım ama çabuk geçti allahtan hahahaaa :))) 




Çağan Irmak filmlerinde 2. gruba aldığım ve yine epeyce sevdiğim filmler var sırada; Dedemin İnsanları, Tamam mıyız? ve Unutursam Fısılda...

Ne tesadüftür ki bu gruptaki 3 filmi de daha önce yazmışım ben bloga... Tekrara düşmeyeyim ve okumak isteyenleri o yazılara davet edeyim ben ;)

Dedemin İnsanları (2011) için buraya tık tık

Tamam mıyız? (2013) için buraya tık tık

Unutursam Fısılda (2014) için buraya tık tık



3. grubumda yine sevdiğim ama ilk iki gruba göre kıyasladığımda bir tık altta kalan filmler yer alıyor... Ve  ben bu filmleri de yazmışım bloga yaşasın :))

Prensesin Uykusu (2010) için buraya tık tık

Ulak (2008) için buraya tık tık

Nadide Hayat (2015) için buraya tık tık



Sıra geldi 4. gruba... Bu grup benim için Çağan Irmak filmlerinde EHHHHHHHHH İŞŞŞŞTEEEE noktasında... Kötü olduklarından değil aslında ama diğer filmlerine göre kıyasladığımda bu his oluşuyor bende....

Benim Adım Feridun (2016) 'u yazmışım daha önce blogta. Okumak isterseniz buraya tık tık....


BİZİ HATIRLA (2018)

Bu filmi ancak bu sene izleyebildim... 

Filmimiz Ege'li Terzi Eşref (Altan Erkekli) ile oğlu Kaan (Tolga Tekin) 'ın ilişkisi üzerine kurulmuş... 

Eşini kaybettikten sonra oğlunu tek başına büyütmüş Eşref Bey ve kendi yoluna gitmesine izin vermiş... Kaan'da bu yolda gerçekten çok çalışıp didinerek işinde başarılı bir adam olmuş... Yuvasını kurmuş, kendince bir düzen oturtmuş İstanbul'da... Bir gün Eşref Bey ciddi bir rahatsızlık geçiriyor ve oğlunun evine gelmek zorunda kalıyor... Tabi ki bu durum evde gelinimiz Ece (Özge Özberk) için bir sorun oluşturuyor ve bir dizi karmaşıklığa sebep oluyor...

Babam ve Oğlum filmindeki gibi bir duygu yaratmaya çalıştığı çok aşikar Çağan Irmak'ın... Ancak maalesef yakınından bile geçemiyor....

Evin yardımcısı karakterine hayat veren Binnur Kaya en gülmelik sahneler şahane bir şekilde imzasını atmış... Bu kadın bu işi hakikaten iyi beceriyor...

Altan Erkekli senelerin getirdiği deneyimini su gibi ortaya koymuş ve hayran bıraktı yine beni kendisine... Ama tüm bunlara rağmen bende istenen etkiyi yaratmadı... Ağladım mı, evet ağladım... Çokça duygulandım... Ama o eski filmlerinin etkisini nedense bulamadım... Bu film işte bu sebeplerden dolayı bu kategoride yerini aldı bende... 

Bu şekilde yazdım diye izlememezlik yapmayın sakın filmi... Bir çok Türk yapımının üstünde bir yerlerde olduğunu da unutmayalım ;)


ÇİLEKLİ PASTA ( 2000)

Bu film Çağan Irmak'ın ilk uzun metrajlı filmi sanırım... TV filmi dediklerinden.... Bundan önce birkaç dizisi olmuş ama film sektörüne ilk bu filmle adım atmış diye biliyorum...

Filmimizin konusuna gelecek olursak; Onur (Uğur Polat) 'un küçük bir pastanesi vardır ve birbirinden güzel pastalar yapmaktadır. Ama her gün özel olarak hazırladığı bir çilekli pastası var ve o pastayı kimseye satmıyor. O pasta bir gün aşık olacağı kıza aittir çünkü... Bir gün pastaneye ünlü Burcu Burkan (Yasemin Kozanoğlu) gelir ve Onur bu kıza aşık olur... Filmimiz böyle ilerler...

İzlediğim yıllarda bana bu film çok sıcacık gelmişti... Ama yine de bir şeyler eksik kalmıştı hissiyatımda... Bir de filmde dün gibi hatırlıyorum asıl kızımızın şeker hastası olması sebebiyle vurduğu iğneyi saklamasına sinir olmuştum... Ki bu da filmde çeşitli yanlış anlamalara sebep olmuştu...

Bu film buraya tamamen sıcacık hissiyatıyla kondu efenim... Zamanın dikkat çeken yapımlarındandı ama şimdilerde izlesem ne hissederim bilmiyorum...



Evet bu grubumuzdaki filmler beni konu olarak etkileyen ama bir türlü içine çekemeyen filmlerden oluşuyor... Filmleri yazınca ne demek istediğimi anlatabileceğim sanırım ;)

ÇOCUKLAR SANA EMANET (2018)

Bu film de bu sene izlediklerimden... İsmini ilk duyduğumda bu film beni tam 12 den vurur dediğim ama bir şekilde beni hayal kırıklığına uğrattığı burada kayıtlara geçsin... Çok mu beklenti içerisindeydim acaba diyorum ama yine de yaşadığım hayal kırıklığının tam açıklaması değil biliyorum...

Filmimiz klasik olarak bir aşk filmi gibi başlıyor... Kerem (Engin Akyürek) ve Yeşim (Hilal Altınbilek) karşımıza mutlu bir çift olarak çıkıyor... Tek mutsuzlukları henüz bir çocuk sahibi olamamaları... Ve bu gerginliklerini azaltmak için yazlık evlerine giderken bir kaza geçiriyorlar, Yeşim ölüyor... Bu arada bir çocuğa da çarpıyorlar ve o da ölüyor... Bundan sonrası biraz fantastik gizem türüne dönüyor... Ben Kerem'i ağır bir yas içinde bulmayı beklerken o kabuslar görmeye başlıyor ve bir dizi gerilimli sahneye şahit oluyoruz... 

Kerem kafasını toplamak için yine yazlığa gidiyor ve oradaki evlerine bakan bakıcılarının Kerem'in cinlere karıştığını düşünmesi ile birlikte terk edilmiş bir köyde yaşayan şifacı kör bir kadına (Şerif Sezer) götürülüyor... Ve filmimiz bu minvalde ilerliyor...

Alışık olmadığım bir Çağan Irmak tarzıydı... Filmin sonlarına doğru o cin midir hayalet midir ne ise artık onun canlandırılması çok amatörceydi... Teknik olarak çok daha iyi bir iş çıkartılabilirdi diye düşünüyorum...

Geçmişle hesaplaşma sanki fazla abartılmıştı gibi gibi....

İşte tam bu sebeplerden dolayı maalesef filmin içine giremedim ve hayal kırıklığına uğradım... Konu farklı bir şekilde işlenebilirdi hissiyatındayım...


KARANLIKTAKİLER (2009)

Şimdi de oldukça psikolojik bir filmle başbaşayız...

Anne Gülseren (Meral Çetinkaya) ve oğlu Egemen (Erdem Akakçe) 'in yalnız hayatlarına konuk oluyoruz bu sefer... Gülseren sebebini bilmediğimiz bir neden dolayı psikolojisi bozulmuş (hatta delirmiş bile diyebiliriz zaman zaman) bir kadın olarak çıkıyor karşımıza... Tek varlığı oğlu... 

Egemen ise 30'lu yaşlarını aşmış bir adam ancak annesinin ona olan bağlılığı ve tutkusundan dolayı ruh sağlığının çok da iyi olduğunu söyleyemeyiz... Tek nefes aldığı yer ofis boy olarak çalıştığı reklam şirketidir ki patronu Umay (Derya Alabora) 'a beslediği ilgi çok da sağlıklı bir his değildir...

Gülseren'in travmaları ve Egemen'in çıkmazları arasında gidip gelirken çoğunlukla boğuldum... Ve Çağan Irmak'ın ilk defa bir filminde bu kadar az karakterle tanıştım... 

Yalnız bir konuya değinmeden geçemeyeceğim; Meral Çetinkaya bu filmde inanılmaz bir oyunculuk sergilemiş... Bakışlarından bile yaşadığı o korkuyu, zayıflığı ve karmaşayı o kadar iyi hissettim ki... Büyülendim diyebilirim...

Belki filmin ilk vizyona girdiği dönemlerde bu filmi izleseydim daha farklı etkilenebilirdim... Sonu olmayan bu yolculukta onları daha çok hissederek yol alabilirdim bilmiyorum... 

Bu filmin sonunda da tabi ki bir Çağan Irmak imzası vardı ve beni en çok etkileyen kısım da orasıysı aslında... Gülseren'in neden bu hale geldiğini anlatmasıyla birlikte filmin rengi biraz değişse de başlangıçta yaşattığı o boğulma hissimi geçirmedi maalesef :/

Bu kadar bıdı bıdı etmiş olabilirim ama şayet bir dram severseniz yine de bu filmi izlemenizi öneririm...




Evet sırada son grubumuz var; Mustafa Hakkında Her Şey (2004) ve Bana Şans Dile (2001) 

Bu iki filmle ilgili ortak düşüncem çekildikleri yıllarda izlesem belki bir şeyler hissedebilirdim ancak bu sene izlediğimde bana hiçbir şey hissettirmediler maalesef :/ Oyunculuklar acemi geldi ki zaman içinde çok güzel işlere imza atan oyuncular her biri... Anlattığı dil komik geldi.. Gibi gibi.... O sebeple tek tek anlatmayacağım bu iki filmi...

Evet filmler bitti... Buraya kadar okuduysanız ne mutlu bana :)))
Ama sizi biraz daha tutacağım... Bir toparlama yapacağım inşallah kısa tutabilirim :)))

Çağan Irmak'ın bir de dizileri var... Zaman içerisinde onları da izlemişim... Teker teker anlatmayacağım merak etmeyin... Hatta bazılarını izlediğim dönemlerde kendilerinde Çağan Irmak imzası olduğunu bilmiyordum bile :) Bazılarına siz de benim gibi şaşırabilirsiniz hatta; 

Şaşıfelek Çıkmazı
Günaydın İstanbul Kardeş
Asmalı Konak
Çemberimde Gül Oya
Kabuslar Evi
Yol Arkadaşım
Keşanlı Ali Destanı
Çalıkuşu
Gülizar

Bu diziler arasında Çemberimde Gül Oya ve Şaşıfelek Çıkmazı 'nın bende yeri ayrıdır hep...

Bana göre Çağan Irmak ilk 2005 yılında parlamış Babam ve Oğlum filmiyle... Sonrasında Issız Adam, Dedemin İnsanları... Ama son zamanlardaki filmlerinde sanki farklı bir şey yaratma isteği ile komedi ve fantastik öğeleri katmaya başlamış... Ama şu bir gerçek ki dram konusunda üstüne tanımam... Çok iyi ağlatıyor arkadaş :)))

Dikkat ettiyseniz bir de genelde aynı oyuncular vardır filmlerinde... Hümeyra ve Çetin Tekindor uzun süre hep baş köşede olmuşlar... Yetkin Dikinciler ona keza... Vikipedi bu konuda hangi oyuncu kaç defa oynadı diye bir skala tutmuş hatta... Tık tık

Sonuç olarak Çağan Irmak iyi ki var dediğim insanlardan... Kibar ve gösterişsiz duruşuyla hoşuma gidenlerden...

Bu yazının bonusu film repliklerinden gelsin... Bir sitede denk geldim ve çok hoşuma gitti... Siz de bir bakın isterseniz; tık tık

Sevgiler gönderdim kucak dolusu... Mutlu hafta sonları diliyorum herkese ♥





23 yorum:

  1. çoğunu izlediğimi fark ettim
    ne güzel bir liste olmuş

    YanıtlaSil
  2. Vay çok güzel derleme olmuş izlemediklerim var karanlıktakileri izleyebilirim

    YanıtlaSil
  3. güzel bir paylaşım olmuş sağol. Bende çemberimde gül oyaya başladım dizi olarak.

    YanıtlaSil
  4. Şebnemciğim,
    Listene bakınca anladım ki, Çağan Irmak filmlerinden izlemediğim pek az kalmış ki onların bir kaçını da bir şekilde cazip gelmediği için özellikle izlememiştim.
    Mustafa Hakkında Herşey'i ilk oynadığında sinemada izlemiş ve çok beğenmiştim. Bugün tekrar izlesem fikrim değişir mi, bilemedim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de aynı şeyi düşündüm, acaba çıktığı dönemde izlesem farklı mı hissederdim diye... Farklı düşünürdüm diye karar kıdım sonra :))

      Sevgiler gönderiyorum en kocamanından :)

      Sil
  5. ooo ne güzel bişi yapmışsın. ben de izledim hepsisini, bazılarını da sinemada. ulakı hiç sevmem :) çok sıkıldım o filmde. çağan ırmakın benim açımdan tek filmi, ıssız adam, her izleyişimde ağlıyom, zaten ağlak filmlerin yönetmenii. sevmediğim ama saygı duyduğum yönetmenlerdeen :) ama ıssız adam çığır açan film işte. aşığım o filmeee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Issız Adam evet yeri başka bende de... Ulak sen aksine sevdiklerimden, o masal anlatıcılığı hoşuma gitmişti benim...
      Son dönemde biraz gevşedi filmleri sanki, toparlar umarım...

      Sil
  6. mustafa hakkında her şey'in gönlümde yeri ayrı. nejat ve fiko zaten şahaneler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben bir türlü içine giremedim o filmin Burcu...

      Sil
  7. Epey filmi varmış. Ben çok azını izlemişimdir. İzlediklerim içinde en çok Unutursam Fısılda'yı sevmiştim.

    YanıtlaSil
  8. Bu kadar filmi olduğunu bilmiyordum. Çağan Irmak deyince aklıma Babam ve Oğlum ile Issız Adam gelir. Dizilerden ise Çemberimde Gül Oya.

    YanıtlaSil
  9. This text is invaluable. Where can I find out more?

    YanıtlaSil
  10. mavilale arkadaşımız, julia roberts filmleri etkinliği düzenledii, bloguna dönünceee belki istersin katılmaak, feriha teyze de beni unuttu diyooo :)

    YanıtlaSil
  11. Ya süpersin. Böyle bir yazarın bütün kitaplarını ya da bir yönetmenin/oyuncunun bütün filmlerini bitiren insanlara çok imreniyorum.

    Çağan Irmak'ı ben de severim. Yönetmenden en son Çocuklar Sana Emanet'i izledim. Aslınca çok güzel bir konusu vardı ama film aceleye getirilmiş gibi amatörlüklerle doluydu. halbuki çok etkileyici bir film olabilirmiş, yazık olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet o filmde ben de aynı şeyleri hissettim Şule. Yanlış işlemiş ve sonunu özellikle kotaramamış hissine kapıldım

      Sil
  12. Çilekli Pasta'yı hiç duymamıştım.En kısa zamanda seyredice inşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tv filmiydi, ben de Çağan Irtmak'ın olduğunu bilmeden izlemiştim eskiden...

      Sil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)