7 Mart 2022

2022 Oscar adaylarını izliyoruz ♥ Volume 8 (The Eyes of Tammy Faye)


Yağmurlu bir günden herkese merhabalar :)

Dün akşam itibarı ile tüm filmleri izlemeyi bitirdim nihayet. Ancak izleme hızıma, yazma hızım yetişemediği için filmleri yazmakta gecikiyorum. Bu konuda biraz hızlanmaya çalışacağım ve yazabildiğim kadarını yazacağım bu hafta. Kafam net aslında ama uzun uzun, tadına vara vara tahminlerimi yazmak istiyorum. O sebeple hafta sonuna kadar bekleteceğim sizi...

O postta doyasıya filmlerin dedikodusunu yeniden yaparız inşallah :)) 
Şimdi gelelim sıradaki filmimize;



THE EYES OF TAMMY FAYE (2021)

(En iyi kadın oyuncu ve makyaj-saç tasarımı dallarında toplam 2 adaylık)


Öğrenmenin yeri, yaşı ve şekli yok. Bu filmle birlikte evangelist ve televangelist kelimelerini sokmuş bulunuyorum hafızama 😏

Evangelist: Hıristiyanlık bildirisini vaaz eden, yayan kişi
Televangelist: İnsanları Hıristiyan olmaya ikna etmek ve dini kuruluşlara para vermek için televizyonda vaaz veren kişi

Bu bilgileri neden bize de yükledin, ne gerek vardı derseniz filmimizin kahramanları Tammy Faye - Jim Bakker çiftimizin icra ettikleri iş televangelistlikmiş ve Amerika'da oldukça ünlü bir çiftimizmiş. Ünlü oldukları kadar da skandallarla dolu bir geçmişleri varmış. Bilmiyordum, öğrendim 😀

Anladığınız üzere gerçek bir yaşam hikayesi izliyoruz bu filmimizde de... Son dönemlerde Oscar adayı filmlerin çoğunluğu gerçek yaşam hikayelerini konu alıyor. Bu konuyla ilgili bir istatistik yapılmış mıdır bilmiyorum ama ben son senelerde yazdığım yazılara baktığımda yüzdelik olarak bir fazlalık olduğunu fark ettim geçen günlerde. 

Ne kadar lüzumsuz bilgilerle donattım yazıyı hahahaaaa :))) Siz bana takılmayın olur mu 😉 Engin bilgilerimi (!!!!!) bırakıp ben yazının ana konusuna döneyim en iyisi....

Tammy Faye (Jessica Chastain) oldukça dindar bir ailenin üyesidir ve annesinin ilk evliliğinden olduğu için de dini törenlere katılmasına izin vermemektedir ailesi. Sebep mi; diğer insanlara annenin ilk evliliği hatırlatılmak istenmemektedir de ondan. Garip ama gerçek (miş)....

Bu dışlanma içine oldukça işlemiş olsa gerek ki Tammy Faye kendini tamamen dini bir eğitime adamış ve bu eğitim hayatında da Jim Bakker (Andrew Garfield) ile tanışmış. Sonu evlilik tabii ki...

Çiftimiz ilk önce bir kukla gösterisi ile başlıyorlar bu işe. Şehir şehir gezerek çocuklara kuklalar aracılığıyla dini bilgiler verip para kazanıyorlar. Daha sonra bir özel kanalda işe başlıyorlar ve sonra da kendi kanallarını kurup inanılmaz bir şöhrete ulaşıyorlar ve tabi ki zenginliğe de...

Kendi çıkarları, kilise ve diğer siyasi oluşumlarla sürtüşmeler derken hızlı bir düşüş de başlıyor hayatlarında... 

Filmimiz bu konuya odaklanmış odaklanmasına da biraz yanlı odaklanmış sanki... Bunu bir şey bildiğimden dolayı değil de tamamen hissiyat odaklı söylüyorum tabi ki... Tammy Faye'i anlatırken saflığına ve mali konulardan uzaklığına odaklanmışlar, Jim Bakker'ı gömmüşler ama hatanın tek taraflı olduğuna inanmam beklenemezdi... Hoş benim inanıp inanmamam da umurlarındaydı sanki :)))

Tammey Faye'in diğer evangelistlerden farkı da LGBT bireylere destek vermesi... Bu sebeple belki de daha öne çıkıp sevilmesine sebep olmuş. Daha o yıllarda dini çevrelerde anılması bile suç oluşabilecek bu konuda gayet dik bir duruş sergileyerek AIDS hastalığıyla savaş veren kişilerle röportajlar yapıp bu konudaki tavrını net sergilemiş.

Şimdi gelelim oyunculukları konuşmayı ki filmin adaylığı da bu yönde zaten. Jessica Chastain'i tanımakta oldukça güçlük çektim. Ve performansı olağanüstü denilebilecek kadar güzel. Harika bir iş çıkartmış. Abartılı bir oyunculuk diye bir çok yerde eleştiri de gelmiş kendisine ama zaten hayat verdiği karakter abartılı bir karakter. O sebeple bu eleştirilerin yersiz olduğunu düşünüyorum. Makyajıyla, giydiği kıyafetlerle, hareketlerinden tutun da en ufak mimiğine kadar muhteşemdi. 

Kadın oyuncu kategorisi bu sene benim çok kararsız olduğum bir kategori ki, karşısında güçlü 2 adaylık daha var Chastain'in...  Alırsa, neden aldı demeyeceğim kesin...

Film klişelerden ilerlemiş olsa ve çok şaşırtıcı yanları olmasa da oyunculuk yönünden göz dolduran bir yapım. Jessica Chastain kadar Jim Bakker da iyi iş çıkartmış...

Sonuç olarak ben bu filmi SEEEEVVVDDDİİİMMMMM, beklentisiz oturursanız karşısına siz de beğenirsiniz diye düşünüyorum. Beğenmeseniz bile muhteşem bir performans izlemiş olursunuz, bu da işin kârı olur bence... Demedi demeyin 😉




12 yorum:

  1. Evangelist'i biliyordum ama diğerini yeni öğrendim. Geçen gün başka bir blogda da Chastain'e yapılan makyajdan konuşmuştuk. Merak ediyorum filmi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makyaj evet çok abartılı bir makyaj ancak gerçek yaşamında da Tammy Faye aynen öyleymiş. Bu kadar da olmaz dediğim çok oldu makyaj konusunda ;)

      Sil
  2. 2 yeni kelime öğrendim bu yazınızla :) unutulması da zor kelimeler :)

    YanıtlaSil
  3. Bu film benim en sevdiklerimden biri oldu. Bir kere kadın rolünün hakkını vermiş diye düşünüyorum. Ve evet benim de bilgi dağarcığıma yenileri eklendi. hatta bu kelimelerin anlamını öğrendiğimde filme önyargılı bakıp seyretmeyi geciktirdim bile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatun kaptı heykelciği Saadet :)
      Benim ,kinci favorimdi, o sebeple tahminimin tutmamasına üzülemedim bile :)

      Sil
  4. Andrew Garfield'in bu filmde de oynadığını bilmiyordum. Hatta kontrol ettim, belki Şebnem yanlış isim yazmıştır diye ama oynuyormuş :-))

    Ben üç film izledim sadece, onları da bir yazıda toplayıp anlatmak istiyorum. İnşallah bu hafta yazabilirim. Kaldıkça kalıyor yoksa.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sene aday filmlerde çift oyunculuklara rastladık, ben de şaşırdım o sebeple.

      Sil
  5. Hristiyanlıkta boşanmış kadının statüsü ile ilgili Paralel Anneler filminde de bir bölüm vardı. Tekrar evlensin ya da evlenmesin dini kurumların ve mahalle baskısının kadını değersizleştirmesi hiç hoş değil... Yönetmenlerin bu konuları işlemesi fark yaratmaya çalışmaları hoşuma gidiyor.
    Bu sene hızlıca filmlere bakıp biyografik filmleri saydım 9 rakamına ulaştım.
    Jessica Chastain'in bu rolde sevdim ben. Yalnız bir soru takıldı kafama. Oyuncuları her zaman gördüğümüz yüzlerle görmeyince, makyajla değişmiş bir halde görünce daha mı farklı değerlendiriyoruz acaba? Yüz eskimesi olayından kurtulmuş oluyorlar... Bu soru kafamı meşgul etmeye başladı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet orada da vardı. Şimdi sen söyleyince hatırladım :)

      Adamların anlatacakları konu kalmadı galiba. Klişeye düşmemek için biyografiye yüklendiler bence.

      Keisnlikle yüz eskimesinden kurtuluyorlar. Aynı şeyi Nicole Kidman'da düşündüm ben. Normal haliyle çıksaydı karşımıza off yine mi derdim muhtemelen.

      Sil

Güzel yorumlarınız için teşekkürler :)